SAĞLIKLI YAŞAYALIM SAĞLIKLI OLALIM
Yüce Allah’ın insanlara bahşettiği nimetlerin başında Sağlık gelir. Ve insan, kendisine verilen her nimetin hesabını Rabbine vereceği gibi sağlığın hesabını da verecektir. Bu nedenle sağlıklı yaşamak ve sağlığı korumak insanın en önemli dini ve insani görevlerinden biridir. Çünkü, insan hem dini görevlerini hem de dünyevi işlerini verimli bir şekilde yapabilmesi ve huzurlu bir hayat yaşayabilmesi için mutlaka bedenen ve ruhen sağlıklı olması gerekir. Ama insanların çoğu bunun idrakinde değildir. Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam şu ikazı yapmıştır: "İki nimet vardır ki, bunların kıymetini anlamada insanların çoğu aldanmıştır. Bunlar; Sağlık ve Boş zaman’dır." Osmanlı Sultanlarından Kanuni Sultan Süleyman da sağlığın önemini şu veciz sözüyle ifade eder; “Halk içinde muteber bir nesne yok Devlet gibi, olmaya devlet cihanda; bir nefes sıhhat gibi!” yani dünyada sıhhat (sağlık) kadar değerli bir şey yoktur.
Sağlıklı olmanın ve sağlığı korumanın pek çok yolu vardır. Bunların başında; “Beden ve Ruh Temizliği” ve “Çevre Temizliği” gelir. Bir hadisinde: “Temizlik imandandır” buyuran sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (a.s) sağlıklı olmanın prensiplerinden olan temizliği imanın bir şartı olarak kabul eder. Dinimizde bize emredilen “Gusül Abdesti” ve “Namaz Abdesti” bir beden ve ruh temizliğidir. Dış etkilere maruz kalan ellerimizi ve diğer organlarımızı sabunlu su ile sık sık yıkayarak temiz tutmalıyız. Sağlıklı olmanın bir yolu da yediğimiz ve içtiğimiz şeylerin temiz, helâl ve sağlıklı olmasıdır. Yüce Allah Kuranda şöyle buyurur: “ Eğer gerçekten Allah'a kulluk ediyorsanız, Allah'ın sizin için helal kıldığı ve temiz olarak verdiği nimetlerden yiyin için ve O'na şükredin.” (Nahl-114) Temiz, helâl ve sağlıklı yiyecekler; vücudu sağlıklı ve zinde kılar. Haram ve sağlıksız yiyecekler ise vücuda hastalık bulaştırır, güçsüz ve hasta kılar. Özellikle paketlenmiş hazır gıdalara çok dikkat etmek gerekir. Onların çoğu hem içerik bakımından hem de temizliği ve tazeliği bakımından sağlıksızdır. Bir de başta ekmeğimiz olmak üzere gıdalarda çok kullanılan kimyasal katkı maddeleri de insan sağlığını tehdit etmektedir. Bunlara da dikkat etmek gerekir. Her şeyin temizi ve tabîi olanı, doğal olanı sağlıklıdır.
Sağlıklı olmanın bir yolu da; Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam bir hadisinde: “Müslüman o kimsedir ki, diğer insanlar onun elinden ve dilinden emindirler” buyurduğu gibi Müslüman eliyle ve diliyle insanlara hastalık bulaştıracak zararlı şeyleri yapmamalıdır. Örneğin bazı insanları görürsünüz; aksırığını, tükürüğünü sokağa, yola tükürürler. Çöplerini, kirlerini sokağa, yola, çevreye atarlar, dökerler. Kirli ve zehirli sıvı ve katı atıklarını dereye, ırmağa, göletlere veya boş arazilere boşaltırlar ve çevreyi hastalık üreten mikrop yuvası haline getirirler. Bazı insanlar görürsünüz onlar; yemek yerken, ağzında lokma varken konuşurlar, tükürüklerini ve yemek kırıntılarını dışarı saçarlar. Hapşırırken, öksürürken ağızlarını kapatmazlar, konuşurken bağırarak konuşurlar, gülerken kahkaha atarak gülerler ve tükürük tozlarını etrafa saçarlar.. Bütün bunlar toplumda verem, Tifo, Dizanteri, Grip, Tüberküloz, Kanser gibi hastalıkların yayılmasına neden olur. Müslüman bu gibi uygunsuz olan ve Allah’ın hoş görmediği olumsuz davranışlardan da uzak durması gerekir ki, Yüce Allah Kuranda: “Ey iman edenler! kendi ellinizle kendinizi tehlikeye atmayın!...” buyurduğu gibi insan; yaptığı yanlışlarla hem kendisinin hem de çevresindeki insanların sağlığının bozulmasına neden olmasın.
Sağlıklı olmanın bir başka kuralı da dinimizin haram kıldığı uyuşturucu ve alkollü içeceklerden ve gayri ahlaki ilişkilerden ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmaktır. Zira kötü ve zararlı alışkanlıklar da insanı ve toplumu bedenen ve ruhen hasta eder!.. Sağlıklı olmanın bir başka kuralı da az ve ölçülü yemektir, aşırılıktan ve doyumsuzluktan kaçınmaktır. Yüce Allah Kur’anda şöyle buyurur: “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez.” Bu gün insanların büyük çoğunluğunun şikayetçi olduğu “Obezite” (şişmanlama) hastalığının ve diğer bazı hastalıkların sebebi; ölçüsüz ve sağlıksız yemek yemektir. Tıka basa yemek ve içmektir. Peygamberimiz sofradan kalkarken midenin üçte birinin boş bırakılmasını tavsiye etmiştir. Sağlıklı olmanın bir kuralı da ölçülü çalışmak ve ölçülü dinlenmektir. Çok kazanma hırsıyla bedeni aşırı derecede yormak doğru değildir. Çünkü aşırı yorgunluk insan direncini ve insan sağlığını bozar. Hiçbir şey yapmayarak devamlı oturup yatmak da insan sağlığını bozar. Her iki yaşayış biçimi de insanı bedenen ve ruhen hasta eder. Çalışmayı da dinlenmeyi de ölçülü yapmak gerekir. Ölçülü olmak ve ölçülü yaşamak gerekir. Yüce Allah bize şöyle öğüt verir: “Uykunuzu bir dinlenme vakti, geceyi de bir örtü kıldık, geçiminizi sağlayasınız diye gündüzü yarattık.” (Nebe 9-11)
Sağlıkla ilgili her tedbiri almasına rağmen insan eğer her hangi bir nedenle hastalanmışsa o zaman Peygamberimizin: “Tedavi olunuz. Çünkü Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır.” buyurduğu gibi mutlaka Hekim’e gidip tedavi olmalıdır. Peygamberimiz zamanında bir bölgede Vebâ hastalığı salgını görülmüştü de Peygamberimiz şöyle tavsiye etmişti: “Bir yerde Tâun(veba) hastalığı yayılmışsa, kimse o şehre girmesin. O şehirde olanlar da hastalık geçinceye kadar o şehirden çıkmasın.” Bu da sağlık için önemli bir tedbirdir. Günümüzde buna “Karantina” diyoruz. Bilenler hatırlar; Eyyüb aleyhisselam da amansız bir hastalığa yakalanmıştı da çevresine zararı dokunmasın diye yaşadığı beldeden uzak bir dağ eteğindeki bir mağaraya yerleşmişti. Ve burada on yıl kadar kaldıktan sonra iyileşmişti.. Unutmayın! Allah sağlıklı olmayı emreder!. İmanınız kavi, ameliniz salih, ömrünüz sağlıklı ve huzurlu olsun!. -(muallimosman)
Yorum Yazın