IHLAMURDA AŞK
Ihlamur ağacının gölgesinde ikimiz
Yırttığımız mektuplara üçümüz de şahidiz
Sen, ben ve ıhlamur ağacı
Şehre gelenlerin en yavaş geçidi orası
Beysun’lu Bayram’ın otobüsünü devirecek kadar keskin
Ceviz ağacını yıkacak kadar dikçe yokuşlu
Ihlamur ağacının gölgesinde ikimiz
Buğulanan aşkımızı sıkça tazelediğimiz.
Ihlamur ağacının gölgesinde ikimiz
Minibüs üstünde yolculukta köylülerimiz
Onlar giderken havalı havalı
Bizse gidenlere havamızı atma hevesindeyiz.
Bir çuval somun taşır akşam ziyafetine
Bir de rengarenk kesme
Geggo Emine’ye almış fistanı basma
Yolağa aşağı iniyor hızla
Oysa ben ne kadar gerideymişim
Şehre tayinle gelen kızla.
Ey tayinle gelen kız,
Seni bir başka tayin götürdü zaten
Ihlamur ağacının altında birer hiçiz
Kalan ben ve ıhlamur ağacı biz çok sensiziz.
Bütün hatıralarımız gitti kestiklerinde seni
Bir hızar doğradı bir yol uğruna
Oysa ne sevdalar yazmıştık dalına budağına
Alibey patikasını bulduran pusulam
Bir hamamda güzeldi
Bir de hendeğinde söylemek türküleri
Kabak çiçeklerinin bolluğunun tanığı
Bir geniş yola engel denilen ormanın tek sanığı.
Sevgili,
Ihlamur ağacının altında hiçimiz
Ne ben ne sen ıhlamur da yok zaten.
Kaderiyle o şehirde doğan ben
Tayinle gelen sen
Ve takdir ile o hendekte büyüyen ıhlamur ağacı
Ne ıhlamur ne ben kaldım ne de sen o alımlı kız
Hepimiz üçümüzün bir derin yasındayız.
Ihlamur,
Seni özlemeye mecburum
Hatırlamaya da vefam var
Rüzgar uğultulu kafan gibi dikte bir kafam var
Bir kulak duymasın diye;
Keserler mi acep dilimi senin rüzgarını kestikleri gibi?
Bir neccar çivisini çakar mı kemik niyetine?
Dilin kemiği varmış dedirtirmiyim bu saatten böyle?
Dilim içine pusar da susturur mu isyanımı?
Dilim içine kaçar da kusturur mu tok karnımı?
Dilim dışına sarkar da salya sümük her yanımı,
Dilim dilim doğrarlar mı ıhlamur gibi aynı?
mhd//
Yorum Yazın