HERŞEY BİZE ALLAHIN BİR EMANETİDİR
Şu dünyada var olan her şey Allah’ın bizlere bir emanetidir.. Ve her insan kendisine emanet edilen şeylerden sorumludur. Dünya da bize Allahın bir emanetidir. Yeri ve zamanı geldiğinde Allah emanetlerini geri alacaktır. Tıpkı eceli gelen insanın ruhunu teslim aldığı gibi. Geçen her ömür, geçen her zaman bizlerden geri alınan birer emanet değil mi?. Nihayet kıyamet koptuğunda Yüce Allah, evrende yarattığı tüm emanetlerini geri alacaktır. Ancak herkes Allahın kendisine emanet olarak verdiği şeylerin emanetinden de hesaba çekilecektir. Emanetleri nasıl kullandığı ve nasıl koruduğu konusunda hesaba çekilecektir. Bu bağlamda herkes kendi sorumluluğuna giren emanetlerden sorumludur. Mesela, Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur: “İnsan şu beş şeyden hesaba çekilmeden Allahın huzurundan ayrılmayacaktır. Bunlar: Ömrünü nerede geçirdiği, gençliğini nasıl yaşadığı, malını ve servetini nereden ve nasıl kazandığı ve kazancını nerelere harcadığı, ilmiyle amel edip etmediği.”
Yüce Allah, bizlere faydalanmamız için emanet olarak verdiği bir takım nimetlerin yanında kendisine inanmamız, ibadet etmemiz ve kulluk etmemiz için de bir takım görev ve sorumluluklar vermiştir. Bunlar da bizlere Allahın yüklediği bir emanetidir. Bizlere doğruyu, hakikati, iyiyi ve faydayı öğretmek, görev ve sorumluluklarımızı bildirmek için Allah’ın bize gönderdiği mübarek kitabımız Kur’an da O’nun bize en büyük bir emanetidir. Zira insanlar, bu dünyada yapmaları ve yapmamaları gereken bütün davranışları bu ilahi kaynaktan öğrenirler. Çünkü, İnancın, ibadetin doğrusu, ahlakın güzeli, hayatın ölçüsü Onda bildirilmiştir. Helal ve haram, hayır ve şer Onda tarif edilmiştir. Emanetlerin nasıl korunacağı Onda bildirilmiştir. Peygamberimiz ve Onun sünneti de Allahın bize bir emanetidir. Allah insanı yaratırken onu diğer canlılardan ve varlıklardan üstün kılarak, onu; el, ayak, göz, kulak, dil ve deri gibi birçok organla donatmış ve onları insana emanet etmiştir. Ayrıca hidayeti bulmada, dünya ve ahiret mutluluğunu yakalamada kendisine yol göstermesi için akıl, irade, düşünce ve bilgi gibi bir takım üstün meziyetleri de emanet olarak vermiştir. Yaşamamız için hava ve su yaratmıştır. İşte bütün bunlar Allahın bizlere bahşettiği birer nimet ve birer emanettir.
Her emanetin kendine özgü bir sorumluluğu vardır. Meselâ Dil’in emanet sorumluluğu; onu yalandan, gıybetten ve küfürden korumaktır. Dil’in meşru görevi ise Hakkı, hakikati, doğruyu, güzeli ve faydayı söylemektir. Allahı anmaktır, O’nu tesbih etmektir. Şöyle bir düşünün! Allah tarafından insana emanet olarak verilen, ama ömür boyu Allahı hiç anmayan, ve hayırlı bir söz söylemeyen bir Dil’in hesabını insan Allah’a nasıl veerir? Bu nedenle insan, Peygamberimiz bir hadisinde: “Allaha ve ahiret gününe inanan kimse, ya hayır söylesin ya da sussun.” buyurduğu gibi diliyle ya hayır söylemeli, ya da susmalı. Meselâ, kulağın emaneti; kulağı haram, kötü, çirkin ve zararlı sözleri dinlemekten, dedikodu ve gıybetten korumaktır. Gözün emaneti; Gözü harama bakmaktan ve faydasız şeyler için yormaktan korumaktır. Sözün emaneti ise; Söylenen sözde durmaktır, sözün gereğinin yapmaktır, sır olan sözleri sahibinden izinsiz açıklamamaktır. Halk ile münasebetlerde herkese hakkının verilmesi, kul hakkına riayet edilmesi, insanlara adaletli ve merhametli davranılması , zulüm ve haksızlık yapılmaması, tartı ve ölçüde hile yapılmaması, onun bunun ayıbının ve kusurunun araştırılmaması, dedikodu ve gıybet yapılmaması İnsanların hak ve hukukunun korunması da sorumluluk gerektiren ahlakî emanetlerden bazılarıdır.
Geçmişte bir adam bir iş icabı köyünden bir müddet ayrılması gerekir. Adam köyden ayrılırken koyunlarını komşusuna emanet eder. Bunların sayısı onbeş’tir. Ayrılığı uzayan adam birkaç yıl sonra köye geri döndüğünde komşusu ona yüz adet koyun getirir. Bunu gören adam hayretle; “Bunlar nedir komşu?” der. Komşusu der ki: “Bunlar senin bana emanet ettiğin koyunların.” Adam der ki; “Ben sana on beş koyun emanet etmiştim. Sense bana yüz koyun veriyorsun. Bu neyin nesi?” Komşusu; “Koyunlar her sene çift çift doğurdu ve sayıları arttı ve bu kadar oldu.” der. Adam o koyunların içinden on beş tanesini ayırır alır ve komşusuna şöyle der: “Ben sana emanet ettiğim koyunlarımı aldım. Diğerleri senin hakkındır. Çünkü onlar senin emeğinin hakkıdır. Benim onlarda hiçbir emeğim ve hakkım yok.” İşte emanet sorumluluğu taşıyan iki faziletli mü’min.. “O müminler, emanetleri en güzel şekilde korurlar, sözlerine uyarlar.”(Müminun-8) Bizlerin de emanet hassasiyeti ve sorumlulğu böyle güzel olmalı
Hayırlı Cumalar
(muallimosman)
























































Yorum Yazın