CAMİNİN BÜLBÜLLERİ
Nazil olan dört kitabın ilk emirlerine baktığımızda bizlere insanlıkla ilgili ana kaideleri hatırlatmaktadır. Zebur ilk emrinde ‘’dürüst ol’’ demektedir. Tevrat ilk emrinde ‘’öldürmeyeceksin’’ der. Aynı şekilde İncil ilk emir olarak sevmeyi emreder. Kuran-ı Kerime baktığımızda ise ilk emir okudur. Peki, emirler bu şekilde olmasına rağmen hitap ettikleri toplumları ne denli kapsamaktadır? Asıl sorulması gereken soru bu olsa gerek.
Nazil olan son kitabın muhatapları olan evlatlarımız şuan yaz tatillerindeler. Duyarlı anne babalar bu vakitlerini değerlendirmek için onları camilerde açılan kurslara göndermektedir. Türkiye de din işlerinden sorumlu kurum olan Diyanet İşleri Başkanlı tarafından düzenlenen program ile eğitim görülmektedir. Öte yandan çocuklara ilk iki ders cüz eğitimi son ders te temel dini bilgiler olacak şekilde oluşan bu programın verimliliği tartışılır durumdadır. İyi yetişmeyen din görevlileri veya çocuk sayısına göre eksik kalan öğreticiler gibi birçok etkenden dolayı çocuklardan verim alınmamaktadır. Diyanet İşleri Başkanlı ilk emiri doğru anlamamışçasına adaylarına sadece kıraat eğitimi vermekte. Yıllarca sadece Kuran okuya okuya Müslümanlar derin bir uykuya yatırılmış vaziyette. Diyanet personelinden ses güzelliği ve ezberden birkaç ayet okunması gibi özellikler ararken ahlakların da bir ayet dahi okunmayan adamlara nasıl da göz bebeğimiz olan çocuklarımızı emanet edebiliriz?
Yanı sıra çocukların aktif enerjisi ve ailelerin eğitimde çocukları desteklememesi gibi etkenlerde bu duruma etki eder. Peki, hafta içi günlük üç saat olacak şekilde verilen eğitimin boş geçmesi geleceğimiz olan gençlere ziyan etmek demek değil midir? Unutulmaması gereken konu ise bu yaşlarda verilen her türlü bilginin çocukların temel taşlarını oluşturmasıdır. Bu durumu göz ardı etmememiz lazım. Hiç şüphesiz ki Kuran eğitimini doğru anlayıp benimseyen her bir birey Onun ahlakıyla ahlaklanır. Yani eğer bizler bu eğitimde temelleri doğru atabilirsek toplumda var olan sorunları da halletmiş olacağız.
Ayrıca aileler nasıl ki en kaliteli doktorları seçiyorlarsa, nasıl ki en iyi öğretmeni seçiyorlarsa öylede en kaliteli hocayı seçmeye çalışmak zorundalar. Eğer bu metodu uygularsalar hem evlatlarımız dini hayatlarında uyumlu olacak hem de sosyal hayatlarında başarılı olacaklardır. Anne baba ve eğiticilerden istediğimiz tek bir konu var oda geleceğimizi heba etmemeleri. Bırakında camiler bülbül meskenlerine dönüşsün. Bırakında toplumumuzda ahlakın mesamesi okunsun. Selam ve dua ile…
Gençlik İman Yolunda
Muammer Gezer
Yorum Yazın