Reklamı Geç
Kozsan Gıda Mustafa Sancak
Güneyler
Güneş Güzellik
Hatay
BIST10.972
DOLAR42.076
EURO48.6246
ALTIN5430.6
BTC/USD107592.57
Hidayet Şişkin

Hidayet Şişkin

Mail: [email protected]

ACELE ETMEYİN

ACELE ETMEYİN

Aziz Okuyucularım bugün sizlerle e postama gelen bir hikâyeciği paylaşmak istiyorum. Efendim güzellikleri paylaşmak güzeldir diye düşünüyor ve her zaman paylaşımdan yana olduğumu bir kez daha hatırlatırken hoş görünüze sığınıyorum.

İşte hikâyemiz." Köyün birinde yaşlı bir adam vardı. Çok fakir olan bu adamın tek varlığı çok güzel bir beyaz attı. Bölgenin beyi bu atın ününü duydu ve adamlarını gönderdi. Teklif edilen bütün paraları reddetti yaşlı adam, "O benim dostumdur, insan dostunu satmaz" dedi. Köylüleri yaşlı adamı ikna etmeye çalıştılar, beyin verdiği parayla fakirlikten kurtulacağını anlattılar. Ama yaşlı adam direndi. Köylüler yaşlı adama kızıp, "hep böyle fakir kalacaksın" dediler. Yaşlı adam ise "aceleyle karar vermeyin" demekle yetindi. Birkaç gün sonra köyde bir haber patladı. Yaşlı köylünün beyaz atı kaybolmuştu. Kimisi, "bey kızdı, atı kaçırttı" diyor, kimisi "başkası çalmıştır" diyordu. Ama hepsi de yaşlı adama "Gördün işte, şimdi ne atın var ne de paran" diyordu. Yaşlı adam sakindi: "Karar vermek için acele etmeyin. Sadece at kayıp. Tek gerçek bu. Bundan ötesi sizin yorumlarınız. Atımın kaybolmasının ardından ne gelir, sonuçları ne olur bunu siz de bilmiyorsunuz ben de bilmiyorum. Bu olay da bütün olaylar gibi bir başlangıçtır, ardından ne geleceği belli değil..."Aradan birkaç gün daha geçti ve at ansızın geri döndü. Üstelik yalnız da değildi, peşinden 12 yabani atı da köye getirmişti. Köylüler yaşlı adamın çevresine toplandılar: "Özür dileriz, sen haklı çıktın, hem atın geri döndü hem de zengin oldun." Yaşlı adam yine sakindi: "Karar vermek için yine acele ediyorsunuz. Şu anda bir tek gerçek var, atım 12 yabani atla birlikte geri döndü. Bundan sonra ne olacağını bilmiyoruz. Siz çok acelecisiniz, bir kitabın ilk cümlesini okuyup kitap hakkında karar veriyorsunuz." Köylüler yaşlı adamın bu sözlerini pek sevmediler, arkasından konuşup durdular. Yaşlı adamın tek oğlu vardı ve evin bütün geçimini o sağlıyordu. Ve yabani atları eğitmeye çalışırken attan düştü, ayağını kırdı. O çalışamayınca da yaşlı adam bir kuru ekmeğe kaldı. Olayı duyan köylüler geldiler, "haklıymışsın" dediler, "tek oğlunun ayağı kırılınca yine fakir kaldın..." Yaşlı adam yine sakindi: "Sizin hastalığınız erken karar vermek. Evet, oğlum bacağını kırdı, ama gerçek bu kadar, bundan sonrası sizin yorumlarınız. Hayat küçük parçalar halinde gelir, bunların birleştiği zaman alacağı yüzü kimse bilemez. Acele karar vermekten vazgeçin." Birkaç hafta sonra büyük bir savaş çıktı. Düşman çok şiddetle saldırıyordu, köyün bütün gençleri askere alındı. Yaşlı adamın oğlu hariç. Çünkü ayağı kırıktı. Köylüler yas içindeydi, oğulları geri dönemeyecek diye ağlıyorlardı. Yaşlı adama "Haklı çıktın" dediler, "Senin oğlun bacağını kırdığı için kurtuldu, bizimkiler ölecek." "Yine acele ettiniz" dedi yaşlı adam, "benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde. Tek gerçek bu, yine aceleyle karar veriyorsunuz..." der. En büyük ve en önemli projemiz olan hayat projemizi gerçekleştirirken karşılaştığımız olaylar karşısında asla acele karar vermemeliyiz. Hayat projemizde başarısız olursak, diğer projelerimizin tamamında başarısız olacağımız aşikârdır. Acele karar vermek, aklın durmasıdır. Çabuk karar insanı rahatlatır, düşünmek zorunda olmak ise yorar. Bu yüzden insanlar çabuk karar vermeye çalışır. Hayat yolculuğunda bir kapı kapanırken bir kapı açılır muhakkak. Unutmayalım ki; şer görünen işlerde hayır, hayır görünen işlerde şer olabilir.

Bizim için neyin hayırlı neyin şer olduğunu bilemeyiz. Sabır her derdin devasıdır. Sıkıldığımız, anlarda yukarıdaki hikâyeciği hatırlayalım inşallah. Her şey gönlünüze olması dileğiyle, Eyvallah efendim.

Hidayet ŞİŞKİN

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener