-15-
ahirine kadar abdest alub namâz edâ edinceye kadar abdesti tutamayan kimseye (sâhib-i
özür)denir.
Eğer tam bir namâz vaktinin içinde özründen bir şey zuhûr etmezse sâhib-i özür olmaktan
kurtulur. Sâhib-i özür olan kimsenin özrü bir vaktin içinde abdeste zarar vermez. Lâkin
özrü kesilüb de başka sebebbten nâşî abdest aldıktan sonra özrü tekrâr zuhûr
ederse abdesti bozulur.
Sâhib-i özrün abdesti vakit çıkdıkca da bozulur. Bunun içün her namâz vaktinde
abdest almalıdır. Vakit çıkıncaya kadar o abdest ile istediği namâzı kılabilir.
Sâhib-i özür olan kimse özrü kesildiği vakit hemen abdest alub mestlerini
giyebilirse sağlam kimse gibi mukîm ise bir gün bir gece, müsâfir ise üç gün
üç gece mesh eder. Eğer özrü hâlinde giyer ise giydiği vakit çıkınca meshin
müddeti de tamam olur. Abdesti de bozulur.
Yara ve kırık ve çıkık sargılarını çözüb alt tarafına su sürmede zarar olacağı
mâ’lûm olursa abdest alırken sargı üzerine mesh etmek câiz olur. Sargının
bağlandığı vakit abdetsli olmak iktizâ etmez.
Bir ayağı sarıgılı olub üzerine mesh ederek o bir ayağındaki meshin üzerine de
mesh etmek câiz olmaz, yıkamak lâzımdır.
Bir ayağının parmakları ve üstü kesilmiş olub yalnız topuk ve ökcesi olan
kimse ayağının mesh mahâlli olmadığı içün o ayağını yıkaması ve o bir ayağına giydiği
mesti dahi çıkarub o ayağını da yıkaması lâzımdır. Ya’ni her iki ayağını da yıkamak lâzımdır.
Yalnız bir ayağı olan kimsenin o ayağına giydiği mestin üzerine mesh etmesi câizdir.
-----------
SÜALLER
Sâhib-i özür ne demektir? Sâhib-i özür olmaktan ne vakit halâs olunur? Sâhib-i özrün abdesti
ne vakit bozulur? Sâhib-i özür mest üzerine mesh edebilir mi? Ederse ne vakit tamam olur?
Yara kırık ve çıkık sargılarına mesh etmek nasıldır? Bir ayağı sargılı yâhud noksan olan kimse
diğer ayağındaki meste mesh edebilir mi?
-16-
EVKÂT-İ SALÂT
Her gün beş vakit namâz kılmak üzerimize farz olmuştur.
Onlar da: Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsu namazlarıdır.
Bu namâzları vakitlerinin içinde edâ etmek şarttır. Vakit çıktıktan sonra kılınırsa
kaza edilmiş olur.
Sabah namâzının vakti: Etrâf-ı Semânın açıldığından i’tibâren Güneş doğuncaya kadardır.
Öğle namâzının vakti: İmam Âzâm Ebu Hanife Hazretlerinin indinde Güneş’in zevâlinden
sonra ya’ni her şeyin gölgesi kısalmakta nihâyet bulduktan sonra uzamağa başlamasından
İ’tibâren gölgesi o şeyin iki katı oluncaya kadardır.
İmâm Âzâm efendimizin diğer rivâyetine şakirtleri İmâm Ebu Yusuf ve İmâm Muhammed’e göre
her şeyin gölgesi o şeyin bir katı oluncaya kadardır.
İkindi namâzının vakti: Her iki rivâyete göre öğlenin vakti tamam olduğundan i’tibâren
ya’ni her şeyin gölgesi bir katı ya’hud iki katı olduğundan i’tibâren Güneş batıncaya kadardır.
Akşam namâzının vakti: Güneşin battığı yerden beyazlık gâib oluncaya kadardır.
Yatsu namâzının vakti: Güneşin battığı yerden beyazlık gâib olduğundan i’tibâren sabah
namâzının vakti girinceye kadardır.
Vâcib olan “vitr” namâzının vakti dahi yatsunun vaktidir. Lâkin yatsunun farzı
İkmâl olunmadıkça kılınmaz.
Bu beş vakit namâzı muayyen olan vakitten çıkarmak câiz değildir.
-------------------------
SÜALLER
Üzerimize kaç vakit namâz farz olmuştur? Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsu, vitr
namâzlarının evvel ve âhir vakitlerini beyân ediniz?
EVKAT-ı MEKRÛHE
Namâz kılmak içün muayyen vakitler olduğu gibi mekrûh vakitler de vardır. Üç vakit
Yorum Yazın