RIZKI VEREN ALLAHTIR
Rızık kelimesi genelde yiyecek ve içecekler için kullanılan bir terimdir.
Dini literatürde ise Rızık; Yüce Allahın insanlar ve canlılar için yarattığı ve onların faydalandığı her türlü nimettir. Mesela; İçtiğimiz su bir rızık olduğu gibi soluduğumuz hava da bir rızıktır. Ay ve Güneş’in ışığı da bir rızıktır. Güzel ahlak da bir rızıktır, ilim de bir rızıktır. Ve Yüce Allah Kur’anda: “Allahın rızkını yaratmadığı hiçbir canlı yoktur.” (Hûd 6) “Rızkı veren ancak Allah’tır” (Rum-40) buyurduğu gibi insanlar dahil tüm canlıların rızkını yaratan ve veren Rabbimiz Allah’tır. Ancak şunu bilmeliyiz ki, yeryüzünde yaratılan rızıklar içinde insan için temiz olanı da var, pis olanı var, faydalı olanı var, zararlı olanı var. helal olanı var, haram olanı var. Mü’min helal ve temiz olan rızkı elde etmek, helal ve temiz olah rızkı yemek, helal ve temiz rızkı kullanmakla mükelleftir, Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Ey insanlar! Yeryüzünde olan şeylerin helâl ve temiz olanlarından yeyin! Şeytanın izinden gitmeyin. Çünkü o size apaçık bir düşmandır.” (Bakara-168)
İnsanların ecelleri ve ömürleri Allah katında belli olduğu gibi, her insanın kullanacağı rızkı da Allah katında bellidir, Rızkın ölçülü kullanılması gerekir, fazlası zarar, israf ve haramdır. Bir Çin atasözü şöyle der: “İnsan bir okyanusta dahi olsa, o kimsenin o sudan faydalanacağı miktar; midesinin alacağı kadardır.” İşte, rızık konusunda da durum aynıdır. Ortası ölçü ve yarar, fazlası zarar, israf ve haram. Pekçok hastalıkların ölçüsüz yenen ve ölçüsüz içilen şeylerden kaynakladığını hepimiz biliyoruz. Öyle değil mi? Bu nedenle, herşeyde ölçülü olmak gerektiği gibi rızkın kullanılmasında da ölçülü olmak gerekir. Rızık konusunda bilinmesi gereken bir başka husus da şudur: Rızıklar insanın imanına, sâlih amellerine, takvasına ve şükrüne göre feyizlenir ve bereketlenir. Ancak, insan şunu da bilmeli ki; Haddi aşarak ölçüsüz davranarak, ihtiyaçtan fazla yemek, içmek veya gereğinden fazla rızık kullanmak veya rızıkları israf etmek, kirletmek, şükürsüz kullanmak Allahın ölçüsüne isyandır. Rabbimiz Allah, insanların haddi aşmaları ve azgınlıkları nedeniyle yaşadıkları süfli hayattan ve davranışlarından ders almaları, doğru ve temiz hayata dönmeleri için insanlırın rızkını eksiltebilir ve kısabilir. Rabbimiz Allah Kur’anda bizi şöyle uyarır: "O Allah eğer rızkınızı tutup kesiverse size kim rızık verir?” (Mülk-21) Bu nedenle insan rızkını kullnmada ölçülü ve şükürlü olmalı.
Kimse rızkını yeyip bitirmeden ölmez. Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur: "Hiç kimse rızkına kavuşmadan ve onu tüketmeden ölmez” Ancak, insan, rızkını elde etmek için Kuşlar gibi Arılar gibi çalışıp çabalayıp rızkını elde etmekle mükelleftir, sorumludur. Bu nedenle Rabbimiz Allah, rızık için çalışmayı farz kılmış ve şöyle buyurmuştur: “İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır...” (Necm-39) Bu bağlamda dinimizde çalışmak bir ibadettir. Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur: “Bir kimsenin yanına Urgan ipini alarak dağdan odun toplayıp pazarda satarak helal rızık kazanması, istemekten –dilenmekten hayırlıdır.”
Rızıkla ilgili bir başka husus da şudur; Rabbimiz Allah, gücü yeten mü’min kullarına Zekat ve Sadakayı da emretmiş ki, mü’minler bu sayede birbirleriyle yardımlaşarak rızıklarını feyizlendirsinler ve bereketlendirsinler diye. İşte, verilen veya verilmeyen o Zekat ve Sadakaların içinde kim bilir kaç insanın veya kaç canlının rızıkları vardır. Bu nedenle dinimiz şükürlü yemeyi içmeyi helal, nankörlüğü ve israfı ise haram kılmıştır. Müslümanlar bunları iyi düşünmeli ve rızkını ölçülü kullanmalı. İnfak ve ihsan için de rızık ayırmalı!.. . Rızıkla ilgili bir başka husus da şudur: Yeme ve içmede ve diğer konularda nimetleri-rızıkları kullanmada insanlar o kadar haddi aşıyorlar ve o kadar israf erdiyorlar ki, çöplükler bu israflarla dolu. Uzmanlar derler ki; “ Bugün israf edilerek çöpe atılan yiyecek ve içecekler ölçülü ve dengeli kullanılsa dünyada aç ve açıkta hiçbir insan kalmaz.” Doğru mu? Doğru! Bir bilge kişi şöyle der: “Bil ki, senin çöpe attığın şey, başkaları için bir ihtiyacıdır.” Bütün bunlar rızıkla ilgili bilinmesi gereken şeylerdir. Bir insan, dünyalar kadar rızık kazansa da yukarda da örnek verdiğimiz gibi o kimsenin ömrü boyunca bunlardan faydalanacağı rızık; ancak midesinin alabileceği ve hazmedeceği kadardır. Kazandığı mal ve yiyeceklerin hepsini midesine doldurma gücü ve imkânı da yoktur. Bu nedenle mü’min, rızık konusunda pek fazla muhteris ve bencil olmamalı. Allaha ve Âhiret gününe inanan bir mü'min elde ettiği rızıklardan ihtiyaç fazlasını fakir ve yoksullara ve ihtiyacı olanlara Zekat ve sadaka-iyilik ve yardım olarak vermeli. Böylece hem Rabbine şükretmiş olur, hem de âhiret için de rızık kazanmış olur. İmanınız güzel, ibadetleriniz kabul ameliniz sâlih, rızkınız helal ve temiz, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!
Cumanız mübarek olsun!
(muallimosman)
























































Yorum Yazın