YERYÜZÜNÜN İLK MÂBEDİ KÂBE
muallimosman - Bugün yer yüzünde, her milletten ve her renkten binlerce müslümanın kıblegâh olarak yöneldiği Kâbe, yer yüzünde yapılan ilk mâbed’tir. Allah, Kur’anda şöyle buyurur: “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için yapılan ilk ev, mâbed Mekke'dedir. Orada İbrahim’in (s.a.v) makamı vardır. Kim oraya giderse güvenlik içinde olur. Oraya gitmeye gücü yeten kimseye Allah için Kâbe’yi haccetmesi gerekir.” (Âli İmran-96,97)
Yüce Âllah’ın yarattığı ilk insan Hz.Adem ile eşi Hz.Havva Cennetten yeryüzüne indirildiklerinde ayrı, ayrı yerlere indirilmelerine rağmen Yüce. Allah'ın izniyle onlar Kâbe’nin bulunduğu bölgede buluştular. orada yerleştiler, orada aile kurdular ve insanlığın atası oldular. Tüm insanlık buradan neşvü nevâ ederek çoğaldı ve yeryüzüne dağıldı.
Kâbe, yer yüzünde Allah’ın en mukaddes evidir. Tüm müslümanların kıblesi ve ziyaretgâhıdır. Dünyanın çeşitli yerlerinde binlerce müslüman, ibadet yaparken secde ederken, Allaha yönelirken Kâbe yönüne dönerler. O'nun temelinde ve duvarında Cennetten taşlar vardır. Cennet yâkutlarından bir taş olan "Hacer'ül Esved" taşı da yıllardır onun bir köşe duvarında bulunmaktadır. Onun inşasında melekler dahi çalışmışlardır. Kâbe zaman, zaman çeşitli yağmur ve sel felaketlerinde zarar görmüş, bazen duvarları yıkılmış, bazen damı çökmüş. Ancak, her defasında Allah'ın emri ve yardımıyla tekrar, tekrar onarılmıştır. Kâbe asırlardan beri Yüce Allahın emri ve yardımıyla müminler tarafından korunmuş ve imar edilmiştir. Çünkü O "Beytullah” tır. “Kıblegâh” tır. Nûh tufanında tamamen yıkılarak temeli dahi toprak altında kalan Kâbe, Hz.İbrahim zamanında Yüce Rabbimizin emri ve yardımıyla yeniden inşâ edilmiştir. Kâbe’nin bu inşasında Hz.İbrahime oğlu İsmail de yardım etmiştir. Bu kudsiyetinden dolayıdır ki, Kâbe tarih boyunca Müslümanlar tarafından temiz tutulmuş, bakımı yapılmış ve bu günlere kadar taşınmıştır.
0 öyle mübarek bir binadır ki; oraya giden huzur ve emniyette olur. Tüm kötülüklerden ve günahlardan, arınmış olur. Tertemiz bir manevi iklime girer. Çünkü orada harama ve kötülüklere yer yoktur. Bu nedenle Kâbe’nin bir adı da “Haremi Şerif” tir.
O, öyle mübarek bir mabed ki; yeryüzünde Allahın evi olan binlerce Cami ve mescidin kıblegâhıdır. Tüm ibadetler ve duâlar, tesbihatlar ve zikirler oradan arşı âlâya yükselir, Rabbimize ulaşır. İnsanlık aleminin ilk çoğalım ve dağılım merkezi olan Kâbe, Peygamberimizin mirâca çıktığında da ilk hareket merkezi idi. Kâbe ve O’nun çevresi öyle mübarek bir yer ki, Allahın emriyle yıllardan beri hac mevsiminde insanlar fevc, fevc oraya akın ederler. Onu tavaf ederler, Onun huzur ve manevi ikliminde yaşarlar. Rablerine tesbihat ve duâda bulunurlar, istek ve arzularını Rablerine orada dile getirirler. O, öyle mübarek bir mabeddir ki, ziyaret ve hac için orada bulunan binlerce Müslüman, muazzam bir İslam kardeşliği oluştururlar. Herkes her türlü makam, mevki ve servet üstünlüğünü bir kenara bırakır, bembeyaz ve tertemiz ihrama bürünerek tüm kirlerden ve kötülüklerden arınarak barış ve tevâzunun en güzel örneğini gösterir. Bu güzel âdetler ve sünnetler, Hz. İbrahim aleyhisselamdan bugüne kadar devam edegelmiştir. Bu Allah’ın insanlar üzerinde rahmani bir hakkıdır. Bakınız Yüce Allah Kur’anda ne buyuruyor, : "Kabeyi insanlar için toplanma ve güven yeri kıldık, İbrahim'in makamını da namazgah edinin dedik. Evimi (Kâbeyi) ziyaret edenler, kendini ibadete verenler ,rükû ve secde edenler için temiz tutun diye de İbrahim’den ve İsmâil’den söz aldık.” (Bakara-125)
Kâinatın efendisi, peygamberlerin sonuncusu ve insanlığın ebedî mürşidi olan sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed aleyhisselam da son ilahi din olan İslamı yaymaya bu mukaddes mâbedin bulunduğu yerden başladı. Namazlarında ve ibadetlerinde kıblegâh olarak hep Kâbe’ye yöneldi. Rabbinin katına çıktığı Mîrac gecesinde yolculuğuna buradan başladı. Hac ayeti geldiğinde binlerce ashabıyla birlikte Kâbeyi haccetti. Bütün bunlar, Kâbenin değerini ve bereketini ve feyzini izhar eden müşahhas hadiselerdir.
Hidayetin, hayatın, huzurun, barışın, bereketin ve faziletin merkezi olan Kâbe; ihtiva ettiği mâna ve özellik itibariyle dünyada eşi ve benzeri olmayan tek bina ve tek mâbed’tir. Allahın izniyle inşallah kıyamete kadar da böyle kalacaktır. Ne mutlu kıblegah olarak Kâbe’ye yönelebilenlere ve oraya gitmeye gücü yetip de Beytullah’ı ziyaret edebilenlere!... İmanınız kavi, kıbleniz ve istikametiniz doğru, ameliniz sâlih, ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!.






















































