RAMAZAN’DA İFTAR ve FAZİLETİ
Muallim Osman - Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır. Ramazan ayında tuttuğumuz günlük oruçlarımızın da bir başlangıcı ve bir sonu vardır. Orucun başlangıç noktası ‘imsak’, bitiş vakti ise, ‘İftar’ dır. İslam dininde oruç tutan her müslümanın, oruç tuttuğu günün sonunda güneşin batmasıyla birlikte orucunu açmasına ‘İftar’ denir. İftarın yapıldığı vakte ‘iftar vakti’ denir. İftar vakti, güneşin batımı ve gecenin başlamasıyla oluşan akşam namazının girdiği vakittir. İftar vaktinin girdiği çeşitli vasıtalarla halka duyurulur. Türk-İslam geleneğinde geçmişten günümüze iftar vakitleri; genelde yüksekçe bir tepeden veya yamaçtan iftar topu atılarak duyurulur veya mahalle aralarında davul çalınarak duyurulur. Ama her iftar vakti, aynı zamanda akşam namazı vakti olduğu için her gün okunan akşam ezanı da iftar vaktinin girdiğini bildirir.
Müslümanlar, oruç tutarken yemeyerek, içmeyerek ve diğer nefsani arzulardan uzak durarak, Allah rızası için büyük bir irade ve sabır örneği gösterirler. İftar ile oruçlarını açarken de gün boyu Allah için tuttukları orucu huzur içinde tamamlamanın hazzını ve mutluluğunu yaşarlar. İftar; oruçla Allah için gösterilen sabrın ve iradenin güzel bir mükafatıdır. İftar; oruçlunun sevinç ve huzur ânıdır. Bu konuda sevgili peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur; “Müslümanın iki sevinç ânı vardır. Biri oruçlunun orucunu açtığı andır, diğeri de Rabbine kavuştuğu andır.”
İftar vakti girdiğinde, gün boyunca yemeden, içmeden ve birtakım nefsani arzulardan uzak durarak Allah rızası için oruç tutan mü’min, o günkü orucunu tamamlamanın rahatlığı, huzuru ve mutluluğu içerisinde artık orucunu açar. Oruç tutarken sahuru geciktirmek ne kadar faziletli ise, orucu açmak için acele etmek de o derece faziletlidir. Hz.Enes anlatıyor; “Rasûlullah, akşam namazını kılmadan önce birkaç taze hurma ile orucunu açardı. Eğer taze hurma bulamazsa kuru hurma ile açardı. Eğer kuru hurma da bulamazsa su ile açardı.
Oruç, her ne kadar meşakkatli bir ibadet gibi görünse de, günün bitiminde, akşamleyin, iftar vakti oruçlunun orucunu açtığı anda duyduğu ve hissettiği hazzı ve mutluluğu hiçbir şeyle elde edemez. İftar sofrasında elde edilen feyiz ve mutluluk her şeye bedeldir. Bu duyguyu ancak, o ânı yaşayanlar ve tadanlar bilir. Ve mü’min oruç tuttuğu günleri ve yaptığı iftar anlarını hayatı boyunca unutamaz. İftarlar, bir yönden o günün orucunu tamamlamanın mutluluk ânı olurken diğer yandan da Allah’ın verdiği nimetlerin kıymetini ve değerini anlama ve O’na şükretme ve dua etme anıdır. Bu nedenle her müslüman, yaptığı iftarın ardından, verdiği sayısız nimetlerden dolayı Rabbine şükretmeyi ve dua etmeyi unutmamalıdır!.. Peygamberimiz iftarını açtıktan sonra şu duayı okurdu: ““Allah’ım sana iman ettim, sana tevekkül ettim, senin için oruç tuttum, senin rızkınla iftar ettim..”
İftarlar, her akşam dede ile torunları anne ile babayı ve çocukları bir araya getiren feyiz ve bereket sofralarıdır. Yoksul ile zengini, akrabalar ile komşuları, dostlar ile arkadaşları iftar sofrasında bir araya getiren birer vuslat ânıdır, kaynaşma ve buluşma vaktidir, sürûr ve şükür vaktidir. Ramazanda iftar için hazırlanan yemek ve çorbayı biraz fazlaca yapıp iftar vaktinde yandaki komşuya göndermek de müslümanlığın feyizli âdetlerindendir. Bir gün Peygamberimiz Ebu Zer'e şöyle buyurdu: "Ya Ebâ Zer! Çorbanı kaynatırken suyunu bolca koy ve ondan komşuna da ver." Allah’ın rızasını daha çok kazandıran en güzel iftar daveti ise, her gün bir yoksulu iftar sofrasına çağırıp onu doyurmaktır. Günümüzde bunu yapabilen kaç Müslüman var acaba?.. Mü’minler Yüce Allahın: “ Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Muhakkak ki Allah, israf edenleri sevmez.” (Âraf-31) emrine uyarak İftarda az ve ölçülü yemelidir. Zira iftarın amacı, yiyip içmek ve mideyi tıka basa doyurmak değildir. Çok çeşitli bol yemekli gösterişli iftar sofraları kurmak da değildir. İftar; bir yandan Allah’ın verdiği nimetlere karşı O’na şükretmek, bir yandan da açlığın ve susuzluğun verdiği zahmeti hatırlayarak fakir ve yoksul insanları düşünerek merhamet ve cömertliğe yönelmektir!.. Orucumuzun feyizli ve ihlaslı olmasını istiyorsak; İftar geleneğimiz ve iftar soframız, Allah’ın emrine ve peygamberimizin sünnetine uygun olmalıdır. İmanınız kavi, orucunuz makbul, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!






















































