Basın Yalnız ve Sahipsiz Bırakılmamalı
Hatay’da çarpık yapılaşma hayatın her alanında olduğu gibi gazetecilik mesleğinde de karşımıza çıkıyor.
Bugünkü yazımın konusu da iş bilmezlerin, rant elde etmek amacıyla bu mesleğe girip birkaç ay sonra meslekten azlolanlar dolayısıyla basının itibarsızlaşması olacak.
İtibar demişken kendi bağlı olduğun birlik dahi seni kabullenmez, 3 günlük “Gazeteci”lere sahip çıkarsa elbette bu meslek de itibarını kaybeder.
Yalnız kalan basın mensuplarına da her önüne gelen saldırma cüretini kendinde buluyor. Toplumu aydınlatma görevini gören basın mensupları, haberleri her ne olursa olsun hakareti hak etmiyor.
En kötü haber de olsa işaret ettiği bir yer, içerdiği bir bilgi vardır. Ancak haber sizin hoşunuza gitmedi diye özellikle sosyal medyada haberlerin altına ağza alınmayacak hakaretler yazmak, tehditler savurmak ve bunu yapmasına rağmen hiçbir hukuki girişimin sonuç vermemesi bu tür davranışların artmasına da sebep oluyor.
Toplumun önünde giden, olacakları önceden bilen ve gören toplumun karanlık noktalarını aydınlatan basın her alanda saldırılara, tacizlere, hakaretlere maruz kalıyor. Maalesef kanunlar ve bağlı olunan birlikler de basını korumaktan ziyade izlemeyi tercih ediyor.
Örnek verilecek olursa bir avukat saldırıya uğradığı zaman barolar yek ağızdan açıklama yayınlıyor, davalara müdahil oluyor, eylemler yapıp, gerekli makamlarla görüşmeler yaparak toplu bir tepki ortaya koyuyor. Toplumda ses getiriyor yapılan eylem. Ancak savaş demeden, pandemi demeden, kış, yağmur, tatil, gece demeden çalışan herkesin sorununu dile getiren basın mensupları kendi sorunlarını kimseye dinletemiyor.
Bakmayın siz basın sahipsiz değildir diyenlere. En çok da onlar sahipsiz bırakıyor basını. Sosyal medya maalesef kanayan yara haline geldi.
Hemen herkese ulaşabilen kimliği belirsiz hesaplar şeffaflaşan yaşamlar, bir yorum ile gününüzü berbat edebilen, verdiğiniz emekleri hiç edebilen binlerce sahte hesap. Daha liste uzar gider. Aklının ermesine gerek yok interneti olsun yeter. Açıyor bir hesap ve ağzından salya akıtarak başlıyor karalamaya. Karşıdakinin duygularına aldırmadan, o anki ruh hali neye hükmederse yazıyor Allah yazıyor.
Ne sosyal medya ile ilgili koruyucu yasalar var, ne de basına bu denli saldırılara karşı önlem alan birileri var.
Böyle oldukça da basının itibarı daha çok yerlerde gezer. Basın daha çok ötekileştirilir ve tartaklanır. Buradan bir kez de ben seslenmek istiyorum tüm meslektaşlarım için. Koruyucu kanunlar mı çıkartırsınız, yoksa sizin projeleriniz mi var lütfen bu duruma son verin. Basın artık sahipsiz kalmasın, korkmasın, muhtaç kalmasın…
Kalın SAĞ’lıcakla…!!
Yorum Yazın