Reklamı Geç
Güneş Güzellik
Avula Hikmet Hatunoğlu
Ceviz Ticaret
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR

VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR

(Milli Mücadelede Düşmana ilk kurşun 19 Aralık 1918’de Dörtyol’da atıldı)

 

muallimosman -Bir milletin varlığı ve bağımsızlığı, vatanı ile kâimdir. Zîra, vatansız bir milletin varlığından ve bağımsızlığından söz edilemez.. Bu nedenledir ki; Türk milleti tarih boyunca yurt edindiği yerleri tarihiyle, inancıyla, kültürüyle ve sanatıyla bezeyerek kendine “Vatan” yapmıştır.. Müslüman Türk milleti, tarih boyunca vatanını canı gibi sevmiş ve korumuştur. Vatan için askere gitmeyi, vatan için savaşmayı, vatanı için sınırda nöbet tutmayı “nâmus borcu” bilmiştir. Vatanı için şehit olmayı rütbelerin en üstünü olarak görmüştür. Milletimiz için “iman”, “vatan” “bayrak” ve “nâmus” kavramları en kutsal değerlerdir. Milletimiz, bu değerleri korumak için binlerce şehit vermiştir. Peygamberimiz Hz.Muhammed bir hadisinde: “Vatan sevgisi imandandır.” buyurduğu gibi bu milletin her ferdi, vatanını sevgilerin en kutsalıyla sevmiştir. Nerde olursa olsun, “Vatan sevgisi” onun kalbinde bir sıla hasreti olarak yer almıştır. “Ana gibi yâr, vatan gibi diyar olmaz” sözü bu sevginin veciz bir ifadesidir.

Her karış toprağı Müslüman Türk kanıyla sulanmış olan bu vatan, vatanların en kutsalı ve en güzelidir. Büyük Türk komutanı Alpaslan ve onun cengaver ordusunun 1071 yılında kazandığı Malazgirt zaferiyle Türk yurdu haline getirilen bu aziz vatan, asırlar boyunca Türk-İslam kültürüyle bezenmiş ve Türk milletinin ana vatanı olmuştur. Tüm dünyanın gıpta ile ve dâhi kıskanarak baktığı bu aziz vatan, ebediyete kadar Türk milletinin ana vatanı olacaktır. Çünkü bu vatan binlerce şehidin mübarek kanıyla sulanmış ve onların şehâdetiyle kazanılmıştır.

Hür ve bağımsız yaşamayı düstûr edinen milletimiz, tarih boyunca, vatanına ve istiklâline kastetmek isteyenlere karşı “İman dolu göğsünü” siper ederek vatanını ve istiklâlini korumasını bilmiştir.Vatan ve millet müdâfâsında; “Ölürsem Şehit, kalırsam Gâzi olurum” inancı, milletimizin en büyük cesaret ve güç kaynağı olmuştur. Bu bağlamda, bir bahçıvanın “Gül bahçesini” yabancı otlardan ve zararlı böceklerden temizleyip koruduğu gibi milletimiz de “Bir gülistân olan bu aziz vatanı” tarih boyunca her türlü tehlikeye ve düşmana karış korumuş ve müdâfâ etmiştir. .

Altı asır boyunca dünyaya hükmeden, tarihiyle ve kültürüyle dünyaya insanlık ve medeniyet öğreten ecdadımız Osmanlı Devletinin son zamanlarındaki zayıflığını fırsat bilerek aziz vatanımızı paylaşmak isteyen Avrupa’nın zorba ve barbar devletleri, bu aziz vatanı istilâ ederek, bu vatanı Müslüman Türk milletinin elinden alabileceklerini sandılar, ama yanıldılar. Onlar, bu milletin inancından ve tarihinden aldığı güç ve cesaretle geçmişte nice güçlü devletleri dize getirdiğini ve perişan ettiğini hiç düşünmediler!..

İşte, o istilâ ve işgal günlerinde; 11 Aralık 1918 tarihinde Dörtyol da Fransızlar tarafından işgal edilmişti. Fransız askerleri Dörtyol ve çevresindeki hâin ermeni zorbalarını da yanlarına alarak müslüman halka olmadık işkence ve eziyette bulunuyorlardı. Köylere baskınlar yaparak, köylülerin hayvanlarını, yiyeceklerini ve paralarını, kadınların ve genç kızların altınlarını ve ziynetlerini zorla alıyorlardı. Karşı gelenlere ise olmadık işkence ve eziyet ettikleri gibi daha da ileri giderek kadın, erkek, yaşlı ve çocuk demeden güçsüz ve kimsesiz olanları veya kendileri için tehlikeli gördüklerini acımasızca ve vahşice öldürüyorlardı.

Türk milleti ise, tarih boyunca haysiyetini ve namusunu asla düşmana çiğnetmemişti. Zulme ve esârete asla boyun eğmemişti!. İşte, Dörtyol’umuzun müslüman halkı da gördüğü ve şahit olduğu bu zulüm ve işkenceleri bir türlü hazmedemiyordu. Fransızların ve Ermenilerin zulmünden ve işkencelerinden bıkan birçok insan ise; yurtlarından, yerlerinden kaçarak dağlara sığınmışlardı. Bir yandan da Dörtyol’un ileri gelen yiğitleri, kasabalarını ve köylerini işgal eden ve halka olmadık işkence ve zulüm yapan Fransız ve ermeni zorbalarını yurtlarından kovmanın hesabını ve planlarını yapıyorlardı.

19 Aralık l918 günü yine bir gurup Fransız ve Ermeni zorbası, güzel Dörtyol’umuzun Özerli ve Karakese köyüne saldırmışlar ve buradaki Müslüman Türk halkına eza ve işkence yapmaya başlamışlardı.Hayvanlarını ve yiyeceklerini zorla alıyorlar, direnenleri ise dövüyorlar ve hakaretlerde bulunuyorlardı. Gördüğü bu insanlık dışı muamelelere tahammül edemeyen Dörtyol’un yiğit evlatları Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) ve arkadaşları imanlarından ve tarihten aldıkları güç ve cesaretle düşmana karşı milli bir duruş ve milli bir direniş göstermişler ve Mehmet Çavuş elindeki mavzerle düşmana ateş ederek Fransız askerî üniformalı iki ermeni zorbasını vurmuş, vatan ve nâmus müdâfasında düşmana ilk kurşunu sıkma cesaretini göstererek arkadaşlarıyla birlikte millî mücadelede ilk silahlı mücadeleyi başlatmıştır. İşte; Türkiye Cumhuriyetinin temeli, l9 Aralık 1918 günü Akdeniz bölgemizin zümrüt incisi Hatay- Dörtyol’da Mehmet Çavuş ve arkadaşlarının başlattığı ilk silahlı mücadeleyle atılmıştır. Dörtyol’da başlayan bu mücadele dalga, dalga Anadolu’ya yayılmış, Anadolu’nun diğer kahraman evlatları da Dörtyol’lu yiğitlerden cesaret alarak silahına sarılmış ve vatanımızı düşmandan temizleyinceye kadar silahlı mücadeleye devam etmişler ve bu büyük cumhuriyeti kurmuşlardır. Vatan müdâfasında ve istiklâl mücadelesinde ilk silahlı mücadeleyi başlatma cesaretini ve kahramanlığını gösteren ve âhirete intikal eden Dörtyol’umuzun bu yiğit kahramanlarını bir kez daha minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhları şâd ,mekanları cennet olsun!..

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Diva Otel