VATİKAN’IN SONU BARNABAS İNCİLİ
Geçmiş dönemlerde de sıkça gündeme gelen ve birbirinden farklı bir çok görüş bildirilen Barnabas incili hakkında çeşitli rivayetlerin olduğunu söyleyebiliriz. Kitabın içeriğinde ,Hz İsa (as) ‘ın havarilerinden olan Barnabas tarafından Arami dilinde,Süryani alfabesinde yazıldığı,Hz İsa (as)’ın ilahlığının kabul edilmediği,testis inancının reddedildiği,Hz İsa (as)’ın yerine inkarcılardan olan Yahuda İskaryot’un çarmıha gerildiği ve son peygamberin Ahmet ismiyle gönderileceği gibi bilgilerin yer aldığına dair güçlü iddiaların olduğunu düşünerek konuyu ele alalım.
1981 yılında Şırnak’ın Uludere ilçesinde bir mağarada avcılar tarafından bulunan kitaptan bahsedilmişti. Bu kitabın bölgenin ileri gelenlerinden Babat aşireti liderinin eline geçtiği ve kitabı tarihi eser olarak belli bir meblağ karşılığında satmak istediği esnada jandarmalar tarafından baskın yapılmış ve kitaba el koyulmuş diye işitmiştik.
Buraya kadar her şey normal şimdi gelelim esas mevzuya; jandarmalar vasıtasıyla el koyulan kitabın gizemini açığa çıkarmak adına bir takım çalışmalar yapılmış ve kitabın kayıp olan ,iki bin yıllık Barnabas incili olabileceği varsayımları artmış ve bu durum Vatikan başta olmak üzere bir çok derin yapıyı harekete geçirmişti. Genel Kurmay Başkanlığında adli emanette olan kitap esrarengiz bir şekilde kayıp olmuştu. Kitabın Genel Kurmay Başkanlığına sızan Fetöcü hainler tarafından bir şekilde Yunanistan’a gönderildiği söylentileri üzerine o dönemin derin bağlantılarının bir numaralı ismi Abdullah ÇATLI kitabın peşine düşmüştü. Uzun uğraşlar veren Abdullah ÇATLI ve Sedat BUCAK sonuca ulaştıkları ve emekli Tuğgeneral Veli KÜÇÜK’ün yaveri olan Adem TAŞDEMİR’in aracılığı vasıtasıyla,Kuşadası,nda bulunan adalar üzerinden pazarlıkların yapıldığı ve kitabın ÇATLI tarafından ele geçirildiği bilgisi derin yapıların kulağına kadar gitmişti.Nitekim Kuşadası’ndan dönüş yolunda Susurluk mevkiinde ÇATLI esrarengiz bir şekilde trafik kazası yapmış ve hayatını kaybetmişti. Kazanın hemen ardından vefat eden ÇATLI’nın, kayıp çantasından bahsediliyor ve çantanın içerisinde o meşhur kitabın olduğu dillendiriliyordu. Kazanın meydana gelmesinin ardından fazla zaman geçmeden gazeteci Uğur DÜNDAR’ın olay yerine gelerek kaza fotoğraflarını servis etmesi ve aracılık yapan Adem TAŞDEMİR’in gözaltına alındıktan sonra alelacele serbest bırakılması,organize bir operasyon olduğunu destekler nitelikte, akıllarda soru işaretleri uyandırıyordu.Olaylar silsilesi henüz yeni başlamış ve gizli bir komuta merkezinden yönetilen faili meçhul suikastlar birbiri ardına gelmişti.Kıbrıslı gazeteci Kutlu ADALI ,Esat COŞAN hoca ve Muhsin YAZICIĞIOĞLU suikastları, kaza süsü verilerek, ÇATLI suikastına benzer yöntemlerle yapılmıştı. Bütün parçaları birleştirdiğimde,bu konular hakkındaki tüm söylentiler benim nazarımda iddia olmaktan çıkmış ve gerçeklik kazanmıştır.
Bu gibi iddiaları doğrulamak adına, rahmetli YAZICIOĞLU ile sinema sanatçısı Ahmet YENİLMEZ’in aralarındaki konuşmaların basına yansımaları ve ilgili savcılıklara verilen ifadeler mevcuttur. Kitabın nüshalarını tercüme eden Hamza HOCAGİL’in katıldığı bir televizyon proğramında yapmış olduğu açıklamalar da vardır. En can alıcı hadise ise Aydoğan VATANDAŞ isimli şahsın Ahmet YEMİLMEZ’e sosyal medya üzerinden mesaj yollayarak “büyüğümüz bu işin üstüne gidilmesini istemiyor “ şeklindeki telkinidir. Kitabın ortaya çıkma ihtimali bile Vatikan derin devletinin uykularını kaçırmış ve Türkiye’de emellerine hizmet eden müttefikleri Fetö vasıtasıyla herekete geçerek, faili meçhul bir çok olayı gerçekleştirmişlerdir.
Barnabas incili hadisesi için şehir efsanesi,tılsımlı hikaye ve spekülatif haber diyerek gerçeklerin gün yüzüne çıkmasını engellemek isteyen şer odaklarının tüm çabaları sonuçsuz kalacaktır.Zira iman nurunu tamamlayacaktır. Bu uğurda vazifeli sır emanetçilerinin vakti geldiğinde aşikar edeceği
hakikatler tüm dünyayı ayağa kaldıracaktır.DOĞRULAMA YANLILIĞI adı verilen teori kullanılarak bilimsel çalışmalarla İslam sancağı yeniden kıtalarda dalgalanacak ve Vatikan hegemonyası yerle yeksan edilecektir.
Çok teşekkür ediyorum Nilgün hanım
Yüreğine sağlık HALİL bey