MÎRAC OLAYI ve MÎRAC KANDİLİ
Bu gece (27.02.2022) Mirac Kandili Kandiliniz mübarek olsun!
İslam âleminde ihya edilen feyizli ve mübarek gecelerden biri de Recep ayının 27.nci gecesinde ihya edilen “Mirac Gecesi” dir. Bu geceyi feyizli kılan sebep ise; bu gecede yaşanan ‘Mîrac Hadisesi’ dir. Mirac hadisesi de şudur: Allah’ın emriyle Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselamın rûhen ve bedenen Cebrail ile birlikte Mekkeden-Mescidi Haram’dan Kudüse- Mescidi Aksa’ya- oradan da ilahi semaya yükselip Allah’ın huzuruna çıkması, Rabbimizle vasıtasız konuşması ve Rabbimizden bir takım müjdeli vahiyle aynı şekilde Mekke’ye geri dönmesiyle yaşanan olaylardır. Peygamberimize nübüvvet vazifesi tevdi edileli dokuz sene gibi bir zaman geçtiği halde, Mekke’de pek az insan Onu tasdik etmiş ve islama girmişti. Bu durum, peygamberimizi çok üzüyordu. Ayrıca o yıl içinde Peygamberimizin zevcesi Hz.Haticenin vefatı ve yine Peygamberimizi müşriklere karşı koruyan amcası Ebu Tâlibin vefatı onu fazlaca üzmüştü. Peygamberimiz Mekkeden uzaklaşarak biraz nefes almak ve islamı Taifllilere tebliğ etmek amacıyla bir gün Zeyd b.Hârise’yi de yanına alarak Tâif’e gitti. Amacı Taiflilere Hak Din islamı anlatmaktı. Bir ay kadar Taifte kaldı ve onlara islamı anlattı. Ama, Taif’te Ona kimse iman etmedi!... Taifliler, bununla da kalmayıp, Peygamberimizi çocuklara taşlattılar ve Onu Taiften çıkardılar. Gideceği yolun kumları arasına dikenli çalılar gömdüler ve peygamberimiz o yoldan geçerken ayaklarına batan dikenlerden dolayı ayakları kanlar içinde kaldı!... Ayağına batan dikenlerin verdiği acı ve ızdırap onu baya üzmüştü!... Atılan taşlardan hem peygamberimiz hem de Zeyd yaralanmıştı!... Her ikisi de yorgun ve bitkin olarak Mekke girişinde peygamberimizin akrabalarından Ümmü Hani’nin evine kadar geldiler ve biraz dinlenmek üzere ona misafir oldular!.. Peygamberimiz, çok yorgun ve üzgündü… Üzüntüden kalbi daralıyor, canı sıkılıyordu!.. Bir ara Rabbine şöyle duâ etti: “Ey Allah’ım! Kuvvetimin zaafa uğradığını, insanlar nazarında hor görüldüğümü ancak sana arz ve şikayet ederim. Merhametlilerin en merhametlisi ve biçârelerin Rabbi sensin! Huysuz ve yüzsüz insanların elinde beni bırakmayan ve beni onlardan esirgeyen Allah’ım! Beni bağışla ve bana rahmetinle yardım et!” Bu duâdan sonra peygamberimiz yorgunluktan olsa gerek oturduğu serginin üzerinde uyuya kaldı. Gecenin bir vaktinde Allahın emriyle Cebrâil peygamberimize geldi ve peygamberimizi aldı ve birlikte Mekkeye- Kâbe’ye geldiler, buradan da Cennet binitlerinden olduğu rivayet edilen ‘Burak’ adlı bir binitle Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya geldiler. Cenâbı Allah, bu hadiseyi Kur’anda şöyle haber verir; “Kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan alarak kendisine ayetlerimizi (mucizelerimizi) göstermek için çevresini mübarek (temiz ve bereketli) kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah, her türlü noksanlıktan uzaktır.” (İsrâ-1)
