AYAĞA KALK, KALK AYAĞA!
Öfke, sükuta sürülen acı
Kara gözlüler kararmış gözlü
Birinin elinde silah, cebinde çakı
Birinin elinde fincan
Yattığı fal, kalktığı fal, baktığı bakı
Hani Akif'in Çanakkale'sindeki
'Enkaz-ı Beşer' dediği 'kafa göz, gövde bacak'
Benim neslim dövme il dolduruyor onu ancak
Ya Sakarya ya Sakarya, Sakarya!
İlim hanesinde Fazıl avuç açmış Hüda’ya
'Sakarya’m' der 'sana mı düştü bu yük'
Düşün, yargıla, sorgula, eğ bük
O gün coşturduğu nehir
Bugün kendinden küçük
Bir nesil kapıya dayanmış hey hat!
Sevgi elden, aşk elden
Atalet sarmış ruhunu
Ekmek evden su evden
Çizdirmiş aktan alnını tam ortasında bir taç
Mahrem dahil, kol, bacakta hem ejderha hem de haç
Dokunsan, aha razıyım nefis feda edilen
Ataletten başı dönmüş, açlıktan der, açım aç
Her geçen gün çığ misali ata sırtında bir yük
Ecdadına yük olursa, bir nesil nasıl büyük?
Kalk ayağa! Titre! Silkin! bu senin bil son ilkin
Nehir senin toprak senin, taş senin
Buğday senin başak senin baş senin
Öğüt Değirmende, işle tezgahta
Sofra senin ekmek senin aş senin
//mhd
























































Yorum Yazın