DİRENİŞİN AKDENİZ’DEKİ YOLCULUĞU
Aylar önce Akdeniz’in serin sularına açılan, yalnızca 12 kişilik mütevazı bir tekne vardı.
Günlerce o 12 kişiyi konuştuk. Nasıl da insanlığın sesi olmuştular. İnanmanın, samimiyetin nasıl da çözümlere kavuşturduğunu bize bellettiler. O tekne, Gazze’ye giden yolda taşıdığı insani yardımdan daha fazlasını taşıyordu: Umudu, inancı ve direnci. İşte o küçük tekne, bugün dünya gündemine oturan “Sumud Filosu”nun kıvılcımı oldu. Şimdi o kıvılcım büyük bir yangına dönüştü. Öyle bir rahmet yangını ki; mazlumların yüreğini serinletecek. Zalimleri perişan edecektir. Allah’ın izniyle…
“Sumud”, Arapça’da “sebat, direnç ve kök salma” anlamına geliyor. Zeytin ağacının en kurak topraklarda bile köklerini salıp ayakta kalması gibi, Filistin halkının tüm baskılara rağmen varlığını sürdürme iradesini ifade ediyor. Sumud, yalnızca bir kelime değil; bir halkın onurunu, sabrını ve inancını kuşatan bir yaşam felsefesi. Zahirde yok olmakta olan bir milletin, var olmanın mahiyetini bütün dünyaya göstermesidir. Öyle bir var oluş ki, gözleri kör edercesine. Öyle bir irade ki, akıl tutulması yaşar gibi…
Bugün onlarca gemiden, yüzlerce aktivistten oluşan bu küresel filo, işte o kelimenin ete kemiğe bürünmüş halidir. Barselona’dan, Atina’dan, Roma’dan, Tunus’tan dalgalar büyüyerek yol aldı. Dünyanın dört bir yanından sanatçılar, doktorlar, siyasetçiler, gönüllüler aynı amaçla birleşti: Gazze’nin nefes alabilmesi için ablukayı denizden delmek. Belki bu seferde olmayacak. Ama bu son sefer de olmayacak. Her defasında bir öncekinden daha güçlü ve kararlı bir şekilde zulmün en ortasından delecek bir irade yeşeriyor. Bu iradenin başarılı oluşu dünyanın dört bir yanında ki mazlumların umudu olacaktır inşeallah.
Ama burada acı bir hakikatle yüzleşmek zorundayız. Onca gemi Avrupa’nın limanlarından yola çıkarken, İslam dünyasının kıyıları sessiz kaldı. Ne Mısır, ne Türkiye, ne diğer Müslüman ülkeler bu filonun çıkış limanı olabildi. Ümmetin kalbini kanatan Gazze için Batı’dan yelkenler açıldı, ama komşu İslam ülkeleri kendi limanlarını bu onurlu yolculuğa kapalı tuttu. Bu durum, yalnızca bir diplomasi zaafı değil; aynı zamanda derin bir vicdan imtihanıdır. İslamlığa yakışmayacak utanç verici bu hal aslında bizim işgal altında olduğumuzu, özgür olan tek yerin Gazze’nin olduğunu bir kez daha bize gösterdi. Dünyanın dört bir yanından gelen vicdan sahipleriyle Gazze de ki ablukayı deldikten sonra; biz Müslümanların da üzerimizde bulunan zillet ablukasını delmek için harekete geçmemiz gerekiyor. Yoksa bu zillet hali, yeryüzün de bir tek Müslüman bırakmayacak bir tümör gibi hepimizi bitirecektir.
Bugün Sumud Filosu, Gazze’ye yardım götürmekten öte bir anlam taşıyor. O, insanlığın ortak vicdanının Akdeniz’de yükselen dalgalarıdır. Bize düşen ise yalnızca bu haberi okumak değil, bu dalgaların taşıdığı mesajı anlamaktır: “Direniş, küçük bir teknenin bile taşıyabileceği kadar güçlüdür.”…
Yorum Yazın