Reklamı Geç
Mevlüt Yanmaz Bungalov
zeno
HM yapı İnşaat Mustafa Karadeniz
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

MÜSLÜMANLARIN KİRLENMESİ ve DÜNYEVÎLEŞMESİ

 

MÜSLÜMANLARIN KİRLENMESİ ve DÜNYEVÎLEŞMESİ

 

Yüce Allah Kur’anda: “O Allah, hanginizin daha güzel şeyler yapacağınızı sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” (Mülk-2) buyurduğu gibi insanın yaratılış gayesi; kimseye zarar vermeden, kimsenin hakkına tecavüz etmeden, haddi aşmadan ve aşırıya gitmeden, azgınlık yapmadan Kur’an ölçeğinde güzel şeyler yaparak, dünyayı imar ve islah etmek ve ahiret hayatı için Allaha kulluk ederek dünyadaki nasibi kadar ömür sürmek ve âhireti kazanmaktır.

Ama günümüze baktığımızda görüyoruz ki, karşımızda; kirlenen insanlar ve kirlenen bir dünya ve kirlenmiş bir hayat var. Ve maalesef dünyayı kirleten ve yaşanmaz hale getiren insanlardır. İnsanların dünyevî, dini ve beşerî kirliliğidir. Maalesef dünyevileşen ve maddeleşen günümüz müslümanları da bu kirlenmenin birer parçası olmuşlardır. Günümüz müslümanları da maddeci insanlar gibi insanlığın hayat kitabı ve yol rehberi olan Kur’an ve Sünnet’ten o kadar uzaklaşmışlar ki; Kur’an ve Sünnet sanki geçmişte yaşanan bir nostalji olarak görülmektedir. Kur’an; sadece mübarek gün ve gecelerde, cenazelerde ve mezarlıklarda ve çeşitli açılış ve kutlama törenlerinde okunan bir duâ kitabı haline getirilmiştir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin hadisleri ise; kitapları. levhaları ve hayatı süslemek için kullanılan güzel sözler olarak kullanılmaktadır.

Müslümanların çoğunluğu Kur’ana uyacakları yerde Kur’anı kendi nefislerine göre yorumlayarak yeni yeni fetvalarla yeni bir islam anlayışı ortaya koymuşlar ve ona uymaktadırlar. Dine yerleştirilen birçok nefsani arzuları ve hurafeleri de dindenmiş gibi göstererek onları insanlara “İslami Gelenek” olarak sunmaktadırlar. İşte, en tehlikelisi de bu olmuştur!... Zira bu sayede dinde olmayan birçok Bid’at ve hurafe dine ve sosyal hayata sokulmuştur. Bütün bu olumsuzluklar neticesinde; bu günün müslüman dünyası da; Hak ve hakikatin önemsenmediği, adaletin yok edildiği, sevgi ve merhametin kalblerden silindiği, egoizmin ve maddî çıkarın önde tutulduğu, ahlak ve edebin horlandığı, zâlimin ve zulmün alkışlandığı, ahlaksızlığın ve iffetsizliğin kabul gördüğü, bir takım hayasızlıkların ve hurafelerin dindarlık olarak kabul edildiği, Hak ve hukukun güçlüden yana kullanıldığı, müslümanların birbirine güvenmediği, kötülüklerin ve kötülerin toplumu bir ahtapot gibi sardığı, can güvenliğinin dahi olmadığı sokakların birer terör yuvasına dönüştüğü huzursuz ve mutsuz bir hale gelmiştir.

Çünkü, zamanın küresel fitne ve kötülükleriı; Kur’an ve Sünnet’ten uzaklaşan müslümanları öyle bir etkilemiş ve öyle bir kuşatmış ki; onlar da artık Allahı ve ahireti unutup (!) Kur’an ve Sünneti terk edip, dünyayı ve dünya hayatını daha çok sever hale gelmiştir. Kendi dini değerlerini terk ederek, başka inanışların ve başka kültürlerin nefse hoş gelen süflî değerlerini ve yaşantılarını yaşamaya başlamışlardır. Düşüncede ve fikirde, giyimde ve kuşamda, yemede ve içmede, söz ve davranışta başka inanışların ve başka kültürlerin mukallidi olan günümüz müslümanları Peygamber ve Kur’an ahlakından, edep ve faziletten uzaklaşmış, yozlaşmış, kabalaşmış ve zâlimleşmiştir. Kardeşliğin yerini kindarlık, barışın yerini düşmanlık, sevginin yerini nefret almıştır. Yüce Allah Kur’anda: “Mü’minler ancak kardeştir.” (Hucurat-10) buyurduğu ve Allahın emrettiği kardeşliği ve birliği terkederek çeşitli guruplara ve fırkalara bölünmüşler ve bunu da çeşitli söylemlerle övünür hale gelmişlerdir. Habuki yüce Allah Kur’anda: “Allahın ipine (Kur’ana) sımsıkı sarılın. Sakın ayrılığa düşmeyin.” (Âli imran-103) buyurarak birliği ve kardeşliği emreder. Bugün müslümanlar haramı helâl görmeye, günahı mübah saymaya, kötüye iyi demeye başlamışlardır!...

Yaptıkları işlerin bir çoğunun yanlış ve hatalı olduğunu bildikleri ve gördükleri halde, bir takım kaçamak bahanelere ve mazeretlere sığınarak, Kur’an ve Sünnet’in hududunu çiğneyerek ölçüsüz ve hayasız bir hayatın içine dalıp gitmişlerdir!. İşte, bütün bu olumsuzluklar müslümanların da kirlendiklerini ve dünyevileştiklerini göstermektedir. Bugünkü müslümanların pek çoğunun hayatında ne ölçü kalmıştır, ne sınır!.

Ne fazilet kalmıştır ne ihlas!.. İmanda, ibadette ve amelde nefsin süfli arzusu, riya ve gösteriş, kibir ve böbürlenme ön plandadır. Bunun neticesi olarak da; Bugünün dünyasında; Nefsin ve dünyanın tutsağı, eğlencenin, gösterişin ve ihtirasların kurbanı olmuş, dünyayı; sadece yeme, içme, lüks yaşama ve gösterişten ibaret sanan; “insanım” deyip insanlıktan uzaklaşan, “Müslümanım” deyip Kur’andan haberdar olmayan, “Dindarım” deyip dinden haberi olmayan binlerce müslüman modeli oluşmuştur!.

İşte bütün bu olumsuzlukların nedeni müslümanların da diğer insanlar gibi içine düştüğü dîni, dünyevî ve beşerî kirliliktir. Bu konuda Rabbimiz Allah bizleri şöyle uyarmaktadır: “Kim âhiret kazancını isterse, onu artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğini veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı olmaz.” (Şûra-20) Karar sizin sevgili dostlar. İmanınız temiz, ameliniz sâlih, ömrünüz temiz, feyizli ve bereketli olsun.

Cumanız mübarek olsun!

(muallimosman)

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Güneyler