Reklamı Geç
Kozsan Gıda Mustafa Sancak
zeno
Güneş Güzellik
Hatay
BIST10.914
DOLAR42.1008
EURO48.4266
ALTIN5372.0
BTC/USD101726.74
Şemsettin Günay

Şemsettin Günay

Mail: [email protected]

İCRAATLAR VE MEMNUNİYETSİZLER KOROSU


İCRAATLAR VE MEMNUNİYETSİZLER KOROSU

​​​​​​​ŞEMSETTİN GÜNAY

Halk arasında dolaşan güzel bir deyiş vardır. “Memnuniyetsizi cehenneme atmışlar, odunlar ıslak demiş.”

​Bizde de öyle bir memnuniyetsiz taife var ki ne yapsanız memnun edemezsiniz.

​Bilindiği gibi 11 ilimizi kapsayan ancak en büyük tahribatı kendi ilimiz Hatay’da yapan asrın felaketi de denilen büyük bir deprem yaşadık.

​Bu depremde 55 bin canımızı yitirirken, Antakya’mızın da %85’ini enkaz olarak devraldık. Yüzbinlerce insan bir taraftan yakınlarını kaybetmenin acısıyla kıvranırken diğer taraftan da kendisini bekleyen zor yaşama intibak etmeye çalıştı.

​O zor zamanlarda çadır, konteyner evler derken şimdi devletin yapıp sunduğu depreme dayanıklı evlerine yerleşmeye başladı.

​Antakya da dünyanın en büyük şantiyesi kuruldu. Hızla projeler yapıldı, inşaatlara başlandı.

​Bu zor zamanlarda bazı işler halkımızın zor durumları dikkate alınarak göç yolda dizildi. Bakanların biri geldi, biri gitti. Halkımızın bu aşamadaki şikayetleri dikkatle dinlendi.

​Bazı projeler bu şikayetler sonucunda yeniden şekillenirken, bazıları ertelendi, bazılarından da vazgeçildi. Tüm dert Hatay’ı eski ruhuna ve tarihine uygun olarak yeniden ayağa kaldırmaktı.

​Bunun için Hükümet, Belediyeler, kanaat önderleri, mülki idareciler elele verdiler. Hatay yeniden ayağa kalkmalıydı. Tüm imkansızlıklara rağmen tasarruf tedbirleri Hatay deprem harcamalarında kullanılmadı. Hatay vekillerinin her istekleri bakanlar tarafından ivedilikle karşılanmaya çalışıldı.

​Cumhurbaşkanı her il başkanları toplantısında Hatay’a ayrı bir parantez açıyor, tüm bakanlara talimatlar yağdırıyordu. 40 Asırlık Türk yurdu Hatay hep Cumhurbaşkanının birinci gündem maddesi oluyordu.

​Nihayet sona yaklaşıldı. Ak Parti İl Başkanı Mustafa Erdoğan’ın sloganı haline gelen “Az kaldı Hatay” sözleri halkımıza umut aşıladı.

​Depremin maliyeti ülkemize tam 150 milyar dolar oldu. Şimdiye kadar bunun 70 milyar doları yapılanlara harcandı. Hani bazı memnuniyetsizler soruyorlar ya, deprem yardımları ve paraları nerede diye.

​Öncelikle şunu açıklamak isterim. Türkiye’de deprem vergisi adıyla bir vergi hiçbir zaman olmadı. Gölcük depreminden sonra zamanın hükümeti memur maaşını bile ödeyemeyecek duruma gelince depremi fırsat bilerek Özel İletişim vergisi diye bir vergi koyup tahsil etmeye başladı. Bu vergi de her zaman genel bütçeye ayrılarak bütçe açığını kapatmaya yaradı.

​Kaldı ki Ak Parti hükümetleri göreve geldiklerinde de böyle ayrılmış bir fon bulamadılar. Gerçi bulsalardı bile ve o vergiye şimdiye kadar kimse dokunmasa dahi toplanan para 37 milyar doları geçmeyecekti. Şimdiye kadar harcanan paranın yarısı bile etmiyordu. Daha da harcanması gereken 80 milyar dolar daha lazım.

​Yani hani paralar diyen insanların ne kadar boş konuştuklarını rakamlar bile gösteriyor.

​Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Kasım sonu veya Aralıkbaşında Antakya’ya gelerek finali yapacak ve 453 bin yapılan konutun son anahtar kurasını da sonuçlandırıp hak sahiplerini belirleyecek. Dile kolay bu kadar konut ve işyeri henüz hiçbir hak sahibinden 1 lira alınmadan teslim edilmiş olacak. Böyle muhteşem bir faaliyetin örneği dünyanın hiçbir ülkesinde görmek mümkün değildir.

​Bir taraftan yapılan konutlar ve işyerleri, bir taraftan Asi’nin ıslah projesine harcanan paralar, bir taraftan yeni yollar yapımında ve Belen tünelinde açılan ve kullanılan devasa bütçe, Hassa tüneli, Turunçlu’daki atık suyu 13 kilometre uzağa taşıyacak muhteşem tünel, onlarca üstgeçit, yepyeni şehirler ve yerleşkeler, yıkılan okulların yeniden imarı, HBB’nin yaptığı neredeyse her bölge için projelendirilen çok amaçlı salonlar, sahil düzenlemeleri ve daha birçok şey…

​Birileri de klavye başına oturmuş, buralardaki hiçbir icraatı görmeden il dışında habire yazılar yazıyor ve milletvekillerine “sizin ne faydanız var” diye sorabiliyor.

​Biz de en rahat yapılan şey klavye kahramanlığıdır. Onlara göre toz olmadan ve ağır tonajlı vasıtalar çalışmadan inşaatlar sürmeli, baz istasyonları olmamalı ama telefonlarımız kesintisiz çalışmalı, Elektriğimiz hiç kesilmemeli ama enerji tribünleri olmamalıdır. Daha bunun gibi sayabileceğimiz birçok şey. 21.09.2025

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Diva Otel