Reklamı Geç
Tulpar
Nuri Restaurant
HM yapı İnşaat Mustafa Karadeniz
Hatay
BIST10.972
DOLAR42.076
EURO48.6246
ALTIN5430.6
BTC/USD107592.57
Muammer Gezer

Muammer Gezer

Mail: [email protected]

Şeyh Nazım Kıbrısi: Tasavvufun Evrensel Yolcusu

Şeyh Nazım Kıbrısi: Tasavvufun Evrensel Yolcusu

​Geçtiğimiz hafta Ankara’dan gelen akademisyen hocalarımızı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde misafir etmiştim. Bu misafirlikleri döneminde benimde çok fazla ziyaret etmek istediğim Kıbrıs adasının manevi önderlerinden Şeyh Nazım hazretlerinin dergahını da ziyaret ettik. Daha önce çok gitmek istememe rağmen bir türlü fırsat bulamamıştım. Lefke de bulunan dergâh ve türbe sapak ve konumda gözükmeyen bir yerde olduğundan dışarıdan gelen bir yabancı için bulmak biraz zorlaşıyor. Lefke ’ye yakın olan Güzelyurt kazasında görevli hocalarımızdan edindiğim bilgiye göre ‘’lefke mahkemeler camii’’ konumu aratıldığında dergâhınoraya gitme olasılığı kolaylaşıyor. Mahkemeler caminin bitişiğinden sola dönerek yolu takip edince sağ taraftaki tesbih satan muhterem ve ardından gelen bakkalı da geçince şeyh efendinin hanesine ulaşmış oluyorsunuz. Hanenin hemen bitişiğinde dergâh ve kabri bulunmaktadır. Ziyarette haremlik/selamlığa itinayla dikkat etmekte olmalarına rağmen Türkiye’de var olan o katı kuralları pek burada göremiyorsunuz. O da olsa olsa Kıbrıs halkının sosyal yapısından dolayıdır. Şeyh efendinin oğlu İstanbul’da olduğundan dolayı dedesiyle aynı adı kullanan torunuyla görüşme fırsatımız oldu. 

​Biz torun Nazım efendiyi avluda beklerken kabrin bulunduğu yere gelerek şeyh efendi için dua ettik. Ardında dergâhta bulunan müritler bizlere çay, sonrasında da yenidünya ve portakal soyarak ikramda bulundular. Hoş bir sohbetin yanı sıra orada bulunanlar kendi işleyişleri yerine şeyh efendinin sağlıklı olduğu dönemde ziyaretine gelen Türkiye’deki birkaç hoca efendinin durumları hakkında yorum yaptılar. Bundan gayet rahatsız olmuş ve sıkılmış bir şekilde camiyi incelemeye kalktım. Orada yapılan zikri azda olsa telefonuma kayıt ettim. O kadar huzur dolu bir ortamdı ki galiba burada yaşadığım o hazzı anlatamayacağım.

​Torun Nazım efendinin gelişi gecikince programda aksama olmaması için çıkmak zorunda kaldık. Mahkemeler camisinin yanındaki arabamıza binmek üzereyken aradılar ve bizi beklediğini bildirince hemen geri döndük. Torun Nazım Efendinin bulunduğu oda kitaplarla kaplı hoş kokuları olan içerisinde Türk bayrağı ve bir kılıcın asılı olduğu güzel bir odaydı. Torun Nazım hukuk fakültesini bitirmiş, güler yüzlü, mütevazi, hoş bir adam. Dedesinin hizmetine nenesi vefat edince yalnız kalmasın diye gelmiş ve 10 yıl bir gelmeye hizmette bulunmuş bir zattı. Dediğine göre her ay yurt dışına çıkarak davet vazifesini yerine getiriyor. Burada yapılan hizmetlerin devamı içinde sürekli dergâha geri dönüyor. Babası ve amcası da sürekli dergâhta durmakla birlikte çeşitli ülkelerde faaliyet göstermekteler. Şeyh Nazım hazretlerinin mirasını muhafaza etmeye çalışan kendi halinde bir topluluk olarak gördüm. Yumuşak huylu, bazı noktalarda rahat, taviz vermiş bir kişiliğe sahipler. Türkiye’deki gibi o katı cemaat kuralları hâkim değil. İşte tam da bu yüzden Kıbrıs toplumu ve özellikle ecnebiler tarafından benimsenmiş bir cemaat olmuşlar. 

​Bugün 7 Mayıs şeyh efendinin vefatının 10. ölüm yıldönümü. Kendisine rahmet, peşinden gelenlere de Kuran ve Sünnete tam bağımlı bir hayat yaşayacakları uzun imanlı bir ömür niyaz ediyorum. Kuzey Kıbrıs ziyarete gelenler için mahkemeler camii konumu aratmaları onları dergâha götürecektir. 

 

Şeyh Efendinin hayatı: 

1922 yılında Larnaka'da dünyaya geldi. 1940'larda İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'nde okudu. İstanbul'da bulunduğu dönem içerisinde Nakşibendi şeyhi Süleyman Erzurûmî'ye intisâb etti. Bir müddet sonra Süleyman Erzurûmî kendisini Şam'a, Abdullah Dağıstânî'ninyanına gönderdi.

1973'te Abdullah Dağıstânî'nin ölümünün ardından yerine geçti. Londra başta olmak üzere yurt dışı seyahatlerine başladı. Dünyanın birçok yerini gezip insanları Müslümanlığa davet ederek câmi, dergâh ve vakıf açtı. Londra’nın kuzeyindeki St. Ann Road’da bulunan tekkenin arsası, Brunei Sultanı Hasan Bolkiah tarafından hibe edildiği söylenmektedir.

Mehmet Nâzım Âdil, 7 Mayıs 2014'te akciğer ve böbrek yetmezliğine bağlı olarak Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'nde 92 yaşında öldü. 2011 yılında oğlu Mehmet Âdil'in, halife olarak yerine geçip silsileyi devam ettireceğini ilan etmişti.

 

Bir Hatırası:

 

Ezanın Arapça okunmasının yasak olduğu dönemde, Kıbrıs'a geri geldiği ilk gün şerefeye çıkıp Arapça ezan okumuş ve bunun üzerine bir hafta hapis yatmıştı. Serbest bırakılınca Lefkoşa'nın en büyük camii Selimiye'nin şerefesine çıkıp tekrar Arapça ezan okumuş, bunun üzerine kendisine dava açılmıştı. Davayı beklerken Lefkoşa'nın köylerini gezip Arapça ezan okumaya devam etmişti. Hakkında 114 dava aynı zaman diliminde açılmış ve 100 yılı aşan süre mahkûmiyeti gündeme gelmişti. Davaların okunma gününe yakın, Adnan Menderes döneminde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ezanın Arapça okunmasını serbest bırakması üzere hakkındaki davalar düşmüştü.

Diva Otel

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar
Avula Hikmet Hatunoğlu