Reklamı Geç
Mevlüt Yanmaz Bungalov
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener
Güneş Güzellik
Hatay
BIST10.871
DOLAR41.9565
EURO48.9079
ALTIN5344.8
BTC/USD110261.94
Süleyman GÖKSU

Süleyman GÖKSU

Mail: [email protected]

ALIN TERİ VE ÖNEMİ

 

ALIN TERİ VE ÖNEMİ

 

Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ashabıyla

sohbet ederken yanlarından güçlü ve heybetli bir adam

geçti. Adamın bu görüntüsünden etkilenen sahabeden

bazıları, “Ey Allah’ın Resûlü! Keşke bu adam, gücünü

Allah yolunda kullansa!” dediler. Bunun üzerine

Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurdu: “Eğer bu

kişi, ailesinin ve çocuklarının geçimini sağlamak için

çalışıyorsa, Allah yolundadır. Anne ve babasının

ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyorsa, Allah

yolundadır. Kendi izzet ve onurunu korumak için

çalışıyorsa yine Allah yolundadır.”

1

Yüce dinimiz İslam, kişinin; Allah’ın emirlerine ve

yasaklarına riayet ederek kendisinin ve ailesinin rızkını

helal ve meşru yollardan temin etmesini, kimseye yük

olmadan çalışmasını bir ibadet olarak görmüştür. El

emeğini ve alın terini mukaddes kabul etmiştir.

Tembelliği, miskinliği, dilenmeyi, zamanı ve hayatı israf

etmeyi ise yasaklamıştır. Cenâb-ı Hak, “İnsan için

ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da

görecektir.”2 buyurarak bizlere; dünya ve ahiret

huzurunu elde etmek için çalışmayı öğütlemiştir. 

Dinimiz, kazancın helal olması kadar, kazanç

yollarının meşru olmasına da önem vermektedir. Bu

sebeple; çalışmanın, işyeri açmanın, kazanç elde etmenin

kuralları ve âdâbı vardır. Allah’ın haram kıldığı şeylerin

alınıp satılması meşru değildir. Dolayısıyla Müslüman;

akıl ve iradeyi yok eden, kazaların yaşanmasına,

cinayetlerin işlenmesine sebep olan alkolü üretemez,

alamaz, satamaz, kullanamaz ve kullanılmasına katkıda

bulunamaz. Yuvaları dağıtan, toplumsal hayatta

kapanmaz yaralar açan kumarı oynayamaz, oynatamaz

ve oynanmasına imkân sağlayamaz. Malın ve ömrün

bereketini götüren, ⁹emeğin ve alın terinin düşmanı olan

faizi alamaz, veremez, ona aracı olamaz. Toplumsal

barışı bozan karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk gibi

haramları işleyemez, bunlardan kazanç elde edemez.

İslam’a göre işçi olmanın da bir takım

sorumlulukları vardır. İşçi; rızkını temin ettiği işyerini ve

orada bulunan malzemeleri bir emanet olarak bilmeli,

onlara asla zarar vermemelidir. İşyerindeki hiçbir eşyayı

şahsi ihtiyaçları için kullanmamalı, özel bilgileri

başkalarıyla paylaşmamalıdır. İşçi; çalışma saatlerine

riayet etmeli, işini aksatmamalıdır. Beraber çalıştığı

arkadaşlarına karşı saygılı olmalı, onların haklarını kendi

hakkı gibi gözetmeli, onlara zarar verecek davranışlardan

şiddetle kaçınmalıdır.

İslam, işverene de birçok vazife yüklemiştir.

İşveren; Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Çalışana

ücretini, teri kurumadan verin.”3 uyarısını dikkate

alarak işçiye hakkını tam ve zamanında 8vermekle

yükümlüdür. 8Dolayısıyla işveren; ucuz iş gücü adına,

işçiyi; ağır şartlarda, az bir ücretle çalıştıramaz, onu

sosyal haklarından mahrum bırakamaz.

İşveren, aynı zamanda işçinin insanî ihtiyaç ve

haklarını kullanmasını sağlamakla sorumludur. Bu

sebepledir ki, işveren; Cenâb-ı Hakk’ın, “…Namaz,

müminler için vakitleri belirlenmiş farz bir

ibadettir.”4

ayeti apaçık ortadayken, işçinin; beş vakit

namaz ve Cuma namazını vaktinde eda etmesine; oruç

tutmasına; Allah’ın emri, müminin süsü olan tesettürü

kuşanmasına engel olamaz. Ayrıca işveren, işçinin;

dinlenme saatlerini, haftalık veya yıllık izinlerini

kullanmasını da 0kısıtlayamaz.

İşveren; Yüce Rabbimizin, ْ ْ

 …Heva ve hevesinize kapılıp adaletten

sapmayın…”5

emrine uyarak işçinin, hak ve hukukunu

da korumakla mükelleftir. Bu nedenledir ki, işçiye,

⁹sistematik bir baskı uygulayamaz. Onun; onur ve iffetini,

şeref ve haysiyetini zedeleyecek söz, tutum ve

davranışlarda bulunamaz. Onu, haksız şekilde işten

çıkaramaz, ailesini ve çocuklarını mağdur edemez.

İşveren; işyerinin güvenliğinin sağlanmasından,

işçinin sağlıklı bir iş ortamında çalışmasından da

mesuldür. Hiçbir işçi; canının tehlikeye gireceği, akıl,

beden ve ruh sağlığının bozulacağı bir işte istihdam

edilemez. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in

uyarısı gayet açıktır: “Kim insanlara zarar verirse

Allah da ona zarar verir. Kim insanlara zorluk

çıkarırsa, Allah da ona zorluk çıkarır.”6

Allah katında işçi ya da işveren olmanın bir

üstünlüğü yoktur. Üstünlük, takvadadır; yani Allah’tan

hakkıyla sakınmak, O’nun emirlerini yerine getirmek,

yasaklarından kaçınmaktır. Öyleyse, Rabbimizin rızasını,

adaleti, hakkaniyeti, dürüstlüğü ve gönül kazanmayı tüm

kazançların üstünde görelim. Unutmayalım ki, huzur ve

mutluluk; sadece tüketmek ve biriktirmekte değil,

paylaşmakta ve kanaat göstermektedir.

 Peygamberimiz (s.a.s)’in şu Öyleyse Allah’tan hakkıyla sakının ve

9⁹rızkınızı güzel yollardan isteyin. Helal olanı alın.

Haramdan kaçının.”7

1 Taberânî, el-Mu’cemû’l-evsat, VII, 56.

2 Necm 53/39,40.

3

İbn Mâce, Rühûn, 4.

4 Nisâ, 4/103.

5 Nisâ, 4/135.

6 Ebû Dâvûd, Kadâ’ (Akdiye), 31.

7

İbn Mâce, Ticâret, 2.

 

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener