ORUÇ İBADETİ NEDİR NASIL TUTULUR
Yüce Allah Kur’anda; “Ey iman edenler!
Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye sayılı günlerde size de farz kılındı." (Bakara-183) buyurduğu gibi Oruç ibadeti geçmiş kavimlere farz kılındığı gibi Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam zamanında Medine döneminde, Hicretin 2. yılında, Şaban ayında yukardaki ayetle biz müslümanlara da farz kılındı.
Oruç; ibadet niyetiyle Allah rızası için imsak vaktinden, yani Tan yerinin ağarmasıdan itibaren Güneş batımına kadar, yani akşam Namazı vaktine kadar bütün gün boyunca hiçbirşey yememek, içmemek ve bazı nefsani arzulardan uzak durmaktır. Oruç; Tan yerinin ağarma vakti olan “imsak” ile başlar, gün batımı olan Akşam Namazı vakti girince “iftar” yapılarak, yani yiyip içilerek sona erer.
Rabbimiz Allahın farz kıldığı oruç; Ramazan ayında tutulan bir aylık oruçtur. Bir kimseye bu orucun farz olabilmesi için o kimsenin: Müslüman olması, mükellef olması, yani ergenlik çağına gelmiş olması ve aklı yerinde olması gerekir. Bu vasıfların üçünü bir arada taşımayan kimseye oruç farz değildir.
Ancak, kendilerine oruç farz olduğu halde oruç tutmaya mani özürleri nedeniyle Ramazan ayında oruç tutamayanlar, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını Ramazan ayı dışındaki diğer günlerde kaza ederek tutarlar. Hasta olanları. sağlığı oruç tutmaya engel olanları, yolcu ve misafir olanları, nifas ve hayız durumu olan kadınları bu kapsamda sayabiliriz. Gebe veya çocuk emziren kadınlar da eğer kendilerini güçsüz hissederlerse Ramazan ayında oruç tutmayarak daha sonra kaza ederler. Başka mazereti nedeniyle oruç tutamayanlar da aynı usule tabidirler.
Mükellef bir müslümanın tuttuğu orucun kabul olabilmesi için mutlaka oruca niyet etmesi şarttır. Oruca kalben niyet etmek, yani o gün için oruç tutacağını içinden geçirmek niyet için yeterli ve geçerlidir. Ancak, dil ile de niyet edilirse bu daha güzel olur. Niyet şöyle yapılır: “Niyet ettim Allah rızası için yarın- bugün oruç tutmaya" Niyet akşamdan sonra imsak vaktine kadar her hangi bir zaman diliminde yapılabilir. Ancak, herhangi bir sebeple bunu unutan kimse, imsak vaktinden sonra hiçbir şey yiyip içmemişse ve orucu bozan diğer şeylerden herhangi bir şey yapmamışsa kuşluk vaktine kadar niyetini yapabilir. Ama en güzeli Peygamberimiz bir hadisinde: “Bir yudum su ile de olsa sahur yapınız.” buyurduğu gibi gece sahura kalkıp birşeyler yiyip, içip oruca niyet etmektir. Ramazan ayındaki farz orucun dışında tutulan diğer oruçlar için ise mutlaka lisan ile niyet etmek gerekir. Mesela, “Nafile oruç tutmaya..” - “ Adak orucumu tutmaya..” - “Kaza orucumu tutmaya.” gibi.
Sağlığı ve sıhhati yerinde olan bir müslümanın Ramazan orucunu tutması Allah’ın bir emridir ve büyük bir sevabı vardır. Tutulması Farz olan Ramazan Orucunu tutmamak ve mazeretsiz olarak terketmek veya kasten, keyfi olarak bozmak günahtır. Oruçlu iken bilerek ve kasten Ramazan orucunu bozan mü’min; islam fıkhına göre Ramazandan sonra altmış gün aralıksız oruç tutar, buna “Keffaret orucu” denir. Ayrıca tutmadığı o günün orucunu da tutar (kaza eder) ve toplam altmış bir gün oruç tutar.
Eğer bir kimse Ramazan ayında birden çok orucunu kasten bozmuşsa hepsine birden bir defalık ‘Keffaret orucu’ tutar, Kişinin buna gücü yetmezse altmış fakiri sabahlı akşamlı doyurur veya parasal bedelini öder. Ayrıca kaç gün oruç tutmamışsa o oruçları da gününe gün tutar, Böyle yaparsa umulur ki, Yüce Allah onu bağışlar ve oruçla ilgili mükafatını verir.
Önemli bir mazerete binaen veya yanlışlıkla kazaen bozulan veya kasten de olsa bozulan oruçları Ramazan ayından sonra gününe gün tekrar tutmak gerekir. Buna “Kaza Orucu” denir. Keffaret ve Kaza oruçları Ramazan ayından sonra tutulur. Zira Ramazan ayında farz olan oruçtan başka bir oruç tutulmaz.. Müslüman Ramazan’da oruç tutarken orucu doğrudan bozan şeylerden uzak durduğu gibi orucu bozmayan, fakat manen orucun faziletini ve sevabını azaltan günah ve haram olan şeylerden de kaçınmalı.
Mesela; gıybet, dedikodu, yalan, kötü söz, haksızlık, hırsızlık, zulüm. v.s gibi. Yani mü’min orucu tüm bedeniyle ve azalarıyla birlikte tutmalı. Yani, mümin oruçlu iken midesine oruç tutturduğu gibi kötülüklerden, haram ve günah olan söz ve davranışlardan uzak durarak tüm organlarına oruç tutturmalı. Yani Mü’min oruçlu iken de muttakî olmalı. Oruçlu mü’min daima iyi, güzel ve hayırlı şeyler yapmalı. İbadet, tesbihat, duâ ve sâlih amellerle orucunu ve Ramazan ayını feyizlendirmeli.
Böylece orucun feyz ve bereketinden ecir ve mükafatından daha çok hissedar olmalı.
Niyetiniz hâlis, orucunuz ve ibadetleriniz makbul, Ramazan ayınız feyizli ve bereketli olsun!.
(muallimosman)
























































Yorum Yazın