MİZAH SAYGIYLA GÜZELDİR
Bir zamanlar bizi hem güldüren hem düşündüren, hicivle hayatı yorumlayan yayınlar vardı. Kalemler sertti ama edep sahibiydi. Mizahın amacı yıkmak değil, uyandırmaktı. Eleştirirken bile insana, inanca, değerlere saygı gösterilirdi.
Bugün ise üzülerek görüyoruz ki bazı kalemler, halkının manevi değerlerini hedef almaktan çekinmiyor.
Düşünce özgürlüğü adı altında, milyonların en kutsal gördüğü değerler alaya alınıyor. En çok sevilen, saygı duyulan bir ismi –peygamberimizi– karikatürle aşağılamak gibi.
Bu; bir sanat anlayışı değil, doğrudan bir kırgınlık sebebidir. Çünkü bu millet, inancını sadece bir düşünce değil, bir yaşam biçimi olarak taşır içinde. Onunla ağlar, onunla sevinir, onunla yaşar.
Unutulmamalı ki, özgürlük; başkasının kutsalına basmadan da mümkündür. Gerçek sanat, kalp kırmadan da üretilebilir. Gerçek mizah, başkalarını küçük düşürmeden de güldürebilir.
Hiçbir karikatür, bir insanın inancını aşağılamayı hedef alamaz. Hiçbir söz, saygıyı yok sayarak değerli olamaz.
Herkes çok iyi bilmelidir ki bir milletin inancı, onun kimliğidir; onun dokunulmaz özel alanıdır. Bu alana hoyratça giren her söz, her çizgi; sadece kırmaz, aynı zamanda ayrıştırır, soğutur, uzaklaştırır.
Toplumu dönüştürmek istiyorsanız; onun değerlerini küçümseyerek değil, o değerlere saygı duyarak yaklaşın. Mizah, kendini güçlü göstermek için başkasını zayıflatmaya ihtiyaç duymaz. Aksine, inceliğiyle, nezaketiyle, yerinde sözüyle gönüllere dokunur.
Ve şimdi sormak gerekir:
Gerçekten neyi savunuyorsunuz?
Sanat adına, mizah adına yapılanlar milletin sabrını zorlamamalı. Bu halk susabilir, içine atabilir ama unutmaz ve saygı görmeyen bir kalem, ne kadar yetenekli olursa olsun, gönüllerde yer bulamaz.
Son sözümüz net:
Mizah, saygıyla güzeldir.
Saygı yoksa, geriye ne kahkaha kalır ne samimiyet.
İşini hakkıyla yapan, saygıyı ve sevgiyi yaşatanlara binler selâm.
Her şey bütünün hayrına olsun.
Eyvallah.
























































Yorum Yazın