KISSADAN HİSSE
(Anne sevgisi - Anne duası )
Hz.Mûsa zamanında yaşlı bir anne kendisine usanmadan iyilik ve hizmet eden oğluna hergün şöyle duâ edermiş: “Allah senden razı olsun oğlum.
Allah seni Cennette Mûsa peyambere komşu kılsın!” Oğlu da “inşaallah anacığım!..Hepimiz birlikte Cennette birbirimize komşu oluruz inşaallah” dermiş. Aradan geçen zaman içinde Hz.Mûsa bir yolculuk esnasında o kasabadan geçerken tesadüfen O kişiye misafir olur. Onu misafir eden kişi Onunla tanıştıktan sonra şöyle der: “Gerçekten Sen Mûsa aleyhisselammısın?” Hz.Mûsa: “Evet, Ben Mûsa’yım.” der. Adam şöyle duâ eder: “Beni, peygamberi Mûsa ile tanıştıran, Onu bana misafir gönderen Rabbime şükürler olsun!” der. Adam öyle duygulanmıştı ki, gözlerinden yaşlar dökülüyordu. O kişi çarşıda bir kasaptır. Akşam olunca birlikte eve giderler, yemekten sonra O kişi, Hz.Mûsa’yı tavanda asılı olan bir salıncağın içinde yatan yaşlı anasının bulunduğu odaya götürür ve anasına şöyle der: “Ey Sevgili anacığım! Bak, bu akşam bize misafir olan kişi senin her gün duâ ederek bana Cennette komşu olmasını istediğin Allah’ın Rasûlü Mûsa aleyhisselam.” Hz.Mûsayı karşısında gören yaşlı kadın öyle mutlu olmuştu ki!.. Zor konuşabilen o yaşlı anne çok kısık bir sesle şöyle mırıldanır: “Peygamberi Mûsayı bize misafir gönderen Allaha şükürler olsun!
Hz.Âişe bir gün yanında iki çocuğu olan bir kadını görünce o kadına çocuklarıyla birlikte yemeleri için üç tane hurma verdi. Kadın bu üç hurmadan ikisini çocuklarına birercik verdi, diğer hurmayı da tam kendisi yemek üzereyken çocuklar onu da istediler. Kadın aç olduğu halde o hurmayı yemeyerek ikiye böldü ve yarımşar yarımşar çocuklarına verdi. Bunu gören Hz.Âişe o kadına tekrar bir hurma daha verdi. Hz.Âişe, gördüğü bu manzarayı peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselama anlatınca peygamberimiz şöyle buyurdu:“Yâ Âişe! Sen biliyormusun ki, Allah, o bir hurma sebebiyle o anneye Cenneti vâcip kıldı. İşte, kalbinde Allah ve evlat sevgisi bulunan bütün anneler böyledir..
Bir gün sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisseama bir genç geldi ve: "Ey Allah'ın Rasûlü! İyiliğe önce kimden başlıyayım?” dedi. Peygamberimiz; "Annene” dedi. O genç tekrar sordu "Sonra kim?" Peygamberimiz yine "Annene." dedi. Genç tekrar sordu: "Sonra kim?" Peygamberimiz yine "Annene." dedi. Genç tekrar sordu: "Sonra kime yâ Rasûlullah?" Peygamberimiz bu defa "Babana."dedi. Peygamberimizin bu hadisinde de görüyoruz ki, iyilik ve ihsanda öncelik annelerimizindir. Rabbimiz Allah Kur’anda şöyle buyurur: "Biz insana annesine karşı iyi davranmasını öğütledik. Zira annesi onu karnında zorluklara katlanarak taşımış ve onu güçlükle doğurmuştur." (Ahkaf-15 Peygamberimiz bir gün ashabıyla sohbet ederken üç defa şöyle söylendi: “Burnu sürtülsün!. Burnu sürtülsün! “Burnu sürtülsün!. Orada bulunanlardan biri söze girdi ve şöyle dedi: “Kimin burnu sürtülsün, Ey Allahın Rasûlü?” Peygamberimiz buyurdu: “Annesi ve babası veya onlardan biri yanında yaşlanmış olduğu halde Cennete giremeyenlerin.!” Bu bağlamda Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam başka bir hadisiyle Anneye sevgi ve hürmetin önemini şöyle destekler: "Cennet Annelerin ayakları altındadır." Bunun anlamı şudur: Cenneti kazanmak isteyen kişi, mutlaka annesinin sevgisini, rızasını ve hayır duâsını almalıdır. Bunun için de öncelikle annesine iyilik ve ihsanda bulunmalı, onun rızasını, sevgisini ve hayır duâsını almalı. Çünkü, Annenin duâsı rahmettir, berekettir. Ne mutlu kendisi için hayır duâda bulunan bir anneye sahip olanlara.
Ne mutlu, Annesine iyilik eden, iyi davranan hürmetkâr olan hayırlı evlatlara!.
(muallimosman)
























































Yorum Yazın