ÇOCUĞA SÖYLENEN SÖZLERİN GÜCÜ ÜZERİNE
Çocuğumuza nasıl seslendiğimiz, onun kendini nasıl tanımlayacağını, neye değer vereceğini ve kimliğini hangi temeller üzerine inşa edeceğini belirleyen güçlü bir etkendir.
Çocuk, duyduğu kelimelerle büyür. Sadece beslenerek değil, duyarak ve hissederek gelişir.
Çoğu zaman farkında olmadan kullandığımız hitaplar; “bebişim”, “aşkım”, “tatlım”, “kuzum”, “bitanem”, “güzelim” gibi sözcükler, sevgi ifadesi niyetiyle söylense de çocuğun bilinçaltına yön veren, onun benlik algısını şekillendiren güçlü mesajlar taşır.
Pedegog ve eğitimciler, çocuğun çevresinden duyduklarıyla kimlik geliştirdiğini sık sık vurgulamaktadirlar. Dolayısıyla ona hangi kelimelerle seslendiğimiz, yalnızca o anki iletişimi değil, çocuğun gelecekteki kişilik tasarımını da etkiler.
Örneğin çocuğa sürekli “bebişim” diye seslenmek, onda sürekli korunması gereken, güçsüz ve muhtaç biri olduğu inancını pekiştirebilir. Oysa çocuk, büyüdükçe bağımsızlaşmak ve kendi varlığını inşa etmek ister. Bu tür ifadeler, onun ruhsal gelişimini geciktirebilir.
Benzer şekilde, “güzelim” diye seslenilen bir çocuk, zamanla görünüşüyle değerli olduğunu düşünebilir. İltifat beklentisiyle çevresine bağımlı hâle gelebilir. Oysa “zeki çocuğum”, “çalışkan kızım”, “vicdanlı oğlum” gibi hitaplar, dış görünüşten çok iç niteliklere vurgu yaparak çocuğun ruhsal gücünü besler.
Hitaplarımızın karakter geliştirici bir yapıda olması, çocuğa bilinç dışı telkin verir. “Adil kızım”, “dürüst evladım”, “sakin ve anlayışlı oğlum”, “cesur yavrum” gibi sözcükler, sadece bir övgü değil; bir hedef, bir yön, bir ayna gibidir. Bu güzel örnekleri çocuğumuzun sahip olduğu becerilere göre çoğaltmak mümkündür.
Çocuk, bu hitaplarla özdeşleşir. Zamanla kendisini gerçekten o özelliklere sahip biri gibi görmeye başlar. Çünkü beyin, tekrarlanan kelimeleri kimliğin bir parçası gibi algılar. Bu da çocuğun iç dünyasında kendini gerçekleştirme sürecini başlatır.
Elbette bu yeni dili kazanmak kolay olmayacaktır. Alışkanlıklarımızı değiştirmek sabır ve farkındalık ister. Fakat çocuklarımızın iç dünyasını şekillendiren her sözcük, bir yapı taşı gibidir. Her sesleniş, onların zihinsel ve duygusal dünyasında ya bir duvar örer ya da bir pencere açar.
Lütfen bir düşünün…
“Tatlı kızım” yerine, “merhametli kızım” dediğinizde,
“Bitanem” yerine, “azimli oğlum” dediğinizde,
ne büyük bir dönüşüm başlatmış oluyorsunuz.
Ezcümle, çocuklara nasıl seslendiğimiz sadece bir sevgi ifadesi değil, aynı zamanda bir kimlik inşasıdır. Anne babalar olarak çocuğumuzun potansiyeline ulaşmasını istiyorsak, ona sevgi dolu ama karakter geliştirici, değer odaklı kelimelerle seslenmeliyiz.
Unutmayalım:
Bir çocuğa “dürüst” derseniz, dürüstlük yönünde çaba gösterir.
“Güvenilir” derseniz, güveni inşa etmek ister.
" Kararlı” derseniz, zorluklar karşısında direnç kazanır.
Çocuklarımıza sevgiyle, ancak değerli ifadelerle seslenelim. Çünkü kelimeler geçici gibi görünse de, etkileri bir ömür kalıcıdır.
Bir çocuğa nasıl seslendiğiniz, esasında onun kendine nasıl sesleneceğini belirler.
Unutmayalım: Her kelime bir tohumdur. Ne ekersek, o büyür.
Bütün Anne Babalara sevgi ve saygıyla, selâmlar.
Her şey bütünün hayrına olsun.
Eyvallah.
























































Yorum Yazın