Küfür devam etse de, zulüm devam etmemeli
Eşref-i mahlukat olarak yaratılıp, kulluk vazifesi için dünyaya gönderilip can verilen insan, kendisine yol gösteren ve Allah-u Teala tarafından sunulan reçete olan sırat-ı müstakim ile hayatına yön vermelidir. Yaradılışının gayesi ile doğru orantılı olarak kendisine emanet edilen duygularını, kontrol etmesi tamamen cüz-i iradesine bırakılarak imtihana tabi tutulduğu gerçeğini de yapılan uyarılardan anlamalıdır.
İnsanoğlu Hz Adem'den bu yana fıtratına olarak gelişerek, bugün geldiğimiz noktaya ulaşmıştır. Hayatın içinde,İyi-kötü, dindar-günahkâr ve başka zıtlıkların da olduğu çeşitlemeler hep mücadele ede gelmiştir. Zaman zaman bu çeşitlemelere sahip gruplar arasındaki mücadele ve müdaheleler, kavgalara ve hatta milletler arasında da savaşlara dönüşebilmiştir. İşte bunun gibi teavün duygusunu kaybeden insan,kendisine doğru işlerde kullanması için verilmiş olan gücünü, fıtratına da aykırı olarak zayıfları ezmek için kullanarak zulüm etmiştir.
Ancak şunu net olarak biliyoruz ki; imtihan sırrı gereğince küfür devam etmiş, fakat zulüm devam etmemiştir. Çünkü Allah mazlumun ahını hiç bir zaman yerde koymamıştır. İnsanoğlunun zalimlerin başına gelen felaketlerden ders çıkarması lazımken, dünyadaki ekonomik dağılımın dengesizliği, teavün düsturuna uygun hareket etmediğini gösteriyor. Dünya ekonomisinin 






















































