ORTADOĞUNUN VAKUR DEVLETİ TÜRKİYE
Ortadoğu, yüzyıllardır medeniyetlerin kesiştiği; ancak son asırlarda gözyaşı, kan ve kaosla anılan bir coğrafya… Ne yazık ki bu karmaşanın en önemli aktörlerinden biri, bugün de değişmedi: İsrail.
Sınır tanımayan saldırgan tutumları, uluslararası hukuk ve insan haklarını hiçe sayan operasyonlarıyla İsrail, bölgenin istikrarını bozan başlıca unsurlardan biri hâline gelmiş durumda. Adeta Ortadoğu’nun “yaramaz çocuğu” gibi davranıyor; ama artık bu yaramazlık sadece huzuru değil, masum hayatları da tehdit eder boyutta…
Amerika Birleşik Devletleri ise her zamanki gibi İsrail’in en sadık destekçisi rolünde. Ne var ki bu “hami” duruş, çoğu zaman yönlendirici değil, teşvik edici bir boyut kazanıyor. İsrail’in pervasızlığının ardında, ABD’nin örtük onayı ve çifte standardı açıkça hissediliyor.
Daha da üzücü olan ise, Arap dünyasının ve İslam ülkelerinin bu tabloda sessizliğe gömülmüş olması. Mezhepsel ayrılıklar, iç çekişmeler ve çıkar hesapları, ortak bir duruşun önüne set çekmiş durumda. İsrail saldırıyor, mazlumlar feryat ediyor; ama ümmet, parçalanmış bir halde sadece izliyor.
İşte tam bu noktada Türkiye'nin duruşu çok daha kıymetli hâle geliyor. Türkiye, tarihinden aldığı sorumlulukla, sadece coğrafyanın değil, vicdanın da temsilcisi olmayı sürdürüyor.
Diplomaside akılcı, insanlıkta duyarlı, söylemde kararlı bir ülke olarak bölge barışı için en çok gayret sarf eden ülke olmayı başarıyor. Bu duruş, büyük bir milletin onurlu geçmişinin ve yüksek şuurunun eseridir.
Bütün bunlarla beraber unutulmamalıdır ki dışarıda güçlü ve etkili olmanın ilk şartı, içeride huzur ve istikrardır.
Türkiye, bölgesel liderliğini sürdürmek istiyorsa; ( elbette istiyor) bütün siyasiler iç siyasette kucaklaşmayı esas alarak; toplumsal uyumu ve demokratik söylemi önceleyerek hareket etmeliler.
Mazlumun yanında yer alan, zalime “dur” diyebilen ve bunu vakur bir eda ile yapan bugünkü Türkiye’ye, sadece İslam coğrafyasının değil, tüm insanlığın ihtiyacı var.
Bu aziz millet, bugünkü kudretli Türkiye’yi inşa ederek bütün dünyaya gücünü ve kararlılığını bir kez daha göstermiştir.
Ezcümle:
Şimdi kişisel İkbal beklentisinden uzak, daha çok çalışma ve birlik baraberliğimizi koruma vakti.
Her şey bütünün hayrına olsun.
Eyvallah.
Yorum Yazın