Reklamı Geç
Haas Taş Sanatları
Haas Taş Sanatları
Güneş Güzellik
Hatay
BIST10.972
DOLAR42.076
EURO48.6246
ALTIN5430.6
BTC/USD107592.57
Muammer Gezer

Muammer Gezer

Mail: [email protected]

Ahlaki Yozlaşma ve İslamî Değerler

 

Ahlaki Yozlaşma ve İslamî Değerler

 

Günümüzde toplumsal yapıyı derinden sarsan en büyük sorunlardan biri ahlaki yozlaşmadır. İnsanlar arasındaki güvenin azalması, yalanın yaygınlaşması, adaletin ikinci plana itilmesi ve bireysel çıkarların ön plana çıkması, toplumların manevi çöküşünü hızlandırmaktadır. Peki, İslam bu duruma nasıl bakmaktadır ve bu yozlaşmanın önüne geçmek için hangi değerleri bizlere sunmaktadır?

İslam ahlaki değerleri, bireyin ve toplumun huzur içinde yaşaması için temel bir çerçeve sunar. Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sünneti, ahlakın temel taşlarını oluşturur. Yüce Allah, insanları doğruluk, dürüstlük, merhamet, adalet ve takva gibi üstün meziyetlerle donatmalarını emretmiştir. Ancak modern çağın getirdiği materyalist anlayış, bireyleri bu ilahi prensiplerden uzaklaştırarak ahlaki bir buhran içine sürüklemektedir.

İslam’ın en temel prensiplerinden biri olan "emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker" (iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak) ahlaki yozlaşmanın önüne geçmenin en önemli yollarından biridir. Eğer toplumda bireyler, başkalarının yanlışlarına duyarsız kalırsa, zamanla kötülük yaygınlaşır ve normalleşir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), bu konuda şöyle buyurmuştur: "Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin; buna gücü yetmezse diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle buğzetsin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir." (Müslim, İman, 78).

Ahlaki yozlaşmanın en büyük sebeplerinden biri, dünya sevgisinin ve hırsının insanın kalbini ele geçirmesidir. Hz. Muhammed (s.a.v.) "Ademoğlu için bir vadi dolusu altını olsa, bir vadi daha isterdi." (Buhari, Rikak, 10) buyurarak insanın doyumsuzluğuna dikkat çekmiştir. Bugün, tüketim çılgınlığı ve lüks yaşam arzusu, insanları haram kazanca, adaletsizliğe ve rüşvete yönlendirmektedir. Oysa İslam, kanaatkârlığı ve helal kazancı teşvik etmektedir. İslam bir Müslümanın zenginliğine bakmamaktadır. Nasıl zengin oldun? Sorusuna cevap aramaktadır.

Ahlaki yozlaşmanın yayılmasında medya ve dijital çağın etkisi de yadsınamaz. Göz önünde olan kişilerin, ahlaki değerlere aykırı yaşam tarzlarını toplumun gözünde normalleştirmesi, özellikle genç nesiller üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaktadır. Halbuki İslam, insanlara rol model olarak Peygamber Efendimiz’i göstermiştir. Onun "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8) buyruğu, bizlere ahlaki değerlerin İslam’daki önemini açıkça göstermektedir. Öte yandan unutulmamalı ki bizler her ne kadar Ona benzersek iyi bir Müslüman, ne kadar da uzaklaşırsak kötü birer Müslüman oluruz.

Sonuç olarak, ahlaki yozlaşmanın önüne geçmek için bireysel ve toplumsal olarak sorumluluk almak zorundayız. Ahlaki değerlerimizi güçlendirmek, Kur’an ve sünnete sımsıkı sarılmak, çocuklarımızı bu değerlerle yetiştirmek ve kötülüğe karşı durmak, İslam’ın bizlere yüklediği bir vazifedir. Toplumu iyileştirmek istiyorsak, işe önce kendimizi düzeltmekle başlamalıyız. Çünkü "Şüphesiz ki Allah, bir toplumu, onlar kendilerinde olanı değiştirmedikçe değiştirmez." (Ra’d, 11). Bunu yapmanın da en kestirme yolu genç nesli ihya etmektir. Bu hem maddi hem de manevi olmak zorundadır. Orta yol her daim bizleri karlı çıkartacak kestirme yoldur. Aşırılığın her türlüsü fenalıktır, azgınlıktır. Hayıflandığımız her konuda sessiz ve hareketsiz kaldığımız sürece hayıflanmamız artacaktır. İdrak etmemiz gereken nokta tamda burasıdır. Ahlaksızlaşma, nemalazımcılığa ‘’nokta’’ koymalı.

Hatay/Antakya - 2025

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener