Reklamı Geç
Yükseliş
Doğru Taşımacılık Şaban Doğru
Haas Taş Sanatları
Hatay
BIST10.972
DOLAR42.076
EURO48.6246
ALTIN5430.6
BTC/USD107592.57
Muammer Gezer

Muammer Gezer

Mail: [email protected]

Aile Yıkılırsa Ümmet Yıkılır

 

Aile Yıkılırsa Ümmet Yıkılır

 

Türkiye’de boşanmalar son yıllarda artış gösterdi. Bu artış, sadece iki bireyin yollarını ayırması değil; bir medeniyetin çatırdaması, bir ümmetin temel direğinin sarsılması demektir.

Çünkü aile, sadece iki insanın bir araya geldiği bir kurum değil; neslin, merhametin, ahlakın ve imanın yeşerdiği kutsal bir mekândır. Aile yıkılırsa toplum da dağılır, gelecek de kararır. İslam, evliliği ibadet olarak gören yüce bir din iken, günümüz insanı evliliği bir yük, bir heves veya bir ihtiyaç olarak görmeye başlamıştır. Evliliğe niyetlenirken ahiret perspektifi değil, geçici arzular; sabır değil, bıkkınlık; sadakat değil, menfaat öne çıkmaktadır. Bu yüzden daha ilk fırtınada gemi batıyor, ilk zorlukta “boşanalım” cümlesi dudaklardan dökülüyor.

Oysa Kur’an-ı Kerim evliliği bir “meveddet ve rahmet” ilişkisi olarak tarif eder. Yani sadece sevgi değil, karşılıklı şefkat ve merhametin hâkim olduğu bir birliktelik... Fakat günümüzde insanlar sevgiyi sosyal medyada, huzuru gösterişte, mutluluğu dış görünüşte arıyor. Böyle olunca ne meveddet kalıyor ne rahmet. Evlilikler bir dua ile başlamıyor, bir sünnet üzere yürümüyor, bir sabır ile sürmüyor. Boşanmaların en büyük sebebi, eşlerin Allah’a karşı sorumluluk bilincinden uzaklaşmasıdır. Çünkü Allah’tan korkan bir eş, eşine zulmetmez. Allah’a hesap vereceğini bilen bir kadın ya da erkek, küçük problemleri büyütmez, sevgisini tüketmez, yuvasını kolayca dağıtmaz. Bu bilinç yoksa, evlilik bir dünya alışverişine dönüşür ve ilk kriz anında bozulur.

Bir diğer sebep, sabır ve tahammülün toplumdan silinmiş olmasıdır. Reklamlar, diziler, sosyal medya; her şey kolay olanı, hemen olanı ve güzel görüneni teşvik ediyor. Bu da insanları fedakârlıktan, sadelikten, sabretmekten uzaklaştırıyor. Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurur ki: “Kadınlarınızı Allah’tan korkarak emanet olarak aldınız.” Emanete bu kadar hoyrat davranılır mı? İslam toplumunun bu meselede yapması gereken, sadece boşanmaları konuşmak değil, evlilikleri yeniden Allah’a bağlamaktır. Gençler evlilik öncesi İslam ahlakıyla donatılmalı; nikâh sadece resmî bir işlem değil, bir ibadet ve ahit olarak öğretilmelidir. Aile büyükleri evliliği zorlaştıran değil kolaylaştıran bir anlayışa yönelmelidir. Medya, aileyi küçümseyen değil, aileyi koruyan içeriklerle toplumun karşısına çıkmalıdır. Camiler sadece nikah kıyılan yerler değil, aileye rehberlik yapılan, dua edilen, dertleşilen mekânlar haline gelmelidir. Unutulmamalıdır ki, boşanma bazen kaçınılmaz bir sonuç olabilir. Ancak sorun, boşanmanın çoğalması değil, basitleşmesidir. Sorun, insanlar arasında değil; insanlar ile Allah arasında bağın kopmuş olmasıdır. Evlilikleri ayakta tutacak olan tek şey, Allah korkusu ve ahiret inancıdır. Çünkü ne para ne güzellik ne kariyer; hiçbir şey insanı sabırla, şefkatle, vefa ile sevdirmez. Bunu yalnızca iman sağlar.

Boşanmaların arttığı değil, ailelerin direndiği bir toplum inşa etmek istiyorsak; evliliği yeniden İslam’a döndürmeliyiz. Çünkü aile sadece bir kurum değil; ümmetin son kalesidir. Ve bu kaleyi kaybeden, geleceğini de kaybeder.

 

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Atlı spor Kulübü Yusuf Yener