İnsanlığın Küresel Darbe ile İmtihanı
Mevcut sistem ve kurumlar ile Dünya toplumları, kendi inanç ve kültürel değerlerimize paralel, politik amaç ve eylemlerin pandemi ile atfedildiği köklü bir değişim ve dönüşüm sürecine girmiş bulunmaktadır.
Gerekçesi pandemi olan bu büyük değişimin görünürdeki farkındalığından çok, kısa sürede imdadımıza yetişen aşının yapılabilirliği ve süreçleri üzerine konuşuyoruz, tartışıyoruz şimdilerde...
Maddenin ve maddeciliğin sınıra dayandığı, sonuna geldiğimiz vaadi dolan kapitalizmin, dijitalizmden ve sosyalizmden dem vuran küreselizmin savaşını duymazdan geldiğimiz bir pandomim (pandemi) furyasında seyir halindeyiz...
Bağımsız insan yerine, herkesin aslında bağımlı olduğunu, toplumun temelini kişisel bağımlılığın oluşturduğunu söyleyen Karl Marx'ın ruhunu şad etme zamanı desem abartmış olmam... 
Toplumsal statü haline gelen mülkiyetin, lüksün, konforun, gösterişin, iktidarlaşan ve putlaşan nefislerin, kısmen de olsa tersyüz olduğu günlerdeyiz. İnsanlar arası ilişkileri de statüleştiren üst sınıfın hükmettiği, alt sınıfın şükrettiği zamanlardan, hiç bilinmeyenli bir denkleme, "Z" yolcularıyla yol alıyoruz. 
Yine de bu yolculukta tamamen yabancılaşmadığımız, izinin sürüldüğü ve hatta pekiştirildiği durumlar da yok değil... 
Varoluştan lutfedilen bireysel özelliklerimizden, insanı insan yapan duygulardan gitgide uzaklaşılması, iktidar nefsin, kendi çıkar ve menfaatlerini gözettiği bencilliğinin, şimdilerde tamamen bireyselleşmeye büründüğü, pandemi ile maskelendiği kontrol tasarımlı bir süreç...
Tahammülsüzlüğün pik yaptığı, sosyalleşmelerin ve iletişimlerin uygulanan yasaklarla sanallaştığı, dijitalizme kaydığı, buna paralel olarak, sanal psikolojik şiddetin ve sanrıların arttığı, sınırlamalar ile sosyal hayat, inanç ve ibadetler, ritüeller üzerinde kontrolün sağlandığı, cenazelerin bile sıradanlaştırıldığı, pandemi ılımında keskin bir dönüşüm...
Kendi merkezi dışındaki olaylara, ilişkilere ve yaklaşımlara, empati yetisi günden güne azalan insan, dijital kültürün güdümüne girmiş bulunmakta... 
Yokluğun, depremin, acının, savaşın, verdiği zararları, kendi hayatına ve yakınlarına ilişkin olmadıkça, görüntülerden ibaret saydığı, tek tuşa basarak normal yaşantısına döndüğü, tüm bunlar yaşanmıyormuşçasına hayatına devam edebildiği, olay yerinde ise bir selfi uğruna yaptığı, yapacağı yardımları araçsallaştırdığı, yani insanı robotlaştıran bir değişim de diyebiliriz...
Toplumlar, pandemi ile mücadele ederken, bir grup azınlık olan küresel güç, boyun eğmek durumunda bıraktığı devletleri, birer 'mahalle devlet' konumuna getirme çabası mı sergiliyor bilinmez!.. ancak, dünya toplumunun ekonomik ve sosyolojik inşasında, yeni değerler ve normları, ruhsuz insan tasarımlarını rağbete zorlayan bir pazarda, insanlığın çığlığını duymamak işten değil...
Katılıyorum,aynen,doğru,bir,giriş