Aşağıdan Yukarıya: Mevlânâ’nın Dönüşünde Saklı Olan Büyük Öğreti
Saygı duyduğum, öğretileriyle rehberlerimin özünü besleyen
ve yaşam yolculuğuma ışık olan Mevlânâ Celaleddin Rûmî…
Bugün 752. Vuslat Yıldönümü.
Tini şad olsun.
“Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!
Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.”
Bugün semazenleri izlerken içimde derin bir çağrı hissettim.
Çünkü aslında hepimiz Mevlânâ’nın döndüğü gibi döner dururuz;
bazen telaşla,
bazen çaresizlikle,
bazen de büyük bir arafta sıkışıp kalarak…
Oysa semazenlerin hırkalarını öpüp kendilerini bırakışı gibi,
bizim de nefsi öyle bırakmamız gerek:
Kırmadan, dökmeden, savaşmadan…
Sevgiyle, teşekkür ederek, uğurlayarak.
Karanlığı bırakıp, aydınlığa doğru yürüyerek.
Çünkü:
“Sen değilsin bedenin, sen değilsin zihnin…
Sen; aradığını en başından beri içinde taşıyan o derinliksin.”
? Mevlânâ neden döndü? Şems ona ne öğretti?
Mevlânâ’nın dönüşü bir dans değil, bir uyanıştır.
Bu uyanışı başlatan ise Şems-i Tebrizî’nin ona sorduğu sarsıcı soruydu:
“Bütün ilimlerin seni Allah’a yaklaştırdı mı?”
Bu soru Mevlânâ’nın iç perdesini kaldırdı.
O günden sonra Mevlânâ, yürüyen bir insan değil;
dönen bir hakikat oldu.
Dönüş, insanın Rabbine doğru geri adım atmasıdır.
Aşağıdan yukarıya yükselen bir iç yolculuk…
? Semazen neden döner?
Sema; nefsi çözme, egoyu eritme, teslim olma hâlidir.
Semazen bir anda dönmez;
tıpkı insanın bir anda olgunlaşamaması gibi.
Tasavvufta hareket her zaman aşağıdan yukarıyadır:
Önce baş eğilir,
sonra kalp hazırlanır,
sonra beden teslim olur…
Ve hakikatle uyumlu dönüş başlar
? Paspas neden öpülür?
Tekkeye giren her derviş kapıdaki paspasa selam verir.
O paspas:
Nefsin eşiğidir
kibrin bırakıldığı yerdir,
“Ben geldim ama bensiz geldim.” demektir.
Sema’ya kibirle girilmez.
Aşkın olduğu yere ego sığmaz.
?️ Ve bugün içime doğan hakikat…
Bugün vuslat gecesinde Semazenleri izlerken şunu fark ettim:
Biz çoğu zaman savaşarak yoruluyoruz.
Oysa bırakmamız gereken şey insanlar değil;
kendimize tutunduğumuz eski hâllerimiz.
Semazen dönerken kimseye çarpmaz;
çünkü önce kendi içinde yer açar.
Ve içimden şu söz geçti:
“Bazen dönüşmeden değişemiyorsun.”
Ve bazen kendinden döne döne geçmen gerek
Aşk hâli,huşu hali,sarhoşluk hâli...
Karanlık düşman değildir;
süresi dolmuş bir misafirdir sadece.
Olgunlaşmak ise her şeyi bir anda düzeltmek değil;
her adımda biraz daha hafifleyerek,
semaya benzer bir hâl ile yürümektir.
Aydınlığa koşarak değil;
kendine alan açarak,
nefsini yumuşatarak,
yüreğini büyüterek varıyorsun.
? Bu yazıyı okuyan herkese bir armağanım var…
Bu satırların ruhuna dokunan tüm güzel insanlara
tasavvufi sesli meditasyonum hediyedir.
Instagram: @gamzeilefarkindalik
Kanal: KalptenGamze ?️
Takip etmeniz ve bir mesaj atmanız yeterli.
Hakikate yürüyen herkese kapım açık.
Aşk ile… ?
Gamze Arslan
Beslenme& Farkındalık Yaşam Koçu
























































Yorum Yazın