Suyun Kıymeti Değeri ve Şükrü
Geçmişte olduğu gibi son günlerde gerek dünyada ve gerekse ülkemizde yine suların azalmısından ve su kaynaklarının kurumasından, kuraklıktan ve kıtlıktan bahsedilmeye başlandı.
Ama sebepler hep aynı, alınması gereken tedbirler de aynı, ama maalesef bu konuda nefis muhasebesi yapılmıyor ve yanlışlardan dönülmüyor. Suyun kıymeti, değeri ve şükrü bilinmiyor. Bir çoğumuz, hayatında birkaç kez “Su gibi aziz ol!” sözünü. duymuştur. Bu söz bir iltifat sözcüğü olduğu gibi aynı zamanda suyun kıymetini ve değerini ifade eden güzel bir deyimdir. Yüce Rabbimizin bizlere ihsan ettiği nimetler içerisinde belki de en değerlisi “SU”dur. Zîra, Yüce Allah Kur’anda; “İnkar edenler görmediler mi! Gökler ve Yer bitişikken biz onları ayırdık ve her canlıyı sudan yarattık!...” (Enbiya-30) buyurduğu gibi dünyada varolan her canlı sudan yaratılmıştır. Her canlının özü ve ana gıdası sudur. Tabiatın ve hayatın gıdası SU’dur.
Bu nedenle SU’suz bir hayatın vücut bulması mümkün değildir. Her canlının özü SU olduğu gibi insanın özü de SU’dur. Yüce Allah Kur’anda: “İnsanı sudan yaratarak ona soy sop veren O’ dur. Rabbinin gücü her şeye yeter.” (.Furkan-54) - “İçinde taneler, bitkiler ve birbirine sarmaş dolaş bağlar, bahçeler yetiştirmeniz için bulutlardan şarıl şarıl yağmur suyu indirmedik mi? (Nebe-14-16) buyurduğu gibi Su hayattır, berekettir. Düşünün! Eğer su olmasa yediğimiz tahılları, meyve ve sebzeleri nasıl üretebiliriz?. Ne içeriz, ne yeriz? Su; aynı zamanda bir enerji kaynağıdır.
Aydınlandığımız elektrik akımının kaynağı su değil mi? Gemiler için ulaşım yolu olan denizlerin, Göllerin, akarsuların kaynağı su değil mi? Tüm ulaşım araçlarının enerji kaynağı su değil mi? Tüm yiyeceklerimizin, içeceklerimizin ve gıdalarımızın özü su değil mi? Hastalıklarımızın tedavisinde kullandığımız tüm tıbbi ilaçların ana unsuru su değil mi? İnsanların yerleşim ve medeniyet merkezlerinin mihenk taşı su değil mi? Tüm medeniyetler su etrafında kurulmamış mı?.. İşte, Su bu kadar çok kıymetli ve çok değerli bir nimettir. Bu nimet için Rabbimize ne kadar şükretsek azdır!..
Yüce Allah, Kur’anda: “İki deniz bir değildir, birinin suyu tatlı ve kolay içimli, diğeri ise tuzlu ve acıdır, ama her birinden taze balık eti yersiniz.”(Fatır-12) buyurduğu gibi Rabbimiz Allah o kadar çok çeşit su yaratmış ki, her birinin faydası ve şifası farklı farklıdır, tadı ve rengi farklıdır. Bazısı acı , bazısı tatlı, bazısı tuzlu, bazısı tuzsuz, bazısı soğuk, bazısı sıcak, bazısı sodalı, bazısı kükürtlü, bazısı durgunsu, bazısı akarsu .v.s… Ama her birinin ayrı bir görevi ve ayrı bir özelliği, ayrı bir şifası ve faydası var, ama hepsi de Cenâbı Allah’ın emriyle biz insanların hizmetindedir.
Yüce Allah Kur’anda: “Ya Muhammed, iman edip sâlih amel işleyenlere kendileri için içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele!”(Bakara-25) buyurduğu gibi Su, bu dünyada bütün insanlar için bir hayat ve şifa kaynağı olduğu gibi Allah’a iman edip sâlih amel işleyenler için Âhirette, Cennette de bir şifa ve lezzet içeceği olacaktır. Suyun kıymetini ancak susuz kalan bilir. Irmak kenarında yaşayan biri için suyun kıymeti pek bilinmez. Ama çölde ve güneşin sıcağında susuzluktan dudakları çatlamış biri için SU çok önemlidir ve değerlidir. Aslında su herkes için çok kıymetlidir. Peygamberimiz bir hadisinde “Temizlik imandandır.” buyurduğu gibi Su aynı zamanda bir temizlenme maddesidir. Vücudumuzu, organlarımızı, elbiselerimizi, araç-gereçlerimizi hep su ile temizleriz. Öyle değil mi? Çünkü Su; temizliktir, sağlıktır, güzelliktir. Bu nedenle Su bir kültürdür, bir medeniyettir.. Peki, su olmazsa bunları yapabilirmiyiz? Tabî ki, yapamayız!. Bu nedenle Su çok kıymetli ve çok değerlidir.
Peki Rabbimizin bize ihsan ettiği bu kadar değerli ve kıymetli olan Su nimetinin şükrünü ödememiz gerekmez mi? Elbette gerekir! Bunu da kısaca şöyle yapmalıyız. Yüce Rabbimiz Allah Kur’anda: “Biz suyu gökten bir ölçüye göre indirdik. Onunla ölü memleketleri diriltiriz.” (zuhruf-11) buyurduğu gibi Allah herşeyi bir ölçüye göre yarattığı gibi suyu da bir ölçüye göre yaratmıştır. Bu nedenle öncelikle suyun ölçüsünü ve özelliğini bozmadan suyu ölçülü ve tutumlu kullanarak suyun şükrünü ödeyebiliriz. Yüce Allah’ın: “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz Zira Allah israf edenleri sevmez” (Araf-31) emrine ve peygamberimizin “Bir akarsu kenarında abdest alıyor olsanız dahi suyu ölçülü kullanın.” öğüdüne uyarak suyu israf etmeden, çevreyi, havayı, suları ve su kaynaklarını kirletmeden, Tabiatın özelliğini ve ölçüsünü bozmadan, ağaçları ve ormanları yok etmeden, su yollarını bozmadan, arz ve semayı ölçülü, temiz ve tutumlu kullanarak suyun şükrünü ödeyebiliriz. Rabbimiz Kur’anda: “Beni anın, bana şükredin ki, ben de sizi anayım. Sakın nankörlük etmeyin.” buyurduğu gibi Rabbimizin bize ihsan ettiği suyu içerken ve kullanırken bunları tefekkür ederek, Su’yu “Besmele” ile içip, sonunda da “Elhamdülillah” diyerek duamızla Rabbimizi anarak ve şükrederek suyun şükrünü ödeyebiliriz. Aksi halde Rabbimize nankörlük etmiş oluruz ve hüsrana uğrayanlardan oluruz!. İmanınız kavi şükrünüz samimi, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!-(muallimosman)
Yorum Yazın