HAKKIN YANINDA, BÂTILIN KARŞISINDA YER ALABİLMEK
Yüce Allah’ın güzel isimlerinden biri de “elHak” tır. Rabbimiz, hakkın, hakikatin, adaletin kaynağı ve yegâne sahibidir. O, Âdem (a.s.)’dan Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s)’e kadar yüce peygamberleri aracılığıyla insanları hakkı tanımaya davet etmiştir. İnsanlık tarihinin hak-bâtıl mücadelesi Hz. Âdem’in iki oğlu Hâbil ve Kâbil ile başlamıştır. Hâbil, teslimiyet ve samimiyetiyle hakkın yanında yer almış, Kâbil ise hırsı ve kıskançlığıyla, bâtılın tarafını seçmiştir. Kıyamete kadar Hâbil, iyilerin ve iyiliğin öncüsü; Kâbil ise işlediği cinayetle kötülerin ve kötülüklerin sembolü olarak anılmaya devam edilecektir.
Hak, tevhit inancıdır. Allah’a iman ve teslimiyettir. Yalnızca O’na kul olmaktır. Bâtıl ise, Allah’ın varlığını ve birliğini inkâr etmek ve O’na şirk koşmaktır. O’ndan başkasına kulluk etmektir. Hevâ ve hevesin esaretine girmektir. Allah’ın sayısız nimetlerine kör ve sağır kesilmektir. Hak, Din-i Mübin-i İslam’ın hayat veren ilkeleri ve insanı insan yapan, dünyayı yaşanılır kılan güzellikleridir. Bâtıl ise Yüce dinimizle bağdaşmayan inanış ve anlayışlardır. İslam’a savaş açan uygulamalardır. İnsanın onur ve haysiyetini zedeleyen kötülüklerdir.
Hak, doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt eden hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’dir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in eşsiz örnekliğidir. Bâtıl ise Yüce Kitabımızı ve peygamberimizin sünnet-i seniyyesini gönüllerden, zihinlerden silmeye yönelik hareketlerdir. Hakkın yolu, peygamberlerin, şehitlerin, sadakat ehli, iyi müminlerin yoludur. Bu yolun sonunda ebedi nimetler yurdu olan cennet vardır. Bâtılın yolu ise inkârcıların, gazaba uğrayanların, doğruluktan sapanların, kötülerin yoludur. Bu yolun sonu, azap ve hüsran diyarı olan cehennemdir.
İstiklâl Şairimizin hak sevdalısı bir gönlü tarif eden şu dizeleri ne kadar da anlamlıdır: Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim, Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam, aldırma da geç git, diyemem aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! Öyleyse kardeşlerim! Şartlar ne olursa olsun hakkın yanında, bâtılın karşısında yer almaya, hakikatin tercümanı olmaya devam edelim. Birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmekten vazgeçmeyelim. Unutmayalım ki, hakkın hizmetinde olduğumuz sürece Allah’ın
rahmeti ve yardımı da bizimle olacaktır. Hakkı tutup kaldırdığımız müddetçe bâtıl bize asla zarar veremeyecektir.






















