Bu yolculuğun devamında Peygamberimiz Hz.Muhammed Cebrail ile birlikte mîrac yolculuğuna başladılar. Her sema katında ayrı, ayrı mucizevi olaylar yaşayan peygamberimize cennet ve cehennem ehlinin yaşayacağı bazı haller gösterildi!.. Ve nihayetinde ‘Sitre-i münteha’ denilen yere geldiler. Burdan ötesine Cebrail aleyhisselamın gitmesine izin verilmediği için peygamberimiz buradan itibaren ‘Ref Ref’ isimli bir binit ile bizlerce bilinmeyen, idrak edilemeyen bir mekanda Rabbimizin huzuruna çıktı. Hz.Mûsa’nın Rabbimizle konuştuğu gibi O da Rabbimizle konuştu ve birçok nimetle müjdelendi. Mîraçta peygamberimize vahyedilen müjdelerin bazıları şunlardır: Beş Vakit Farz Namaz, Bakara Suresinin son iki ayeti, Allaha şirk koşmayan her müminin cennete gireceği müjdesi
Peygamberimiz gönlü rahatlamış olarak aynı gece, aynı şekilde Mekke’ye misafir olduğu Ümmü Hani’nin evine geri döndü. Evin sahibi Ümmü Hani evin dışında peygamberimizi korumak için nöbet tutuğu için bu hadiseden haberi yoktu!.. Peygamberimiz sabah olunca Ümmü Haninin evinden ayrıldı ve Mekke’ye geldi ve doğruca Kâbe’ye giderek orada bulunanlara Mirac olayını anlattı. Müşrikler, peygamberimizin yaşadığı bu hadiseye inanmadılar ve ‘Böyle şey olmaz?’ diyerek alay ettiler. Müslümanların bir kısmı da tereddüt etti. Ama çoğunluğu inandı.. Müşriklerden bazıları Hz.Ebû Bekir’in evine giderek olayı ona anlattılar ve onu da kendi taraflarına çekmek istediler. Ancak, olayı dinleyen Hz.Ebu Bekir; “Eğer bu söylediklerinizi O peygamber söylediyse doğrudur.” dedi ve peygamberimizi tasdik etti. Hiç beklemedikleri bu söz karşısında şaşkına dönen müşrikler sessizce hemen oradan uzaklaştılar. Mirac hadisesini öğrenen Ebu Bekir hemen peygamberimizin yanına gitti ve; “Ey Allah’ın Rasûlü! Miracınız mübarek olsun! Bizleri, senin gibi bir peygambere ümmet kılan Allah’a şükürler olsun.” diyerek peygamberimizin miracını kutladı… Bu geceye mahsus özel bir ibadet yoktur. Bizler de bu gecede peygamberimiz
Hz.Muhammed aleyhhisselamın İslamın ve Hakkın tebliğinde ve yaşanmasında çektiği sıkıntıları ve çileleri bir kez daha tefekkür edelim ve onlardan güzel dersler alarak Sırâtı müstakîm üzere olmanın gayreti içinde olalım. Ayrıca bu gece Allah’a iman, ibadet ve kulluğumuzda neler yaptığımızın ve neler yapamadığımızın muhasebesini bir kez daha yapalım. Hatalarımız ve günahlarımız için tevbe istiğfar edelim ve Allah’tan af ve mağfiret dileyelim. İyi bir insan ve iyi bir kul olma hususunda kendimize ve Rabbimize söz verelim. Bu gecenin arefesinde gecesinde ve gündüzünde yapacağımız; selamlaşma ve duâlaşma ile birlikte yapacağımız; infak, ikram, ibadet, tesbihat ve duâlarla Allah’tan hidayet, sağlık ve esenlik dileyelim. Ve Rabbimize şükredelim. Bu geceyi güzel ve ihlaslı bir şekilde ihya edelim ki, Rabbimizin rahmeti, mağfireti ve ihsanı bizlerin üzerine olsun!. İmanınız kavi ibadetleriniz makbul, ameliniz sâlih, ömrünüz sağlıklı, huzurlu ve feyizli olsun. Geceniz mübarek olsun! (muallim osman)
(11)
Yorum Yazın