Reklamı Geç
Mehmet Akçay Petrol
Mehmet Akçay Petrol
Mehmet Akçay Petrol
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

SEVGİNİZİ YAŞATIN NEFRETİNİZİ ÖLDÜRÜN

 

SEVGİNİZİ YAŞATIN NEFRETİNİZİ ÖLDÜRÜN

 

Sevgi ve nefret her insanda doğuştan var olan bir duygudur Bu bağlamda insan hem seven, hem nefret eden, hem sevilen, hem de nefret edilen bir varlıktır. İnsan bazen sevendir, bazen sevilen, bazen nefret edendir, bazen nefret edilen!.. Peki sevgi nedir, nefret nedir?.. Sevgi; Başkaları hakkında iyi ve güzel şeyler düşünmek, iyi ve güzel duygular beslemektir. Başkalarına karşı duyulan hoşnutsuzluklara ve menfî düşüncelere de “Nefret” denir. İnsan çevresindekilere bazen sevgiyle bakar bazen de nefretle!.. Çevresindekileri bazen sever, bazen de onlardan nefret eder!.. Bu durumda karşımıza şöyle bir soru çıkmaktadır. Sevgi ve nefrette ölçü nedir?. İnsan sevdiklerini neye göre sevmeli, sevmediklerini neye göre sevmemeli?.. Nefret ettiklerinden niçin nefret etmelidir? İşte insan bunları bilmelidir ki, bir yanlışın, bir hatanın ve bir günahın içinde olmasın!..

Şu iyi bilinmelidir ki, tüm iyiliklerin ve güzelliklerin anahtarı sevgidir. Zira; Kâinatın özü sevgidir. Bu nedenle insan öncelikle sevgiye sarılmalı ve Allah için sevebileceği şeyleri arayıp bulmalı ve onları Allah için sevmelidir!.. İnsan sevdiklerini Allah için sevmeli sevmediklerini de Allah için sevmemelidir. Başka bir ifadeyle; Allahın sevdiklerini sevmeli, O’nun sevmediklerini ve hoşlanmadıklarını da sevmemelidir.

İnsan, yaratılış gereği iyi, güzel ve faydalı olan şeylere karşı daima sevgi duyar. Güzel olan her şey insanın ilgisini ve sevgisini çeker. Kötü ve zararlı olan şeyler ise, insanda nefret uyandırır… Sevgi sevgiyi doğurur, nefret de nefreti!.. İnsan bilirse ki seviliyor o da kendisini sevene karşı bir yakın ilgi ve sevgi hisseder. Bu da kişiler arasında sevginin yeşermesini ve büyümesini sağlar. Ama kişi bilirse ki, sevilmiyor ve nefret ediliyor, o da kendisini sevmeyene ve nefret edene karşı bir nefret duymaya başlar. Bu da insanlar arasında nefreti, kini ve düşmanlıkları körükler ve besler, neticesi de felaket olur!..

İnsan imanıyla, ihlasıyla, söz ve davranışlarıyla ya sevgiyi celbeder, ya da nefreti. İlişkileri de buna göre gelişir. İnsanlar dünyada genelde yaratılış gayelerine ve inanç durumlarına göre sevişirler, kaynaşırlar veya zıtlaşırlar. Genelde inananlar, inananlarla, iyiler iyilerle, kötüler de kötülerle sevişirler ve kaynaşırlar!..

Ancak şunu unutmayın ki, içinde Allah sevgisi olmayan sevgiler bir anda parlayan ve bir anda sönüveren saman alevi gibi geçici sevgilerdir. Bunların çoğu çıkar ilişkisinden ve gösterişten ileriye gitmez. Sevgi; dostlukları ve kardeşlikleri doğurur, nefret ise; kin ve düşmanlıkları!.. Sevginin olduğu yerde huzur ve mutluluklar yaşanırken, nefretin olduğu yerde mutsuzluklar, kavgalar ve cinayetler yaşanır!.. Bu nedenle insan, çevresine daima sevgiyle yaklaşmalı ve sevgiyi aşılamalıdır ki, orada dostluklar ve kardeşlikler gelişsin, huzur ve mutluluklar yaşansın. Allah’ın rızası, rahmeti ve bereketi onların üzerine olsun!.. Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam bir hadisinde; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” buyurarak “iman” ve “cennet” in anahtarının “sevgi” olduğunu haber verir. peygamberimiz bir hadisinde: “Sizden biriniz kardeşini sevdiği zaman ona sevdiğini söylesin.” buyurduğu gibi İnsan, sevgisini sevdiklerine cömertçe söylemelidir.

İnsan sevgisini daima hissettirmeli ve yaşatmalıdır. ama nefretini gizli tutmalı ve biran evvel ondan kurtulmanın yollarını aramalıdır. Onu kine, düşmanlığa ve felakete dönüştürmemelidir. Müslümanın nefreti “buğz” şeklinde olmalıdır, yani kişinin şahsına değil onda gördüğü kötü huylara ve kötülüklere olmalıdır. O kötü huyları sevmediğini ve tasvip etmediğini ifade edecek şekilde olmalıdır. Bu da zaten peygamberimizin ifadesiyle imanın en zayıf şeklidir. Bakınız peygamberimiz bir hadisinde ne buyuru: “Bir kötülüğü gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin, buna gücünüz yetmez ise dilinizle (nasihatle) düzeltin, buna da gücünüz yetmez ise ona kalbinizle buğzedin.” Sevgi sadece kalbte ve lafta kalmamalı, güzel söz ve davranışlarla güzel bir tebessümle güçlendirilmelidir. Kalbden dışarıya aksetmeyen sevgi sandıkta bekletilen para ve altın gibidir. Değerlidir ama ihtiyaç duyulduğu zaman kullanılmadığı için bir değer ifade etmez. Sözde kalan bir sevgi de öyledir. Kurumakta olan bir güle her gün; “Seni seviyorum” desen ne anlamı olur ki!.. Önemli olan gülü yaşatmaktır. Bu nedenle sevginiz öyle bereketli olsun ki; çevrenizdeki dostlukları ve kardeşlikleri yaşatsın ve güçlendirsin. Küçük bir “selamlaşma” bile insanlar arasındaki dostluğu ve kardeşliği başlatan, güçlendiren ve yaşatan sevgi gıdalarından sadece biridir. Allah için birbirini sevenleri Allah da sever. Öyleyse sevgili dostlar, sevginizi yaşatın, nefretinizi öldürün!...

Hayırlı Cumalar!

(muallimosman)

 

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Avula Hikmet Hatunoğlu