Hatay mısın yoksa Teksas mı?
Hatay son dönemlerde adını barış, hoşgörü ve kardeşlik iklimiyle değil, şiddet olaylarıyla duyurmaya başladı. Reyhanlı’da ardı ardına yaşanan patlamalar, ardından maytaplar nedeniyle çıkan orman yangınları, şiddet vakaları, intihar vakaları derken geçtiğimiz hafta sonu da ardı ardına patlayan silahlar ve aile içi cinayet vakaları. Hatay adeta yerli Teksas olma yolunda ilerliyor.
Henüz Reyhanlı’da 52 canın acısı tazeliğini korurken ve failler yeni yeni cezalandırılmışken bir patlama daha yaşadı. Pamuk diyarı beyazlar ilçesi Reyhanlı adeta kan gölüne döndü. 3 Suriyeli parçalanarak ilçenin orta yerinde Kaymakamlık binasının dibinde hayatını kaybetti. Ardından bir binada patlama meydana geldi. Tüm bunlar sosyal medya denen ifşa makinesi sayesinde çoluk çocuğun gözü önünde yaşandı. Şimdi de Antakya’nın en nezih mahallelerinden en küçük mahalle olan Zenginler Mahallesi’nde kardeş kardeşe kıydı. Henüz bilinmeyen bir sebeple denilse de kardeş kardeşe neden kıyar bu da ayrı muamma…
Ardından Defne’de ev sahibi ve kiracı arasında dünyalık şeyler yüzünden tartışma çıktı. Eski kiracısıyla kavga eden şahıslar birbirine ateş etti. İkisi de yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Defne gibi kimsenin kimseye göz ucuyla dahi bakmadığı, kim olursa olsun herkese kucak açılan bir ilçede Armutlu gibi önemli bir mahallede bekli de 500-600 TL kira bedeli için birbirinin canına kast etti 2 kendini bilmez…
Ne oluyor bizlere yahu…
Şiddet bunalımı mı yaşıyoruz, yoksa ortada kanun nizam, hak hukuk yok mu?
Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan alınan verilere göre, son 5 yıla ait antidepresan ve benzer özelliklerdeki ilaçların kutu bazında tüketim miktarları da dikkat çekici. 2009'da yaklaşık 37, 2010'da 41, 2011'de 47, 2012'de 48, 2013'de 38 milyon kutu ilaç tüketildi. Son 5 yılda tüketilen toplam ilaç ise 211 milyon 577 bin 20 kutu olmuş. Türkiye’de psikolojik şikâyetlerle doktora başvuran kişi sayısı geçmişe oranla üç kat artmış. Sadece bu iki veriye dayanarak “Psikolojik bozukluğumuz var” gibi genel bir yargıya ulaşmak doğru olmaz ama insanımızın şiddete eğilimini bir şekilde ok etmek gerektiğini düşünüyorum.
2018 senesi sonunda ardı ardına intihar vakalarıyla sarsıldı Hatay. Asi Nehri’ne ardı ardına 5 can verdik. Şehrimizin göbeğinde yıllardır sıcaklardan bunalıp haytalı yemek için yanına uğradığımız Zeynettin Cuvitoğlu abimizi Arsuz’da boğulmuş olarak buldular. Ailemizden biri gibiydi. Tehdit ediliyor denildi, sonra ne oldu bilinmez boğuldu birden bire.
Asi Nehri’ne atlayarak intihar eden Emine D.’nin cesedi Samandağ sahilinde bulundu. Ardından diğerleri. Cinnet mi geçirdi bu kadar insan. Tam da normalleşiyoruz denilirken. Ardı ardına silahlar patladı, intiharlar ve patlamalarla Hatay’ın adı iyice şiddet vakalarıyla özdeşleşti. Filmlere dahi konu olduk. Küçük İstanbul deniliyor artık ilimiz hakkında.
Sizin kendini bilmezliğinizin sonucunda Hatay’ın adının kötü şekilde anılmasına müsaade etmeyeceğiz. Biz Hataylılar olarak her şeyin üstesinden geldiğimiz gibi bu durumların da üstesinden geleceğiz.
Kalın SAĞ’lıcakla….






















































