ZALİM, MAZLUM VE DOĞU KUDÜS
Gündemin en önemli maddesi Kudüs. Öyle anlaşılıyor ki Kudüs’ün başkent ilan edilme çıkışı Trump’ın ani kararıyla değil; önceden planlı. Gizli eller BOP sonrası bölgedeki ülkelerle yaptıkları iş birlikleriyle buna zemin hazırlamış, şimdi de uyguluyorlar.
Arap baharını doğuran sebepler incelenmeden bu duruma nasıl geldiğimizi anlamamız mümkün görünmüyor.
Olağanüstü toplanan İİT, toplantısına katılması gereken ağır abilerin bir kısmı gelmedi! Acı olan onların aksine dünyanın öbür ucundan Venezüella devlet başkanı katıldı. Katılan ülkelere baktığımızda kim Müslüman kim gayri Müslim diye düşünmek yerine; zalim ve mazlum algısını öncelememiz gerektiği anlaşılmış oldu. Zaten İİT, yaptırım ve ekonomik ilişkilerin kesilmesi konusunda da bir karar almaktan aciz.
Hâlbuki isteyince Katar’a, İran'a, Suriye'ye ve Yemen'e karşı istediklerini uyguluyorlar. Askeri güç oluşması istenince; Katar’a, Lübnan'a, Suriye'ye gönderiveriyorlar.
Gelin görün ki! Müslüman ülkelerdeki ABD askeri üsleri hala duruyor!
Zira birtakım ülkelerle oluşturulan yeni “iş birlikleri/birlikçileri”yle Kudüs’ün elden çıkarılması garanti altına alınmış. Başkent ilan edilmesi büyük bir infial yarattı ama zaten Kudüs işgal altındaydı. Bir de İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) aslında Doğu Kudüs işini 1967 sınırını ve iki devletli çözümü desteklediğini deklare etmiştir.
Tarihi karar! Evet, ama müspet anlamda olmadığı kesin.
Alınan karar ABD’nin istediği ya da savunduğu bir durum. Zaten Kudüs'ün 'sına doğu,






















































