İNSAN BİR KUDRET İSTER
Hayat kolay değil.
Herkesin kendince bir derdi var.
Kimi geçim derdinde, kimi evlat derdinde, kimi sağlıkla uğraşıyor, kimi huzur peşinde koşuyor.
Bir bakıyorsun, dışarıda gülüyor insanlar ama içleri yangın yeri.
Çünkü insan güçlü gibi görünse de aslında zayıf.
Bazen her şey üst üste gelir.
Telefon çalar, kötü bir haber...
Hiç beklemediğin anda bir hastalık, bir iftira, bir kırgınlık…
O an ne yapacağını bilemez, kalakalır insan.
Ve işte o zaman anlar:
İnsanın, dayanacağı sonsuz bir kudrete ihtiyacı var.
O kudrete yaslanmazsa insan çabucak yıkılır.
Çünkü ne para, ne makam, ne insanlar kalıcı değil.
Bunların hepsi bir yere kadar.
Ama bir kudret var ki, oraya yaslandığında içinden bir huzur yükseliyor:
O kudret, yaradanımız Allah’tır.
Tevekkül dediğimiz şey de işte tam bu noktada başlar.
Elinden geleni yaparsın, sonra dersin ki:
“Ya Rabbi, ben çabaladım, artık Sen bilirsin.”
Ve kalbin yavaş yavaş sakinleşir. Huzur yayılır yüreğine.
Çünkü insanın huzuru, her şeyi kontrol etmeye çalıştıkça kaçar.
Ama “Ben elimden geleni yaptım, gerisi Senin elinde” diyebildiğinde bir ferahlık gelir.
İçin daralmaz, uykun kaçmaz, kafanı yastığa koyduğunda zihnin susar.
Rahat edersin.
Herkes bir şeyler için çırpınıyor bu hayatta.
Ama asıl mesele, ne kadar çırpındığın değil; ne için çırpındığın ve nereye yaslandığındır.
İnsan bir yere dayanmalı.
Ve ebedî hayat için de bir şeyler yapmalı.
Çünkü en sağlam dayanak Allah’tır.
Ve en huzurlu yer, O’nun söz verdiği ebedî hayattır.
Unutma…
Sen işini güzelce yap, sonra tevekkül et.
Çünkü gerçekten, insan ancak tevekkül ettiğinde huzur bulur.
Her şey bütünün hayrına olsun
Eyvallah.
























































Yorum Yazın