PAYLAŞMANIN GÜCÜ
Hayatın görünmeyen ama en güçlü yasalarından biri cömertliktir. Cömert insan, her şeyden önce kendini güçlü ve huzurlu hisseder. Paylaştığında eksileceğini değil, çoğalacağını bilir.
Bu sadece bir içsel huzur olarak kalmaz zamanla dış dünyada da kendini gösteren bir dönüşüme sebep olur.
Çünkü Yaradan, sürekli alanı değil; verenleri ödüllendirir.
Cömertlik sadece para ya da mal vermek değildir. Bir tebessüm, bir selam, bir gönül alma.
Bazen bir insanı sadece dinlemek bile cömertliktir. Ve her bir paylaşım, görünmeyen ama gerçek bir karşılıkla geri döner: daha çok sevgi, daha derin bağlar, daha mutlu bir kul.
Kendini değersiz hisseden insanların çoğu, vermeyi bırakmış olanlardır. Çünkü insan ne kadar çok verirse, o kadar çok “var” olduğunu hisseder.
Cömertliğin kökünde “varlık bilinci” yatar. Kendisini yetersiz hisseden biri kıtlık korkusuyla yaşar, vermeye çekinir. Oysa hakikat şudur: Veren, kaybetmez. Hatta veren, çoğu zaman kazananın ta kendisidir.
Cömert insanlar kendilerini daha etkili, daha güçlü, daha mutlu hissederler. Çünkü başkasının ihtiyacını görecek bir göze, paylaşacak bir yüreğe ve gerektiğinde vazgeçebilecek bir olgunluğa sahiptirler.
Bu his, zamanla somut bir gerçeğe dönüşür: Daha zengin, daha güçlü, daha huzurlu bir hayata adım atarlar.
Unutmayalım; hayat bir ayna gibidir. Ne verirsek, onu yansıtır bize. Sevgi verirsek, sevgi alırız. Güven verirsek, güvenle karşılaşırız. Ve en güzeli de şudur: Paylaşmayı bilen insan, hiçbir zaman yalnız kalmaz.
Bu yüzden korkma vermekten. Küçük ancak samimi bir tebessümle başlayabilir, bir selamla, bir duayla devam edebilirsin vermenin mucizelerle dolu yolculuğuna.
Sonra göreceksin ki, sen verdikçe, verdiklerin çoğalarak sana geri dönecekler.
Her şey bütünün hayrına olsun.
Eyvallah.
























































Yorum Yazın