GAFLET VE AYDINLANMA
"Gaflet ihanete en yakın suçtur. "
Aydınlanma insanın körelmiş idrakini yahut düzgün çalışmayan aklını makul ve pozitif bir hale getirmek ve yaşadığı Her şeyin mahiyyetini çözmesi ve rasyonel olarak farkına varmasini sağlamaktır.
Aydınlanma iki çeşittir: Birincisi yanlış bildiği bir mevzunun doğrusunu öğrenmek, diğeri hiç bilmediği bir mevzuya vakıf olmaktır.
Aydınlanma somut bir olaya haiz olabileceği gibi dünyaya bakış açısını değiştirecek nitelikte tüm hayata şamil de olabilir. Esas aydınlanma budur zaten; insanın düşünce yapısını ,hayata bakışını , varlığının anlamını idrak edebilecek seviyede aklın, idrakin ve ruhun birlikte uyanmasıdır.
Aydınlıktan sonra karanlığa özlem duyanlar da az değildir şeytan gibi...Ancak tarih göstermiştir ki karanlıktan aydınlığa dönüşler çok daha fazladır . Zira insanın tabii mecrasıdır aydınlık. Akıl ,ruh, kalp ve vicdanın bir bütün halinde huzura ermesi kemal'e ulaşmasıdır aydınlanma. Buna iman perspektifinden baktığımızda hidayet terimini kullanıyoruz. Akıl bir kez bu hazza nail olursa bundan uzaklaşmak mümkün olmayacaktır.
Bir örnek vermek gerekirse kendi kızını diri diri toprağa gömen Hz Ömer bunun yanlış olduğunu müslüman olmadan önce idrak edemiyordu . Ne vicdanı sızlıyor ve ne de rahatsiz oluyordu. Belki vazifesini yaptigi düşüncesiyle memnun oluyordu. Ne vakit imanla müşerref oldu yaptığının ne kadar kötü ne kadar aşağılık ne kadar büyük bir dalalet olduğunun farkına vardı ,geçmişine bakarak hüzünlendi, pişman oldu göz yasi döktü. Ancak geç de olsa imanla tanışmanın mutluluğunu ve şuurunu yaşadı .Peki neydi Ömeri 360 derece döndüren dünyaya bakışını alt üst eden. Bir sihir veya büyü olabilir mi? Asla ve kat'a.
İmanı bir lambaya dokunuş eylemine benzetebiliriz. Eylem küçük ancak neticeleri çok büyük. Bir parmak dokunuşu ile zulmet içindeki bir oda aydınlanıveriyor. O ana kadar görmediğimiz her şeyi görür hale geliyoruz değil mi? Başka bir şeye gerek . İnsanın insan olma sırrını yakalamasıdır aydınlanma.
İnsan yeter ki nefes alırken imani yakalasin. Er geç veya geç olmasının bir önemi yoktur .
Bunun gibi insanların pek çoğu henüz aklını rasyonel olarak kullanmaktan uzak, uyanmayı bekleyen gafiller görünümünde.
Peki niçin aydınlanamıyoruz.? Neden rasyonel düşünemiyoruz? Niçin hatalarımızın farkına varamıyoruz?Niçin hakikati göremiyoruz .
Bunun pek çok sebebi var :Önyargılarımız ,yetiştiğimiz aile çevresinin bize yüklediği ön kabuller ,inatçılığımız, alışkanlıklarımızın bize olan aşinalığı ve bu ünsiyetin kör bağlılığı, hakikatin hep yanimızda, bulunduğumuz ortamda olduğuna dair yanlış kanaatimiz.
Oysaki hakikat uzağımızda da olabilir .Hz Peygamber ilim Çin'de de olsa alınız diyor. Bu başka bir pencereden hakikatin dünyanın başka bir ucunda da olabileceğini bize gösteriyor . O yüzden insan arayış içinde olmalı , o yüzden insan aklını kullanmalı ? sorgulamalı
. Elinde olan ve sahip olduğu tüm bilgileri test etmeli ve nerede eksik varsa onu tamamlamaya uğraşmalı. Bu sorgulama ecel gelmeden önce olmali ki anlamı olsun.
O yüzden okumalı, araştırmalı ,sorgulamalı. İslam'ın ilk emri oku degil mi? Okumayan İnsan neyi bilebilir ki yaşadığımız bu fitne çağında aklını vicdanını ve şuurunu kaybetmiş dumura uğramış nice gafillerin da aydınlanmasına vesile olması temennisiyle
Necati Daştan
Hukukçu Yazar






















































