KÜRKÜ PAHALIYA SATMAK
Önümüzde iki seneden daha az süre sonra Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Cumhur ittifakının tarafları açık ve net bir şekilde bizim adayımız Recep Tayyip Erdoğan üzerinde ittifak etmiştir. 
Millet ittifakının henüz Cumhurbaşkanı adayı net bir şekilde belli değildir. 
Millet ittifakında asıl olan HDP’nin kilit konumda olması ve “biz olmaz isek siz o koltuklarda oturamazsızın” dediği gibi “biz olmasak siz cumhurbaşkanlığı kontuğunu göremezsiniz” bağlamında kürkü pahalıya satmak istediğini açıkça görmekteyiz. 
İyi Parti bu durumdan rahatsız olduğu açık. 
Ancak hayat prensibi kabul ettiğim Ziya Paşanın bir sözünü hatırlatmadan geçemeyeceğim. 
“Olma kimsenin lütfuna talip bedeli cevheri hürriyettir.” 
İyi parti MHP den ayrılırken sadece lider değişikliği için ayrılmamıştı elbet. Ancak MHP nin durduğu çizgi ile iyi partinin durduğu çizgiyi ülkücü hareket adına sorguladığımızda kimse evet MUHSİN BAŞKAN GİBİ DİK DURDULAR sözünü kimse söyleyemiyor. Çünkü İyi parti CHP den 15 milletvekilini sırf hazine yardığımı alabilmek, daha doğrusu hazineyi soyabilmek amacıyla kabul ettiği gün tüm doğrularını yok etmiştir. 
Nasıl mı? Bu gün CHP karşısında dik duruş, milli duruş sergileyemiyorsa bu 15 milletvekilinin kiralık olarak kabul edilmesi ile ilgilidir. Çünkü CHP 15 milletvekilini iyi partiye kiralamakla hem iyi partinin aklını aldı, hem ülkücülüğünü aldı, hem milliyetçiliğini aldı, hem vatan severliğini aldı…..vs. 
Nereye mi götürdü. 
HDP çizgisi denen bölücü gurubun kucağına attı. İyi partinin elinde sadece kuru bir “Meğri Meğri” gürültüsü ile güya Habur’da yaşanan hadiseyi protesto ettikleri görüntüler kaldı. 
Bu güne kadar Ak Partiye kimse “o koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz” diyemedi. Çünkü Ak parti millet hareketidir. Rüzgarsız havada dönen döneklerin, fırıldakların hareketi değildir.   
Nereye mi götürdü. 
Hani yolsuzlukla, hazineyi talan etmekle suçladıkları Ak Partiyi eleştirdirdikleri sözleri gerçekte kendilerinin yaptığını tersten göstermeye götürdü. Çünkü sırf hazine yardımı alabilmek için 15 milletvekili kiralayıp hazine yardımı aldılar. Bu sayede hazineyi hileyi şer ile soyabileceklerini umum aleme göstermiş oldular. 
Nereye mi götürdüler
“O koltuklarda bizim sayemizde oturuyorsunuz” sözünü duyabilecekleri esfeli safiline götürdüler. 
Dahasını saymaya gerek duymuyorum. 
Tüm bu olumsuzluklar içerisinde iyi parti bu gün CHP ve HDP karşısında tek tutar dalı olan asıl olan kilit parti HDP değil benim kozunu 15 milletvekilini kiralık kabul ettiği gün kaybetmiştir. 
Şimdi İyi Partinin tüm söylemlerinin havada kalmasının nedeni de budur. Yoksa İyi Parti kilit partinin HDP değil kendisi olduğunu çok iyi biliyor. Bu sebeple Meral hanım HDP’yi sürekli dışarıda tutmaya ve kendisinin başta olabileceği bir millet ittifakı üzerinde durmaya çalışmaktadır. Bu sebeple Kemal Kılıçtaroğlu yerine Ekrem İmamoğlu’nu tercih etmeye çalışan demeç ve görüntü vermektedir. Bu bağlamda hem asli gayesini gizleyebilmekte, hem Kemal Kılıçtaroğlu ile Ekrem İmamoğlu arasında yaşanabilecek siyasi kavgadan kendisini aday göstermenin yolunu aralamaya çalışmaktadır. 
