Reklamı Geç
culha gold
Güneş Güzellik
Zeno Mobilya
Hatay
BIST10.972
DOLAR42.076
EURO48.6246
ALTIN5430.6
BTC/USD107592.57
HÜLYA İSKİFOĞLU

HÜLYA İSKİFOĞLU

Mail: [email protected]

FRAKTAL BAKIŞ

FRAKTAL BAKIŞ

1965 senesiydi. İşe gireli henüz iki hafta olmuştu. Bir genel müdürlükte, özel kalem müdürünün yardımcısıydım. Bayrama on gün kala, müdürüm hastalandı ve rapor aldı. Ertesi gün, genel müdür, beni odasına çağırdı.
Buyrun efendim.
Tebrik kartları hazır mı evladım?
Hangi tebrik kartları efendim?
Eyvahlar olsun, Şükrü sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartı göndermeli. Şimdiye çoktan postaya vermiş olmamız gerekirdi.
Hiç haberim olmadı efendim.
Hemen, hemen hemen ! Yarına istiyorum, üç bin adet kartı sabaha kadar yaz ve postaya ver.
Emredersiniz efendim! dedim ve odadan çıktım. Ancak üç bin adet bayram tebrik kartını tek tek nasıl yazacağım!
Genel müdür, kartların çini mürekkeple ve güzel bir yazıyla yazılmasını istedi. Üç bin adet kartın iki bin tanesi makamca kendinden aşağıda olanlara şu şekilde yazacaktım:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Kalan bin tanesi de, daha üst makamdakilere:
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim, şeklinde yazılacaktı.
Hiç vakit geçirmeden masamın başına geçip kolları sıvadım. Önümde adeta davetiyelerden oluşan irili ufaklı dağlar duruyordu. Ben mesaim bitiyor, az sonra çıkar evime giderim diye düşünürken, sabaha kadar burada kalıp üçbin kartı yazmak zorunda kalacağım aklıma gelmezdi. Ne çare ki emri yerine getirecektim, artık sızlanmanın da faydası yoktu, hemen işe koyuldum:
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
Bayramını kutlar, gözlerinden öperim.
5,10,20,50,100, 750,875... Yazıyorum... yazıyorum... bitmiyor! Vakit gece yarısını geçti, bana öyle bir sıkıntı bastı ki, tarif edemem. Yorulmuştum, elim kalem tutmaz olmuştu. Zar zor devam ettim.En nihayetinde alt makam kartları bitti. Ama ben de bittim. Şafak sökmek üzereydi. İşi biten kartları masamın üzerinden alıp başka bir yere koydum.
Ama önümde hâlâ bin adetlik bir kart yığını durmaktaydı. "Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim"e başladım..
Durmadan yazıyordum. Göz kapaklarım öyle ağırlaşmıştı ki, gözlerimi açık tutmam, her bir karttan sonra daha da zorlaşıyordu. Uykusuzluktan ve belimin ağrısından duramıyordum. Resmen işkence çekiyordum.
125,279,400, 689... yazdım...yazdım...yazdım... Bir vakit sonra, artık ben kaleme değil, kalem bana hakim olmaya başladı. Ama hâlâ yazıyordum:
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.
Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim.
Bundan sonrasında artık ne yazdığımı ben de bilemez olmuştum:
Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken…
Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim…
Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle ederim…
Önce bayramınızı eder, sonra eşinizle Niyazi’ye başarılı günler dilerim…
Sizin de eşinizin de Niyazi’nin de bayramını saygıyla eder, sıhhat dilerim..
Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi’ye başarılar diler aynı zaman da ederim…
Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi’nin gözlerinden öperim…
Sizin de, eşinizin de, Niyazi’nin de, bayramını da, tatilini de, gelmişini de, geçmişini de.. saygıyla ederim…
Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartların yazımını bitirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı:
Aferin dedi. Bitirmen iyi olmuş. Hemen postalayın!
Hemen postaladık.
Üç gün sonra da önce bizim genel müdürü, ardından bendenizi postaladılar.

Bayram tebriği / Aziz Nesin

Nitekim okumuş olduğunuz bu mizahi örnekte, aksaklığın sebebiyet verdiği işkenceye dönüşmüş olan her iş ve oluşun, alt bilinci devreye geçirdiğini ve hiç de iyi sonuçlar ortaya koymadığını görüyoruz.
Bu bağlamda analitik bir perspektif ile konuyu değerlendirecek olursak, bireylerin sosyalizasyon süreçleri olduğu gibi, toplumların da sosyalizasyon kavramına tabii olduğunu farkederiz.
Bireylerin, kültürel değerlere, örf, adet, gelenek ve göreneklere uyum ve öğrenim sürecinde, güncellenmeyi sağlayacak aktiveler dikkate alınmayıp aksadığında alt düşünceler devreye girer...dayatılan her değer ve yaptırım, bireyin uyum sağlayamaması durumunda işkenceye dönüşür.
Toplumsal sosyalizasyon
sürecinde uyum yada uyumsuzluktan kaynaklanan aksamalarda da yine aynı durum söz konusudur. Devletin, siyasal, ekonomi, eğitim, din ve sosyal politikalarına, toplumun uyma durumu söz konusu olduğu gibi, idari yönetimde olan mevcut iktidarın da misyonuna paralel politik yaklaşımı ile toplumun değer yargılarına, inançlarına, zaaflarına, sosyopsikolojik yapısına, uyum gösterme durumu söz konusudur.
Toplumsal sosyalizasyon sürecinde aksaklıkların meydana gelmesi, işlevsel bozukluğa neden olur. Bu işlevsel bozulma, gerek yönetimde, gerekse toplumda, eylem ve oluşlarda işkenceye dönüştüğünde, alt düşüncenin devreye girmesi kaçınılmaz bir olasılıktır vesselam...

Hayırlı Bayram'lar diliyorum.

 

Hatay İnternet TV Youtube Kanalı

Hatay İnterne TV Facebook Sayfası

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Diva Otel