Reklamı Geç
Güneş Güzellik
Ceviz Ticaret
Güneş Güzellik
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

İNSANIN “DOĞRU” ve “YANLIŞ” İLE İMTİHANI

 

İNSANIN “DOĞRU” ve “YANLIŞ” İLE İMTİHANI

 

Yüce Allahın razı olduğu ve yapılmasını emrettiği, öğütlediği iyi, güzel ve faydalı olan her şey “Doğru” dur. Veya yasaklamadığı ve haram kılmadığı güzel ve faydalı olan herşey doğrudur. Meselâ; Ana babaya iyi davranmak, insanlara iyilik etmek ve yardımda bulunmak, âdil olmak, merhametli olmak, işinde doğru ve dürüst olmak, ölçülü olmak, güler yüzlü ve doğru sözlü olmak, helâl ve temiz iş yapmak, helal kazanmak, ve helal lokma yemek bunlardan bazılarıdır. Allahın razı olmadığı ve yapılmasını istemediği, haram ve günah saydığı; kötü, çirkin ve zararlı olan herşey “Yanlış” tır Meselâ; Allaha şirk koşmak, Yalan söylemek, yalan şahitlik etmek, hırsızlık ve dolandırıcılık yapmak, işinde hile ve sahtekarlık yapmak, kul hakkı yemek, zulmetmek, dedikodu yapmak, insanları hakir görmek, hakaret etmek, haram rızık elde etmek, israf etmek, haddi aşmak, şımarmak ve kibirlenmek bunlardan bazılarıdır.

İyiyi de kötüyü de, doğruyu da yanlışı da yaratan Allah’tır. Ancak Allah kullarının yaptığı iyi ve doğru işleri razı olarak yaratır, kötü ve zararlı olan, yanlış olan şeyleri ise insanlar o yanlışlara yöneldiği için yaratır. İyi ve kötü, doğru ve yanlış; insanlar için birer imtihan aracıdır. Bakalım hangi kul Allah’ın emir ve öğütlerini dinleyerek iyiye, güzele, adalete ve doğruya yönelecek!,.. Hangi kul da Allah’ın emir ve yasaklarına ve ikazlarına aldırış etmeyerek kötüye, yanlışa ve haramlara yönelecek?. Allah Kur’anda şöyle byurur: “O Allah, hanginizin daha güzel iş yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk-2)

İnsan, bazen bizatihi kendisi iyilikleri, güzellikleri ve doğruları yapar, bazen de söz ve davranışlarıyla iyiliklerin, güzelliklerin ve doğruların yapılmasına vesile olur. Aynı şekilde insan, bazen bizatihi kendisi kötülükleri, zulümleri, haksızlıkları ve yanlışları yapar, bazen de söz ve davranışlarıyla kötülüklerin, zulümlerin, haksızlıkların ve yanlışların yapılmasına, âfet ve mûsibetlerin ortaya çıkmasına sebep olur. İnsan her iki durumda da sonuçtan hem dünyevi olarak hem de uhrevi olarak sorumludur. Ve yaptığı doğrulara ve güzel işlere karşılık dünyada birçok iyiliklere ve güzelliklere nâil olduğu gibi Allah katında da sevaba ve mükafata nail olur. Cennet yurdunu kazanır. Veya yaptığı yanlışlara ve kötülüklere karşılık dünyada birçok sıkıntıların, âfetlerin, felaketlerin ve acıların yaşanmasına sebep olur. Ve sebep olduğu bu yanlışlara karşılık İnsanların bedduasını alır. Allahın da azabına müstehak olur ve Cehennem ateşini kazanır. Bu konuda Yüce Allah bizleri şöyle uyarır: “Kim zerre kadar bir iyilik yapmışsa mutlaka mükafatını görecektir. Kim de zerre kadar bir kötülük yapmışsa o da mutlaka cezasını görecektir.” (Zilzal7,8)

Allah, kullarına peygamber ve kitap göndererek onlara; nelerin “iyi” nelerin “Kötü ” olduğunu bildirmiştir. Ayrıca İnsana akıl, ilim ve irade vererek, iyi ve kötüden dilediğini seçme ve yapma hürriyeti vermiştir. Bu bağlamda; iyi veya kötü, doğru veya yanlış, faydalı veya zararlı, hayır veya şer, bunlardan birini seçmek, yapmak veya bunlardan birinin yapılmasına veya oluşmasına vesile olmak insanın kendi iradesinde ve kendi elindedir. Bu özgürlük insanın yaptıklarından sorumlu olma ölçüsünü getirmiştir. Yukarda da ifade ettiğimiz gibi bunlar insanın “Doğru” ve “yanlış” la imtihanıdır. Bu imtihanın sonucu; kişinin yaptığı doğru ve yanlışlara göre lehine veya aleyhine olarak kendisine geri döner. Hem bu dünyada döner hem de âhirette döner. Zira Yüce Allah Kuranda: şöyle buyurmaktadır: “Kim iyi bir iş yaparsa bu kendi lehinedir. Kim de kötü bir iş yaparsa o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin kullarına asla zulmedici değildir.” (Fussılet-46) Buna rağmen insanlar başlarına gelen kötülük ve felaketlerin sebebini kendilerinde aramazlar da başka başka yerlerde aramaya çalışırlar. Suçu başkalarına veya kadere yüklerler. Biliniz ki, geçmişte de günümüzde de insanların başına gelen her türlü belâ ve musîbetlerin sebebi; insanların kendi elleriyle yaptıkları yanlışlar ve kötülüklerdir. Zîra Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Başınıza gelen her türlü felaket, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir. O Allah, yine de çoğunu affeder” (Şura-30)

Küresel felaketler, sel felaketleri, kasırgalar, depremler, kıtlıklar, açlıklar, kuraklıklar, ekonomik krizler, savaşlar, terörler, cinayetler, intiharlar, ictimâi ve psikolojik bunalımlar, bulaşıcı hastalıklar, kin ve düşmanlıklar, zulümler. v.s. İşte bütün bu felaketler insanların doğruyu ve iyiyi terk ederek kötülüklere ve yanlışlara yönelmelerinin sonucudur. Eğer insanlar akıllarını doğru istikamette kullanmaz da kötülüklere ve yanlışlara yönelirse o insanlar bilsinler ki Allah’ın bildirdiği azab ve felaketler onları mutlaka yakalar.. “İnsanların bizzat kendi elleriyle işledikleri yanlışlar yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırır ki, belki yaptıkları yanlıştan dönerler.” (Rum-41)

Her insan Doğru ve Yanlışla, iyi ve kötüyle sınandığı bu dünyada gücü nisbetinde içinde bulunduğu her olaydan sorumludur. İnsan asla bu sorumluluktan kurtulamaz. Ve insan bu sorumluluk kapsamında yaptığı her türlü iyi ve doğru işten, yaptığı her türlü kötü ve yanlış işten sorumludur ve Allah katında bunun sonucunu mutlaka görür. Bu konuda herkes mutlaka her gün nefis muhasebesi yapmalı ve nerede yanlışı yapmışsa hemen düzeltmeli ve doğruya yönelmeli. İmanınız doğru ve sağlam, sözünüz ve işiniz doğru ve güzel, ömrünüz feyizli ve huzurlu olsun. Ahiretiniz ebedi saadet osun!. (muallimosman)

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Avula Hikmet Hatunoğlu