SİZİN ORANIN İNSANI NASIL
Büyük bir şehre yaklaşmakta olan bir seyyah, yolun kenarında bir kulübede yaşayan bilge bir adamın yanında biraz mola vermiş ve ona şunu sormuş.
-Bu gideceğim kentin insanları nasıl insanlardır?
Bilge soruya soruyla karşılık vermiş:
-Sizin oranın insanları nasıldır?
Adam yanıtlamış:
-Cimri güvenilmez, asık suratlı ve kalleş.
-Ah demiş bilge adam;
Buranın insanları da aynen öyle.
Adam uzaklaştıktan bir müddet sonra bir başka seyyah da burada konaklamış ve bilgeye aynı soruyu sormuş.
Bilge aynı soruya karşılık vermiş:
-Sizin oranın insanları nasıl?
Adamda;
-"Bizim oranın insanları mı?
Cömert, güvenilir, güler yüzlü ve dürüst insanlardır. "demiş
Bunun üzerine bilge adam:
"Bu şehrin insanlarının da ondan hiç farkı yok" demiş.
Yani.
Nasıl gördüğümüz çok önemlidir.
Hayat biz ona nasıl bakıyorsak onunla karşılık verir.
" -Marifet nedir bilir misin?
Taşlara bakan gözlerin çiçekleri görmesidir."Mevlana
Eğer biz insanların güvensiz, asık suratlı, cimri kalleş olduğuna dair bir düşünce sistemini geliştirmiş ve benimsemişsek karşımıza çıkan insanlarda göreceğimiz odur.
Ya da "neden hep karşıma böyleleri çıkıyor neden hep beni buluyor" diyorsak yine dönüp bir kendinize bakmamız gerekir.
" Ben nerede yanlış yapıyorum ve bunu tekrar ediyorum" diye.
Herkesi sevmek, onaylamak zorunda değiliz ancak herkesin yaşamdaki var oluş amacına saygı duymak zorundayız.
Sevgide serbestlik, saygıda mecburiyet vardır.
Bu güzel şehrin, güzel ahlaklı çalışkan yardımsever canlarına selam olsun.
Yorum Yazın