Hakiki ilim nedir
Hakiki ilim Allahü Teala’ya aittir. Zira onun ilmi zatındandır. Ondan başkasının ilmi ise zatından olmayıp ancak Allahü Teala’nın öğretmesi iledir.
Bütün yaratılmışların ilmi onun ilmi yanında okyanustan bir damla bile değildir. Nitekim Hızır Aleyhisselam ve Musa Aleyhisselam gemiye bindiklerinde bir serçe gelip geminin bir tarafına kondu. Sonra gagasını denize daldırıp çıkardı. Hızır Aleyhisselam, Musa Aleyhisselam’a dedi ki:
“Senin ve benim ilmim Allahü Teala’nın ilmi yanında ancak şu serçenin denizden alabildiği kadardır.”
İmam Ebu Yusuf Rahimehullah’a bir mesele soruldu, “Bilmiyorum” dedi. Soran kişi:
“Bulunduğun makam cahillerin işgal edecekleri yer değildir” deyince şöyle buyurdu:
“Mekân bazı şeyleri bilen, bazılarını da bilmeyenler içindir. Amma her şeyi bilen Allahü Teala mekândan münezzehdir, onun için mekân yoktur.”
Muhakkak Allâhü Teâlâ, gizliyi de en gizliyi de bilir. Yerde ve gökte onun ilminden hariç bir zerre bile yoktur.
Hazret-i Ali (k.v.) buyurdu: “İlim nehir, hikmet denizdir. Âlimler nehir etrafında dolaşır. Hikmet ehli denizin ortasına dalar. Arifler ise necat (kurtuluş) gemisinde seyreder (gider)ler”.
Allahü Teala, İbrahim Aleyhisselam’a şöyle vahyetti:
“Ey İbrahim, muhakkak ben Alim (her şeyi bilen)im, her ilim sahibini severim.”
Süleyman Aleyhisselam, ilim, mal ve mülkten (saltanattan) birini tercihte serbest bırakıldı, ilmi tercih etti. Mal ve mülk de onunla birlikte kendisine verildi. (Hulasatül-Ahbar, Aziz Mahmud Hüdai)
























































Yorum Yazın