Reklamı Geç
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener
Mehmet Akçay Petrol
Mevlüt Yanmaz Bungalov
Kozsan Gıda Mustafa Sancak
Hatay
BIST10.899
DOLAR42.5088
EURO49.3718
ALTIN5763.5
BTC/USD90810.965
Osman Onbaşıgil

Osman Onbaşıgil

Mail: [email protected]

EMANETE RİAYET

EMANETE RİAYET

 

muallimosman - Şu dünyada var olan her şey Allah’ın bizlere bir emanetidir. Dünya dâhi bize Allahın bir emanetidir. Yeri ve zamanı geldiğinde Allah.bu emanetleri geri alacaktır. Tıpkı eceli gelen insanın ruhunu teslim aldığı gibi. Geçen her ömür, geçen her zaman bizlerden geri alınan birer emanet değil mi?. Nihayet kıyamet koptuğunda Yüce Allah, evrende yarattığı tüm emanetlerini geri alacaktır. Ancak herkes, Allahın kendisine emanet olarak verdiği şeylere gerektiği gibi sahip çıkıp çıkmadığı hususunda hesap verecektir, emanetleri nasıl kullandığı ve nasıl koruduğu konusunda hesaba çekilecektir. Bu bağlamda herkes kendi sorumluluğuna giren emanetlerden sorumludur. Buna bir örnek olsun diye peygamberimizin şu hadisini sizlere nakledeyim. “İnsan şu beş şeyden hesaba çekilmeden Allahın huzurundan ayrılmayacaktır. Bunlar: Ömrünü nerede geçirdiği, gençliğini nasıl yaşadığı, malını ve servetini nereden ve nasıl kazandığı ve kazancını nerelere harcadığı, ilmiyle amel edip etmediği.”

Yüce Allah, bizlere faydalanmamız için emanet olarak verdiği bir takım nimetlerin yanında kendisine inanmamız, ibadet etmemiz ve kulluk etmemiz için de bir takım görev ve sorumluluklar vermiştir. Bunlar da bizlere Allahın yüklediği bir emanetidir. Bizlere doğruyu, hakikati, iyiyi ve faydayı öğretmek, görev ve sorumluluklarımızı bildirmek için Allah’ın bize gönderdiği mübarek kitabımız Kur’anı Kerim de O’nun bize en büyük ve en önemli emanetidir. Zira insanlar, bu dünyada yapmaları ve yapmamaları gereken bütün davranışları bu ilahi kaynaktan öğrenirler. Çünkü, İnancın, ibadetin doğrusu, ahlakın güzeli, hayatın ölçüsü onda bildirilmiştir. Helal ve haram, hayır ve şer onda tarif edilmiştir. Emanetlerin nasıl korunacağı onda bildirilmiştir. Allah insanı yaratırken onu diğer canlılardan ve varlıklardan üstün kılarak, onu; el, ayak, göz, kulak, dil ve deri gibi birçok organla donatmış ve onları insana emanet etmiştir. Ayrıca hidayeti bulmada, dünya ve ahiret mutluluğunu yakalamada kendisine yol göstermesi için akıl, irade, düşünce ve bilgi gibi bir takım üstün meziyetleri de emanet olarak vermiştir. İşte bütün bunlar Allahın bizlere bahşettiği birer emanettir. Bütün bu emanetleri yerli yerinde, ölçülü ve meşru bir zeminde kullanma ve koruma hususunda insan, her zaman kendini sorumlu bilmeli ve sorumlu tutmalıdır. Yoksa eğer insan onlara ihanet ederse, Yüce Allah’ın Kur’anda: “Ey iman edenler! Allah'a ve Resul'e ihanet etmeyiniz. Böyle yaparsanız size emanet edilen şeylere de ihanet etmiş olursunuz.” (Enfal-27) buyurduğu gibi kendisine emanet edilen her şeye ihanet etmiş olur.

Her emanetin kendine özgü bir emanet sorumluluğu vardır. Meselâ dil’in emaneti; onu yalandan, gıybetten ve küfürden korumaktır. Dil’in meşru görevi ise Hakkı, hakikati, doğruyu, güzeli ve faydayı söylemektir. Allah’ı anmak ve O’nu zikretmektir!.. Şöyle bir düşünün bakalım! Allah tarafından emanet olarak verilen ve ömür boyu Allah’ı hiç zikretmeyen ve hayırlı bir söz söylemeyen bir dil’in hesabını insan Allah’a nasıl verir? Peygamberimiz bir hadisinde: “Allaha ve ahiret gününe inanan kimse, ya hayır söylesin ya da sussun.” buyurduğu gibi insan diliyle ya hayır söylemeli ya da susmalıdır.

Kulağın emaneti ise; kulağı haram, kötü , çirkin ve zararlı sözleri dinlemekten, dedikodu ve gıybetten korumaktır. Gözün emaneti; gözü harama bakmaktan ve faydasız şeyler için yormaktan korumaktır. Sözün emaneti ise; söylenen sözde durmaktır, sözün gereğinin yapmaktır.

Halk ile münasebetlerde herkese hakkının verilmesi, kul hakkına riayet edilmesi, insanlara adaletli ve merhametli davranılması , zulüm ve haksızlık yapılmaması, tartı ve ölçüde hile yapılmaması, onun bunun ayıbının ve kusurunun araştırılmaması, dedikodu ve gıybet yapılmaması İnsanların hak ve hukukunun korunması da riayet edilmesi gereken ahlakî emanetlerden bazılarıdır.

Geçmişte bir adam bir iş icabı köyünden bir müddet ayrılması gerekir. Adam köyden ayrılırken koyunlarını komşusuna emanet eder. Bunların sayısı onbeş’tir. Ayrılığı uzayan adam birkaç yıl sonra köye geri döndüğünde komşusu ona yüz adet koyun getirir. Bunu gören adam hayretle der ki; “Bunlar nedir komşu?” Komşusu der ki: “Bunlar senin bana emanet ettiğin koyunların.” Adam der ki; “Ben sana on beş koyun emanet etmiştim. Sense bana yüz koyun veriyorsun. Bu neyin nesi?” Komşusu; “Koyunlar her sene çift çift doğurdu ve sayıla rı arttı ve bu kadar oldu.” der. Adam o koyunların içinden on beş tanesini ayırır alır ve komşusuna şöyle der: “Ben sana emanet ettiğim koyunlarımı aldım. Diğerleri senin hakkındır. Çünkü onlar senin emeğinin hakkıdır. Benim onlarda hiçbir emeğim ve hakkım yok” İşte emanete riayet eden iki faziletli mü’minin örnek davranışı.. İşte bu iki mümin Yüce Allah’ın Kuranda: “Onlar ki, emanetlere ve verdiği sözlere riayet edenlerdir.” (Müminun-8) buyurarak övdüğü müminlerdendir. Sözümüzü peygamberimizin şu güzel öğüdüyle bitirelim; “Siz bana şu altı şeyi garanti edin. Ben de size cenneti garanti edeyim; konuştuğunuz zaman doğru konuşun. Söz verdiğiniz zaman sözünüzü yerine getirin. Size bir şey emanet edildiğinde onu koruyun. Gözünüzü haramdan koruyun. Elinizi haramdan koruyun ve iffetinizi koruyun.” İmanınız kavi, ibadetleriniz makbul, ameliniz sâlih ömrünüz feyizli ve bereketli olsun!..

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Yükseliş