KIZILELMA
Sevgili okuyucularım Afrin Zeytin Dalı harekâtına giden bir yiğidimizin, “Yolculuk nereye? ” sorusuna verdiği “ Kızılelma’ya ” cevabı ile başladı Kızılelma nedir merakı. İşte bundan dolayıdır ki; bilgi kirliliğini önlemek amacıyla bugün sizlere hadsizlik saymazsanız, Kızılelma’yı anlatmaya gayret edeceğim.
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde Kızılelma,
“ 1. Osmanlılar tarafından Roma ve Viyana şehirleri için kullanılan sembolik ad. 2.Yeryüzündeki bütün Türkleri birleştirip büyük bir imparatorluk kurmayı amaç olarak alan ülkü.” Şeklinde açıklanmaktadır. Ancak bu tarifler Kızılelma’yı anlatmaya yetmez. Kızılelma daha geniş manalar içermektedir. Şöyle ki: Kızılelma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeler. Türk milliyetçiliğinin önemli sembollerinden birisi olan Kızılelma, Türk devletleri için bir hedefi simgeler. Ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi, kimi zaman bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hâkimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir. Kızılelma sembolleştirilmesinin elmaya değil, Eski Türklerde Güneş ve Ay’ı anlatan kızıl topa dayanmaktadır. Tarihimizde Kızılelma, dönemin siyasi yapılanmasına göre değişiklikler göstermiştir. Osman Beyin Kızılelma’sı Dünya’ya hâkim bir imparatorluk kurmak, Fatih Sulatan Mehmet’in Kızılelma’sı, İstanbul’u fethetmek olmuştur. Yavuz Sultan Selim Kızılelma’sını , “Bütün dünya arazisini tek bir devlete yetmeyecek kadar küçük ve dardır” şeklinde ifade etmiştir. Bu büyük söz, Kanuni devrinde devletin dış siyaset ilkesi olarak hayatiyetini sürdürmüştür. Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki Kızılelma ülküsü : “Yeryüzünde bir tek İmparator vardır, o da Sultan-ı Alem olan Türk Padişahıdır!” şeklinde ifade edilmiştir. Kızılelma ülküsüne Yeniçeriler de çok inanırlar, savaşlarda moral kaynağı ve zafere giden yol bu ülkü idi. Tarih kitaplarından okuduğumuza göre, Yeniçeriler: “Testiye kurşun atar, keçeye kılıç çalar, Kızılelma’ya dek gideriz!” diye naralar atmışlardır.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 946. yıl dönümü olan 26 Ağustos 2017 de yaptığı konuşmalarında “Tıpkı 2023 gibi, 2053 gibi, 2071’i de kendimize bir ufuk çizgisi, bir Kızılelma olarak belirledik.” diyerek Kızılelma’yı gündemimize getirseler de, gündem yoğunluğundan kamuoyunca pek anlaşılamamıştı. Şimdi anlaşılıyor ki Sayın Cumhurbaşkanımız aslında o gün “ Kızılelma ” söylemleriyle çok büyük bir mesaj vermişler, milli ülkümüzün; 2023, 2053 ve 2071 olduğunu ifade ederek Kızılelma’yı örneklendirmişlerdir.
Son olaylardan ve Devlet büyüklerimizin açıklamalarından anladığımıza göre, Kızılelmamız: Millet olarak birlik ve beraberlik içinde, tek yürek olarak, bütün Dünya Devletlerinin bir şekilde alakadar olduğu bölgemize huzuru getirmek ve masum toplulukları korumak olduğu gibi Cihana yeniden Türkün neler yapabileceğini göstermektir. Dünyanın neresinde olursa olsun ezilen bir Müslüman veya bir insan varsa Kızılelmamız onların hakkını korumaktır inşallah. “ Kimin hamiyeti milletiyse o tek başına bir millettir” gerçeğinden
hareket etmeli; birbirimize küsmeden darılmadan, şimdi birlik zamanı olduğunu hatırlamalıyız. Kaybedilen şeyler bir şekilde kazanılabilir. Ancak kaybedilen Vatan olursa yerini hiçbir şey dolduramaz.
Afrin Zeytin Dalı Harekâtıyla Kızılelma’ya giden kahramanlara selam olsun. Eyvallah, kalın sağlıcakla….
Hidayet ŞİŞKİN