HDP ise aslında kendisinin CHP’nin yavrusu olduğunu bilmekte ve CHP eksenli bir Cumhurbaşkanı istemektedir. İyi partinin kayıtsız şartsız, yada küçük nimetler karşılığında Millet ittifakını desteklemesini istemektedir. HDP belediye başkanlıkları seçimlerinde kendi fedakarlıklardan dem vurarak dava adamı bizim gibi olur. Biz hiçbir menfaat beklemeden sizleri destekledik. Şimdi siz hiçbir menfaat beklemeden bizim kabul edeceğimiz adaya destek olun bağlamında sözleri medya karşısında serdetmektedir. 
Millet ittifakı zaman zaman medyaya yansıyan ağızdan kaçırılan sözlerden de anlaşılacağı üzere bizim arkamızda ABD başta olmak üzere büyük güçler var. Büyük güçlerinde katılımı ile ittifak edeceğimiz kişinin Cumhurbaşkanı adayı olması gerekir şeklindeki sözlerin gözden ve kulaktan kaçırılmaması gerekir. 
Millet ittifakı kendi oylarının %50+1 etmeyeceğini gördüğü için uzun vadeli yatırımlara yöneldi. Nedir bu yatırımlar Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi uzun yıllar Akparti içerisinde önemli görevlerde bulunmuş, yıllarca bakanlık, başbakanlık yapmış kişilere ayrı partiler kurdurdular. Temel Mollaoğlu’nun dediği gibi “Ben Ak parti içerisinde yıllarca önemli görevlerde bulunan bu kişilerin en az Ak parti tabanını %20 civarında böleceğini düşünüyordum.” Demesi ile maruf olan sözün temel alt yapısının içerde ekildiğine ihtimal vermiyorum. Bu düşünce dışarıda düşünüldü içerde piyes edilen bir düşünce olduğundan adım gibi eminim. 
Nereden mi eminim. 
Millet ittifakını oluşturan şu benzemezliklere bakmamız yeterli.
Atatürk’ün partisiyim diyen tüm vatanseverliliğinden arınmış CH,
Siz Atatürk’ün askerleri değil generali olsanız kaç yazar it sürüleri,  Ben Kürdistanı temsil ediyorum, Bağımsız Kürdistan’ı kuracağız, Bizim arkamızda PYD, PKK, PEJAK ….vs. var. PKK sizi Tükürüğü ile boğar. Biz daha APO’nun heykelini dikeceğiz sözünü rahatlıkla söyleyebilen ideoloji olarak Dinsizliği ve ateşperestliği şiar edinmiş HDP, 
Biz Türkiye sevdalısıyız, ülkücüyüz diyen İP,
Biz milli görüşçüyüz, ülkeye şeriatı getireceğiz diyen SP.
Bu dört düşüncenin birbirine benzediğini söyleyebiliyorsak bunlar bir masada oturdu ve fikir jimlastiği yaptık ve biz birbirimizin olumlu ve olumsuz taraflarını göğüsleyebiliriz diye karar verdiler. Kim inanır buna. 
Bunlar kulağından tutulup bir masa etrafından oturmaya mecbur bırakılmış yemlenen kişiler olduğunu söylesem ne dersiniz. 
Bu iki olasılığın hangisine daha fazla inanırsınız.?
Şimdi burada tabi her şeyi dış güçlerin Türkiye ve Tayyip Erdoğan düşmanlığına dayandırmak ta tam doğru değil. Çünkü bu zorlama arasında millet ittifakını oluşturan partilerin de kendi çaplarında bir menfaati var. Nasıl mı?
HDP tam bağımsız veya özerk bir Kürdistan’ına kavuşacak. Apo başta olmak üzere bir çok teröriste serbestlik sağlayacak. Kürtleri!!!! Mistizmden kurtarıp, cinsel hürriyetin sonsuz yaşanabildiği kominizme, ateşperestliğe ulaştıracak,…..vs.
CHP küçük olsun bizim olsun diyebilecekleri Tayyipsiz bir Türkiye’ye kavuşacak, 
İP Devlet Bahçelisiz bir ülkücülüğe kavuşacak ve ABD nin kucağından konuşan kardeşlerine hürriyet temin edebilecek, 
SP Her ne kadar şeriatı getirebilecekleri bir toprak parçası kendilerine bırakılmayacak dahi olsa neden bizden ayrıldın, sana ceza olsun diyebilecekleri Tayyip belasından kurtulmuş olacaklar. 
Ne büyük menfaatler değimli. Yani toplamda herkes HDP ve dolayısıyla Ermenistan ve İsrail’in emeline hizmet etmiş olacaklar. Bu menfaati elde edebilmek için dahi birbirlerine kürkü pahalıya satmak istemektedirler. İttifak içerisinde en pahalı kürk kimin kürkü dersiniz?
Yorum Yazın