YAZI İSRAF ETME
Karneler alındı ve yaz tatili resmen başlandı.
Göz aydınlığı evlatlarımızın aldığı karneler, ebeveynlerinin de not ortalamasını göstermektedir. Şimdi artık dinlenerek eksiklerimizi kapatma vakti. Çocuklar için ise ayrı bir öneme sahip. Bu tatil dönemi, çocukların sadece bedenini değil, ruhunu da dinlendirecek ahlaki eğitimle değerlendirilmelidir.
Yaz ayları; dinlenmenin, gezmenin ve eğlenmenin mevsimi olduğu kadar, çocuklarımızın iç dünyasını inşa etme fırsatıdır aslında. Eğitim, sadece okul sıralarında değil, hayatın her anında devam eder. Bu nedenle yaz tatili, çocukların sadece zihinlerini değil, kalplerini de eğitmek için eşsiz bir fırsattır. Modern çağın hızlı tüketim anlayışı, çocuklarımızı değerlerden yoksun bir hız trenine bindiriyor. Ekranlar, sosyal medya ve dijital oyunlar, genç zihinleri işgal ederken; sabır, saygı, merhamet, kanaat gibi kadim ahlaki değerler arka plana itiliyor. Bu şekilde bir nesil göz göre göre elimizden kayıp gidiyor. Oysa yaz tatili, bu değerlerin yeniden hatırlatılabileceği, yaşanarak öğretilebileceği bir zaman dilimi sunar bizlere.
Peki nasıl? Öncelikle aile ortamında başlayabiliriz bu eğitime. Sofraya birlikte oturmak, büyüklerle vakit geçirmek, komşuluk ilişkilerini canlı tutmak, çocuklara paylaşmanın ve vefanın dilini öğretir. Mahalledeki ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, çocukların yüreğinde merhamet tohumu eker. Yaz Kur’an kursları ise yalnızca dini bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda edeple oturmayı, konuşmayı, arkadaş olmayı da öğretir. Bu kısa zaman dilimi içerisinde ahlaki değerlerini tanıyan ve bunu koruyan bir eğitim verilmeye çalışılır. Bunu da ancak bu konuda uzman olanlar verebilir. Burada ki yanlışları en aza indirerek veya ortadan kaldırabilmek için istisnasız her cami görevlisine belli başlı eğitimler verilmelidir. Başta çocuk yaklaşımı ve eğitimi olmakla birlikte pedagojiyi ilgilendiren her konuda hocalarımızın donanımlı olması gerekmektedir.
Ahlaki eğitimin temeli örneklikle atılır. Çocuklar gördüklerini tekrar ederler. Büyüklerin, özellikle anne babaların hayatlarıyla verdikleri mesajlar, sözcüklerden çok daha etkilidir. Şöyle bir etrafınıza baktığınızda büyüklerimizin rahatsızlık duydukları en büyük konu da bu olsa gerek. Nasihat ederken örnek olmayı unuttuklarından dolayı yeni nesil bir öncekine benzemiyor. Sorunun burada olduğunu bildiğimize rağmen hala aynı yanlış metotla yeni nesli sözde yetiştiriyoruz. Kuranı Kerimde birçok aile ilişkilerinden bahsedilir. Örnek alınmak veya ibret almak içindir bu misaller. Bunlardan biri de Hz. Nuh ile oğlunun tufan anında ki diyaloğu bir baba ile oğlu arasında ki ilişkinin nasıl olması gerektiğini bizlere gösterir. İsyankâr oğluna karşı ‘’yavrucuğum’’ isyan eden oğlun babaya karşı ‘’babacığım’’ ifadeleri kullanmaları arada ne olursa olsun evlat baba ekseninin her daim saygıyla ilerlemesi gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. İşte yaz tatili bunları değerlendirmek açısından inanılmaz bir fırsat. Yaz tatilini sadece gezilerle, etkinliklerle değil; anlamlı sohbetlerle, manevi içerikli kitaplarla, birlikte yapılan iyilik faaliyetleriyle taçlandırmak muhakkak gereklidir.
Unutmayalım: Ağaç yaşken eğilir. Ve yaz, o ağaca su vermenin tam vaktidir. Kalplere dokunmak, karakter inşa etmek, geleceği ahlakla mayalamak için bu yazı bir fırsata çevirebiliriz. Tatil, çocuklar için sadece bir dinlenme dönemi değil; kişiliklerinin olgunlaştığı, iç disiplinin yerleştiği, güzel ahlakla yoğruldukları bir mevsim olabilir.
Yazı, sadece güneşin değil, değerlerin de doğduğu bir mevsim olsun…
Yorum Yazın