Eleştirel düşünme
Batıda ahlaki yozlaşma var, cinsellik sınır tanımıyor, aile ve toplum bağları çözülmüş, inkar ve sapkınlık diz boyu. Peki neden batı sistemi hala ayakta? 
1. Olumsuz bir takım sonuçları olsa bile bilimsel çalışmalar
2. Gücü tek elde toplamamak, dağıtmak ve denetlemek
3. Ancak salt bunlar yeterli değil. Hepsi için geçerli olacak eleştirel bir akıl. Eleştirel aklın rahat hareket edeceği bir ortamı inşa etmek. Batı siyaseti can çekişiyorsa, eleştirel akılla nefes alıyor. Batı ekonomisi daralmışsa eleştirel akılla genişliyor. Batı felsefesi tıkanmışsa eleştirel akılla açılıyor. Dahası Batı sömürgeciliği bile eleştirel akılla kendini gözlerden uzak tutuyor. Yani batıda sömürgecilik varsa ona yönelik çok keskin eleştiriler de var. Tabii eleştirel akıl için de korku ve endişelerin olmadığı sağlam bir özgür ortam olması gerekiyor. Demem o kim biz eleştirel akılcılığı yedek lastik olarak görürken Batı bu aklı asıl kabul ederek yoluna devam ediyor. Biz hala eleştirirsek faydası mı olur zararı mı,  onu tartışıyoruz.
Eleştirel akıl/düşünce batıda. 
Bizde ise şu günlerde ünlü bir profesörün söylediği iddia edilen ‘iktidara zarar verecekse doğruları söylemek caizdir diyemem’ sözü haberlere konu oldu.
Aradaki makas büyük..
Temel çıkmazlarımızdan biri de, Kutsama...
Devleti kutsama,
Irkı kutsama,
İktidarı kutsama,
Kişileri kutsama,
Makamları kutsama,
Değer üretemeyen bir sistem kendini kutsama üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor...
Bilge lider Aliya: “"Ben olsam, Müslüman Doğudaki tüm mekteplere 'eleştirel düşünme' dersleri koyardım. Batı’nın aksine, Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur."  İhtiyacımız olan bu felsefedir. Aksi halde bozulmanın/çürümenin/kokuşmanın önüne geçilmesi ham hayaldir.
Atalar "sizi güldürenin değil, ağlatanın yanına gidin" derler.
Ne güzel söylemişler. Kalın sağlıcakla
Yorum Yazın