GÖRGÜ KURALLARI ÜZERİNE
Görgü kuralları; Kişinin sosyal hayat içerisinde nasıl davranacağını belirleyen kurallardır. Trafik kuralları ve trafik işaret lambaları nasıl düzenleyici bir güce sahipse görgü kuralları da aynı ölçüde sosyal hayatın düzenleyici ve vazgeçilmezidir.
Görgü kuralları toplumdaki insanların birbirleriyle münasebetlerinde olgun, empatik, medeni davranışlar içinde bulunarak, kişinin ve toplumun huzurunu rahatını temin eder.
Görgü kuralları milletlerin inanç, eğitim, ekonomik güç, teknolojik seviye, örf adetlerine göre farklılık gösterir. Milletlere göre görgü kuralları farklı olduğu gibi zaman içerisinde milletlerinde görgü kurallarında değişim ve dönüşümler olabilmektedir. Önemli olan bu değişim ve dönüşümün kişileri milli kültüründen uzaklaştıracak, milli kimliğine yabancılaştıracak minvalde olmamasıdır.
Türkler İslam’ı seçmeden önceki hayatlarında da görgüye çok önem vermişleridir. Obalardan meydana gelen göçebe Türk boyları, beşeri münasebetlerini organize eden seviyeli ve ciddi görgü kuralları geliştirmişlerdir. Diğer adı töre olan bu kurallar örf ve adetler olarak toplumda uyulan kurallardır. Uymayanlara çeşitli cezalara çarptırılırdı.
Türkler İslam’ı seçerek Müslüman olduktan sonra, eski örf ve adetlerinden inançlarına uymayan davranışları bırakarak uygun davranış şekilleri edinmişler, uygun olanları ise dinin verdiği aşk ve şekle iyice pekiştirmişlerdir. Bu bakımdan milletimiz arasında yakın zamana kadar bu kurallar, adeta yazılı olmayan birer kanun hüviyetini muhafaza etmiştir. Böylelikle seviyeli, huzurlu ve sistemli bir toplum hayatı yaşanmıştır.
Değişen dünya şartlarına göre hala güncelliğini koruyan ve sonsuza kadar korunması gereken Türk görgü kurallarından bazılarının özetininde özetine kısaca göz atarak çocuklarımıza ve gençlerimize hatırlatmamız gerektiği kanaatinde olduğumu arz etmek isterim.
Türk ailesinde evin reisi babadır. Anne ise babanın vekili yardımcısı ve ailede en çok saygı layık varlığıdır. Hatta annenin zikredilemeyen manevi gücünün zaman zaman babanın reisliğinin önüne geçebildiği görülmektedir. Evin iç düzeni annenin yetki ve sorumluluğundadır. Bütün aile fertleri birbirini destekler ve iş bölümü vardır. Dede ve Nene aynı evdeyse onların söz üstünlüğü vardır. Büyüklere saygı küçükleri koruma temel amaçlı olan Türk görgü kuralı şefkat ve merhamet yüklüdür.
Küçükler büyüklere saygı ve edeple hitap ederken büyüklerde küçüklere sevgi ve şefkatle hitap ederler. Aile içinde büyükler geldiğinde ayağa kalkılarak yer verilir.
Anne babanın odasına ve diğer bireylerin odasına kapı çalınarak ve izin alınarak girilir. Kardeşler birbirine sevgi ve saygı ile bağlıdırlar. Abi, Abla şefkatle doludur, kendilerini küçükler karşısında mesul hissedeler. Küçüklerde büyüklerine karşı saygılıdırlar. Kardeşler arasında izinsiz eşya kullanımı yoktur.
Misafirliğe gitmeden önce ev sahibine haber verilir. Kararlaştırılan gün ve saatte gidilir. Kapı birer dakika arayla en fazla 3 defa çalınır. Eğer açılmazsa 4 rekat namaz kılacak kadar beklenir ve dönülür. Kapı aralanırsa selam vererek kişi kendini tanıtır ve buyur edilirse eve girilir. Misafirlikte ev sahibinin gösterdiği yere oturulmalıdır. Evdeki eşya ve kitaplar izinsiz kullanılmaz. Ne ikram ederse severek kabul edilir. Ev sahibinin o günkü haline göre üzüntü ve sevincine ortak olunur. Ev sahibinin hoşlandığı konulardan konuşulur. Ev sahibi misafirin sevdiği şeylerden ikram eder, sevdiği konuları konuşur. Karşılıklı nezaket hakimdir. Eşyalar, evin rengi, döşenme durumu üzerine konuşulmaz. Teşekkür ederek izin istenir, bize de buyurun denir. Gelen birine karşılık olarak gitmek onlara değer verildiğini gösterir, eğer gidilmezse görüşmek istemiyoruz anlamı çıkartılır.
Özetinde özeti demiştik ama galiba özetin özetinden de çok az oldu. Uzatarak sizi sıkmamak adına burada noktalıyorum.
Her şey bütünün hayrına olsun. Eyvallah.
Yorum Yazın