MALAZGİRT ZAFERİ ve DÜŞÜNCELER
muallimosman - Türk milleti kültür ve medeniyetini yer yüzünde bâki kılmak, dinini yüceltmek ve milletini güçlü kılmak için tarih boyunca sayısız muharebelerde bulunmuş, binlerce şehit vermiş ve tarihe damgasını vuran pek çok zafer kazanmıştır. Müslüman Türk milletinin en çok zafer kazandığı ay; Ağustos ayıdır. Bu nedenledir ki, Ağustos ayı milletimizin gönlünde “Zafer ayı” olarak yer alır. Ağustos ayında kazanılan zaferlerden biri de; Anadolu’da Türk-İslam medeniyetinin kurulmasının temelini oluşturan; “26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi” dir. Malazgirt Zaferi; Bizans imparatoru Romen Diyojen komutasındaki yüz bin, bazı rivayetlere göre ikiyüzbin kişilik Bizans ordusuna karşı büyük Selçuklu komutanı Sultan Alparslan'ın, emrindeki elli bin kişilik Müslüman Türk ordusunun kazandığı muhteşem bir zaferdir.
Bu zaferin kazanılmasında büyük Türk komutanı Sultan Alparslan’ın ve Onun askerlerinin kalplerindeki sarsılmaz imanlarıı ile vazgeçilmez vatan sevgisi onların en büyük güç kaynağı idi. 26 Ağustos 1071 Cuma günü Malazgirt Ovası'nda topluca kılınan Cuma namazından sonra Sultan Alparslan secdeye kapanıp şöyle duâ etti: "Ya Rabbi! Sana inanıyor sana tevekkül ediyorum. Senin uğrunda savaşıyorum. Ey Allahım, niyetim halistir. Bana yardım et. Sözlerimde yalan varsa beni kahret." Bu duâdan sonra Sultan Alparslan atına bindi ve üstünde beyaz bir elbise olduğu halde askerlerine son sözü söyledi: "İşte şehitlik kefenim, şehit olursam beni bu elbiseyle gömünüz. Allah yâr ve yardımcımız olsun, Gazanız mübarek olsun!” dedi ve düşmana hücum emrini verdi.
26 Ağustos 1071 Cuma günü Malazgirt Ovası'nda Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusuyla yapılan dehşetli bir muharebe sonunda yenilmez diye bilinen Bizans ordusu büyük bir bozguna uğradı. Bizans İmparatoru Romen Diyojen esir düştü ve zafer kazanıldı. İşte Malazgirt Zaferi böyle kazanıldı. Muharebede esir düşen Romen Diyojen ise, Sultan Alparslan tarafından hayatı bağışlanarak memleketine gönderildi. Bu da Müslüman Türkün merhametinin bir göstergesi olarak tarihe geçti.
1071 yılında, büyük komutan Alparslan’ın muhteşem ordusuyla kazandığı Malazgirt zaferiyle Müslüman Türk yurdu haline getirilen Anadolu; Türk-İslam kültürüyle yoğrularak dünyanın en güzel ve en muazzez vatanı haline getirilmiştir. Malazgirt zaferiyle birlikte, Bizans’ın Anadolu topraklarında kurduğu baskı, korku ve zulme dayalı Bizans hükümranlığı sona ermiş, yerine altı yüz yıl hüküm sürecek olan, adalete, sevgiye, barışa ve kardeşliğe dayalı Türk-İslam medeniyeti gelmiştir.
Bu zaferle birlikte , Anadolu’nun kapıları Türklere tamamen açıldı. Bu zaferden sonra akın akın Anadolu’ya gelen Türk Erenleri Anadolu’yu Türk-İslam kültürüyle donatarak buralarda yaşayan insanlara adalet, barış ve huzur getirdi, medeniyet ve insanlık getirdi. Bu zaferden önce çeşitli iç kargaşalıklar nedeniyle Anadolu bakımsız, terkedilmiş viraneye ve çöplüğe dönüşmüşken, bu zaferden sonra buraya yerleşen Müslüman Türk Erenleri Anadolu’yu Türk-İslam kültürüyle gergef gergef dokuyarak; tarımıyla, ticaretiyle, kültürüyle, ilmiyle sanatıyla ve zanaatıyla Anadolu’yu bezeyerek yeni bir medeniyet kurmuşlardır. Yolları ve köprüleriyle, Camileriyle, minareleriyle, mektep ve medreseleriyle, Han ve Hamamlarıyla, Kervansaraylarıyla Anadolu; Türk-İslam medeniyetinin ve dahi tüm dünya insanlığının hayat merkezi olmuştur.
Malazgirt zaferinin islama da büyük katkısı olmuştur. Bu zafer; müslümanlar için de çok büyük bir kazanım olmuştur. Zira, bu zafer sayesinde müslümanlar içine kapanmışlıktan çıkarak dünyaya açılma fırsatı buldular. Türklerle kurdukları yakın ilişki sayesinde . İlimde, ticarette ve sanatta dışa açılma imkanı elde ettiler. Bu nedenledir ki, Malazgirt Zaferi; Müslümanlar ve Türkler açısından büyük bir önem ve değer taşır. Bu zaferin İslam alemi açısından çok büyük bir önem arzettiğini bilen zamanın Abbasi halifesi Kâim bi Emrullah, bütün İslam coğrafyasında Cuma günü Sultan Alpaslan adına hutbe okutmuş ve duâ ettirmiştir
Kazanılan tarihi zaferlerin yıl dönümlerini hatırlamak ve anmak güzel bir duygu tezahürüdür. 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi de öyle!.. Ancak, bu zaferleri daha feyizli ve daha anlamlı hale getirmek istiyorsak, Bu zaferlerden ve bu zaferlerin ruhundan ders alarak, gelişen ve yükselen dünya medeniyetleri karşısında bizlerin de ecdadımız gibi kendi kültür ve medeniyetimizi dünya kültür ve medeniyeti haline getirmemiz gerekir. İnancımızı, kültür ve medeniyetimizi bozmadan daha ilerilere taşımamız gerekir. Ancak o zaman, geçmişte kazandığımız tarihi zaferlerimizin anlamı ve değeri daha güzel ve daha anlamlı olur!.. Ancak o zaman, bu tarihi zaferlerimiz gerçek anlamda birer tebşir kaynağımız olur!.. Bunu asla unutmayalım. Ecdadımızın kanlarıyla bize emanet ettiği tarihiyle, kültürüyle, mimarisiyle, sanatıyla ve coğrafî güzellikleriyle tüm dünya milletlerinin gıpta ile ve dahi kıskanarak baktığı bu aziz vatan, inşallah ebediyete kadar milletimizin vatanı olarak kalacaktır. Bu dileklerle tarihî zaferlerle bize kazandırdıkları bu vatanı ve bu günleri bizlere armağan eden başta Malazgirt ve Anadolu Fatihi Sultan Alparslan olmak üzere tüm kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şâd, mekanları cennet olsun!..






















































