Reklamı Geç
Mehmet Akçay Petrol
zeno
Bambinoo Eda Güneşer
Hatay
BIST10.972
DOLAR42.076
EURO48.6246
ALTIN5430.6
BTC/USD107592.57
Muammer Gezer

Muammer Gezer

Mail: [email protected]

Evlat Yetiştirmede Üç Merhale

 

Evlat Yetiştirmede Üç Merhale

 

Bir çocuğun nasıl yetiştirildiği, sadece onun şahsi kaderini değil, bir milletin istikbalini de tayin eder. Bugünün çocukları, yarının öğretmenleri, yöneticileri, âlimleri, hattâ devlet adamlarıdır. Bu sebeple çocuk terbiyesi, herhangi bir ebeveynlik meselesi değil, köklü bir medeniyet inşası meselesidir. Mevlânâ şöyle der: "Çocuk, ana babasının sırdaşı değil, yarının aynasıdır." Eğer bir çocuk doğru bir zeminde büyütülürse, o aynada hayırlı bir gelecek şekillenir. Kadim bir hikmet şunu öğütler: “7 yıl çocukla oyna, 7 yıl çocuğa edep öğret, 7 yıl çocukla arkadaş ol. Sonra bırak gitsin, kendi yolunu çizsin.”

Bu söz, aslında pedagojinin, psikolojinin ve İslâmî terbiyenin mükemmel bir özetidir. İlk yedi yıl çocuğun dili oyundur. Oyunla kurulan bağ, çocuğun sevgiyi öğrenmesini sağlar. Ardından gelen yedi yıl edep öğretme dönemidir. Bu dönemde çocuğa namaz, ahlâk, büyük-küçük saygısı gibi değerler verilmelidir. Son yedi yıl ise arkadaşlık dönemidir. Zira artık o genç, bir birey olarak tanınmak ve anlaşılmak ister. Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurur: "Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin." Bugün hâlâ dünün kalıplarıyla evlat yetiştirmeye çalışırsak, hem onları hem de toplumu çıkmaza sokarız.

Bir çocuk, bu aşamalardan sağlıklı bir şekilde geçtiğinde, 21 yaşına geldiğinde sadece meslek değil, bir dava sahibi olur. Ama bu terbiye zincirinin bir halkası eksikse; çocukla oynamamışsak, edepten bihabersek, arkadaşlık kuramamışsak… o zaman evlatlarımıza değil, kendimize bakmamız gerekir. Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: "Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun…" (Tahrîm, 6) Korumanın yolu, sadece fiziki güvenlikten değil, ahlâkî ve manevî terbiyeden geçer. Bugün gençleri çokça eleştiriyoruz. Onlara “saygısız”, “sorumsuz”, “duygusuz” diyoruz. Lâkin Yunus Emre’nin dediği gibi: "Sen sana ne sanırsan, ayruğa da onu san." Eğer biz örnek olmazsak, eğer bizde olmayanı onlardan beklersek, bu büyük bir haksızlık olur.

Gelin, yeniden düşünelim: Biz nasıl çocuklar yetiştiriyoruz? Biz hangi değerleri miras bırakıyoruz? Ve en önemlisi… biz gerçekten örnek olabiliyor muyuz? Unutmayalım: "Sizde olmayanı çocuklarınızda göremezsiniz." Siz neyseniz, evladınız da onu öğrenecek, onu taşıyacaktır.

 

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Avula Hikmet Hatunoğlu