NAMAZ UYKUDAN HAYIRLIDIR
Bir gün Peygamberimizin müezzini Bilâli Habeşî Sabah Namazı için Ezan okudu. Ancak, peygamberimizin Mescidde olmadığını gördü. Peygamberimizin uyuyakaldığını düşündü ve Onu uyandırmak için evinin kapısına geldi ve üç kere: “Namaz uykudan hayırlıdır.” dedi. Gerçekten o gün o saatte peygamerimiz uyuyakalmıştı. Peygamberimiz yukardaki sözü işitir işitmez hemen uyandı, abdestini aldı ve Mescide gitti ve cemaate Sabah Namazını kıldırdı.. Peygamberimiz Namazdan sonra Bilâl’e dönerek şöyle dedi: “Yâ Bilâl, bu söz çok güzel, bundan sonra sadece Sabah Ezanında okumak üzere bunu Ezana ilave et!” Ve o günden itibaren Sabah Namazı Ezanlarında “Namaz uykudan hayırlıdır” sözü Ezanla birlikte okunmaktadır.
Namaz; tüm ilahi dinlerde olduğu gibi İslam Dininde de var olan bir ibadettir. İslam dininde Namaz; Hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mekke’de Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam Mîracta iken beş vakit olarak farz kılındı. Namazın dünyevi ve uhrevi pekçok faydası ve fazileti var. Özellikle Sabah Namazının!. Günde beş vakit Namaz kılan bir müslüman günde en az beş defa Rabbinin huzuruna çıkıyor ve O’nunla hasbihâl ediyor demektir. O’nunla günde beş defa konuşuyor demektir. Günde beş defa hâlini Rabbine arzediyor demektir. O’na imanını, itâatini ve şükrünü tâzimle ifade ediyor demektir. İhlaslı bir imanla Allah’ın emrine uygun olarak ihlasla kılınan bir Namaz; insana ecir ve mükafaat kazandırdığı gibi insanı hayasızlıklardan, azgınlıktan ve kötülüklerden de korur. Zira Rabbimiz Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Yâ Muhammed! Kitaptan sana vahyolunanı oku. Namaz kıl, muhakkak ki Namaz insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allahı zikretmek elbette büyük bir şeydir. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut-45) İbadetler içinde Namazın ayrı bir yeri ve değeri olduğu gibi Sabah Namazının da Namazlar içinde ayrı bir değeri ve fazileti var.Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur: “Sabah Namazı, dünya ve onun içindekilerin hepsinden daha hayırlıdır.” Sabah Namazı; uyanışın ve dirilişin şahididir. Gökyüzünün maviliği, sabahın serinliği ve temizliği, ufkun nûru ve aydınlığı, arzın ve canlıların uyanışı Sabah Namazının şahitliğinde oluşur. Sabah Namazı bir ibadet vakti olduğu gibi aynı zamanda Rahmani rızıkların kullara dağıtıldığı bereket zamanıdır. Bu nedenle sabah erken kalkıp işe erken başlamak bir Sünnet geleneğidir.
Benim yaşımda olan büyükler bilir, geçmişte Anadoluda köylerde, kasabalarda ve şehirlerde işe giden çiftçimiz, işçimiz, çobanımız, bakkalımız, manavımız, berberimiz, lokantacımız, kahvehanecimiz, fırıncımız...v.s. her türlü esnafımız, sanatkarımız, işyerini Sabah Namazıyla birlikte açardı. Sabah Namızını kılar ve erkenden işine başlardı. Bu nedenle her yerde bereket ve bolluk olurdu. sevgi ve merhamet olurdu, samimiyet ve dostluk olurdu. kardeşlik ve insanlık olurdu. huzur ve güven olurdu. Yolculuğa çıkanlar sabah erkenden çıkarlardı, Sabah Namazıyla birlikte çıkarlardı. Hani derler ya; “Erken kalkan erken yol alır.” İşte Sabah Namazı da tam bunu ifade eder. Çünkü, yukarda da ifade ettiğimiz gibi Sabah Namazı ve Sabah namazı vakti çok feyizli ve çok bereketli bir vakittir. İstanbulu fetheden ve peygamberimizin: “İstanbulu fetheden kumandan ne güzel kumandan..” müjdesine mazhar olan Fâtih Sultan Mehmet Edirne’de İstanbulu fetih hazırlıkları yaparken bir sabah vakti tebdili kıyafetle yani sade bir kıyafetle Sabah Namazını bir camide kıldıktan sonra çarşıyı dolaşır, esnafı ziyaret eder. Gezerken bir dükkana girer, ondan bir okka yağ alır ve parasını öder, ardından bir okka da şeker ister. Esnaf ona şöyle der: “Ben sabah siftahımı yaptım, yanımdaki komşum henüz siftah yapmadı. Şekeri de ondan alıver.” Fâtih o esnafa gider şekeri de ondan alır ve parasını öder. Ancak onu sınamak için bir okka da sabun ister. O esnaf da şöyle der: “Ben bugün sabah siftahımı yaptım. Şu karşıdaki komşum henüz siftah yapmadı, sabunu da ondan alıver.” Çarşıdaki bu ticarî, imani ve insani güzelliği gören Fâtih Sultan Mehmet komutanlarını toplar olayı anlatır ve şöyle der: “Ben böyle bir halkla değil İstanbulu, dünyayı fethederim. Hemen fetih için hazırlanın!” İşte, Sabah Namazı ve Sabah namazı vakti böyle feyizli ve bereketli bir vakittir. Her şeyin uyandığı ve canlandığı, tüm varlıkların Allahı tesbih ettiği günün ilk vakti olan Sabah Namazı vaktinde mü’minin uykuya dalarak sabahın o bereketinden ve Sabah Namazının sınırsız ecrinden ve feyzinden mahrum kalması doğru olur mu?. Elbette olmaz! Rabbimiz Allah bir ayette; “Güneşin öğleyin batıya doğru kaydığı andan gece karanlığı bastırıncaya kadar belli vakitlerde Namaz kıl! Bir de Sabah Namazını kıl! Çünkü Sabah Namazı şâhitlidir.” (İsrâ-78) buyurduğu gibi Sabah Namazı şahitli bir Namazdır. Sabah Nalazının şahitli olması da; O vakitte Allahın izniyle birçok meleğin yeryüzü semasında bulunması ve Namaz kılanlara şahit olmasıdır. Uykuyu her zaman uyuyabilirsiniz ama geçen zamanı geri getiremezsiniz!. Bu nedenle Namaz vakitlerini ve özellikle Sabah Namazı vaktini uykuyla geçirmeyin, çünkü Namaz uykudan hayırlıdır. (muallimosman)
























































Yorum Yazın